Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL,(DHA)- BAĞCILAR Belediyesi, Bosna Hersek’in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç için anma programı düzenledi. Mehmet Akif Ersoy Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen 'Vefatının 14’üncü yılında Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç' isimli anma programında Boşnak liderin cesareti, nasıl bir düşünür olduğu ve siyasetçi kimliği konuşuldu.
Araştırmacı yazar Nusret Sancaklı’nın moderatörlüğünü yaptığı anma programına çok sayıda kişi katıldı. İzzetbegoviç’i yakından tanıyanların anlatımıyla gerçekleşen program soru cevap şeklinde devam etti.
“SANKİ BİR FIRTINADA GEMİYİ KARAYA OTURTMAYAN BİR KAPTAN GİBİYDİ”
Emekli General, Bosna Ordusu 3’üncü Kolordu Komutanı ve Eski Savunma Bakanı Sakib Mahmuljin, 'Dava arkadaşım, kumandanım, liderim ve dostum' dediği İzzetbegoviç’i, “Sanki bir fırtınada gemiyi karaya oturtmayan bir kaptan gibiydi” sözleriyle tanımladı. İzzetbegoviç’in Boşnakların babası olduğunu söyleyen Mahmuljin, konuşmasına şöyle devam etti:
“Gerçek bir mümin ve iyi bir askerdi. Yaşasaydı ve burada olsaydı bu söylediklerimden dolayı da bana kızardı o kadar da mütevazi bir insandı. Onunla çalışmak kolay bir şey değildi. O öyle bir kumandandı ki en zor zamanlarda bir kurtarıcı olarak ortaya çıktı. Sanki bir fırtınada gemiyi karaya oturtmayan bir kaptan gibiydi. 93’teki savaşta bin 400 tanka karşı bizim 5 tüfeğimiz vardı. Ancak o ve önderliğindeki Bosna halkı geri adım atmadı. Borudan bazukaların yaptığımızı görünce ‘Biz bu savaşı kaybetmeyeceğiz’ dedi ve öyle de oldu. Hiçbir şeyimiz yoktu ama bu savaşı biz kazandık. Kazanmanın dört nedeni var. Allah’a iman, birlik, teknolojik olarak aynı seviyede olmak ve ekonomik olarak güçlü olmak. Biz bunu Aliya sayesinde başardık. Savaş zamanında ve her zaman Türkiye’nin bize yardımları oldu. Biz Türkiye’yi bir büyük abi olarak görüyoruz. Müslüman halkı için çalıştı. Onun en büyük derdi o dönemde Müslümanların problemleriyle uğraşmaktı. Yıllarca hapis yattı ve sonra hastalandı. Başkan olunca istese kendisine eziyet eden herkesten intikam alırdı ancak o bu yolu seçmedi. O yine düşmanlarıyla anlaşmaya çalıştı. Kendisini uyardık ‘Size zarar verdiler’ diye, ancak o ‘Allah’ın önüne çıkacağız. İlahi adalet o zaman vuku bulacak’ cevabını verdi. Bosna’yı bize emanet etti. Bosna’yı koruyun kollayın Bosna size emanettir.”
"ALİYA’NIN OLDUĞU ORTAMLARDA HEP İSLAM KONUŞULURDU"
İzzetbegoviç’in hasta olduktan sonra son nefesini verene kadar başucunda duran özel doktoru Prof. Dr. İsmet Gavrankapetanoviç ise, “Aliya’nın olduğu ortamlarda hep İslam konuşulurdu. Herkes fikrini rahatça söyler tartışmalar yaşanırdı. Ondan şu sözü çok duyardım ‘İslam sanat gibidir onu hissetmek lazım’. Hastanedeki odası da çok mütevaziydi. Ziyarete gelenler odanın sadeliğini görünce çok şaşırırlardı. Yaşatmak için doktor olarak elimizden geleni yaptık. Onun için çabaladığımızı görünce ‘Niye kendinizi yoruyorsunuz? Ha Ekim’de ölmüşüm ha Mayıs’ta. Olacak olan neyse olsun’ derdi. Ölüme yakın Allah’a kavuşacağı için çok mutlu olduğunu gördüm. Ondan gerçek bir insanın nasıl olabileceğini öğrendim” şeklinde konuştu.
“BOSNA HERSEK’İN ZARARINA OLAN DAYTON ANLAŞMASI’NI NEDEN İMZALADINIZ?”
Konuşmaların ardından soru-cevap kısmına geçildi. Katılımcılar, Aliya İzzetbegoviç’le ilgili sorular yönlendirdi. Bir Boşnak genç, savaşı sıcağı sıcağına yaşayan eski Savunma Bakanı Sakib Mahmuljin’e 'Bosna Hersek’in zararına olan Dayton Anlaşması’nı neden imzaladınız?' diye sordu. Mahmuljin, “Dünyanın süper güçleri ne bizim ne de Sırp ve Hırvatların kazanmasını istemiyordu. Banya Luka’yı alacağımızı gören ABD ‘Tepenize bombalar yağdırır size ambargo uygularız. Bizi dinlemezseniz Bosna ayakta kalmayacak’ diye bizi tehdit etti. O zamanlar güçsüzdük ve karşımızda dünyanın süper güçleri vardı. Bosna’nın ve Boşnakların geleceği için imzaladık” diye cevapladı.
(FOTOĞRAFLI)