Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA) - İSTANBUL Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nde yapılan 'Eğitimi Yerel ve Milli Düşünmek' başlıklı panelde konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, yerlilik ve milliliğin belki de ilk defa bu kadar büyük tehdit altında olduğunu söyledi. Külünk, küreselleşmeyle ortaya çıkan tek tipleştirme ve kültürel bir soykırımla karşı karşıya kalındığını belirtti.
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi (İYYÜ)'nde 'Eğitimi Yerel ve Milli Düşünmek' başlıklı bir panel düzenlendi. Alev Ofluoğu Konferans Salonu'nda yapılan panele İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğu, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, Üsküdar Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, Kırıkkale Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Levent Eraslan, Konya Ekol Koleji Müdürü Dr. Mehmet Birekul ve Doğru Cevap Eğitim Kurumları İcra Kurulu Başkanı Ramazan Akarsu, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
"MİLLİ BİLİNCİ YENİDEN İNŞA ETMEK ZORUNDAYIZ"
Panele, TBMM’de başkanlık seçimi olduğu için Ankara’dan görüntülü bağlanarak konuşan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, yerlilik ve milliliğin ilk defa bu kadar büyük tehdit altında olduğunu söyledi. Küreselleşmeyle ortaya çıkan tek tipleştirme ve kültürel bir soykırımla karşı karşıya kalındığını belirten Külünk, şöyle konuştu:
"Tarım toplumunda yerli ve milli olmak belki çok kolaydı, sanayi toplumunda eh biraz daha kolaydır. Ama şimdi dünyanın dijital bir köy haline geldiği zaman diliminde karşılıklı etkileşimden öte, güçlünün, gücü ele geçirenin zayıf olanı yok ettiği bir zaman diliminde bu kavramları konuşmak dünden daha zor hale geldi. Gücü elinde bulunduranın ekonomiyi, ahlaki ilişkiler, ve hukuki belirlediği boyutta, yerliliği ve milliği güncellemek, milli bilinci yeniden inşa etmek zorundayız. Eğitim eğer milli bilincin ışığı doğrultusunda şekillendirilirse bizi küresel ölçekte yeniden farklı bir sözü söyleyerek insanlık için ümit merkezi olan Anadolu topraklarında yükselişin varlığını pekiştirecektir."
"HERKES DOĞRU TESPİT ÜZERİNE ÇALIŞIRSA EĞİTİMDE DEĞİŞİM DAHA KOLAY OLUR"
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci ise eğitimde sorunları tespit ettiklerini ve uygulama noktasında sıkıntı olduğunu fakat yaptıklarını belirtti. Yelkenci, "Biz artık Türkiye olarak birçok meselede olduğu gibi eğitime dair sorunlarımızı da tespit ettik. Yapmak noktasında sıkıntılarımız var, o yüzden biz yapıyoruz. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü olarak, İstanbul Öğretmen Akademileri, 'zihinden makineye bilgisayar bilimleri' eğitimi modeli, 'sözlük özgürlüktür' projemiz, 'tematik meslek liseleri' projemiz gibi, bu anlamda bir ayağımız kendi medeniyetimizin üzerinde durup bir ayağımızla dünyayı dolaştığımız çalışmalardır. Ben bu noktada şunu söylemek istiyorum; herkes bulunduğu yerde, doğru tespitin üzerinde çalışmalarını inşa ederse o zaman bu değişim, bu özlediğimiz, peşinde koştuğumuz eğitim alanındaki değişim çok daha kolay olacaktır" dedi.
"EĞİTİMİN YEREL VE MİLLİ OLMASI SON DERECE ÖNEMLİDİR"
"Eğitim sisteminin yıllardır arzuladığımız, başarmak istediğimiz hale gelmesi için yol almamız gereken çok önemli süreçleri var" diyen Prof. Dr. Hacısalihoğlu da , "Kurumsallaşması, yerleşik hale gelmesi, kuşaktan kuşağa aktarımında sorunsuz işlemesi her şeyden önemlisi milli, yerel düşünerek bütün birikimlerimizi bir değerle taçlandırıp evrensel buluşmayı bu yönde yapabilme başarısı son derece önemlidir. Böylelikle uluslararası düzeydeki eğitim, bilim, akademik ne kadar bu anlamda paylaşıma açık havuz varsa, oraya kendimiz olarak bizim katacağımız değerlerle hemhal olabilmek önemli, hedefimiz bu olmalı" diye konuştu.
"EĞİTİMDE MİLLİ OLMAK, İÇE KAPANMAK DEĞİLDİR"
Geleneğe dayanmayan eğitimin milli olamayacağını aktaran Doç. Dr. Eraslan ise, "Aile ve çevre özelliklerini göz ardı eden, milli ve yerel dinamiklerini temele almayan bir eğitim sistemi topluma sadece yabancılaşmış bireyler yetiştirir. Eğitimde milli olmak içine kapanmak değildir. Ya da 'biz nasıl yapalım' düşük özgüven cümleleri değildir. Elbette evrensel gerçekleri bileceğiz ama bu toprağın çocuklarını milli ve yerel ülkülere göre yetiştireceğiz. Bu bağlamda derhal eğitimi milli ve yerel düşünmek konulu bir şura toplanmalı ve bu durum ele alınmalıdır" ifadelerini kullandı.
Eğitimi 'kendini tanımak, kendine güvenmek ve öğrenmeyi öğrenmek' diye tanımlayan Konya Ekol Koleji Müdürü Dr. Mehmet Birekul da, geleneği olmayan bir eğitim sisteminin milli, yerli olmasının mümkün olmayacağını belirtti.
"DÜNYADA SÖZ SAHİBİ OLMAK İSTİYORSAK EĞİTİMDE KENDİ MODELİMİZİ OLUŞTURMALIYIZ"
İnsanın doğası gereği temel ihtiyaçlarından birisinin eğitim olduğunu söyleyen Doğru Cevap Eğitim Kurumları İcra Kurulu Başkanı Ramazan Akarsu ise şöyle konuştu:
"Ümit ediyorum ki eğitimimizi milli, aynı zamanda evrensel değerleri göz ardı etmeyen, dünyayı ve dünyadaki gelişmeleri kaçırmayan bir sisteme doğru götüreceğiz. Eğer biz gerçekten dünyada söz sahibi olmak istiyorsak kendimize özgü bir eğitim modeli oluşturmak zorundayız. Bu eğitim modeli bizim köklerimizde var. Biz bunu bugünkü gerçeklere göre revize eder, önce insan mantığıyla bir eğitim sistemi oturtmayı hedeflersek bu problemleri kısa sürede çözeriz."
(FOTOĞRAF)