Ak Parti İstanbul İl Başkanlığını işgal eden askerlerin yargılandığı dava

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2017 18:32

Ak Parti İstanbul İl Başkanlığını işgal eden askerlerin yargılandığı dava

Haberin Devamı

Hayati KILIÇ - İSTANBUL (DHA)

FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'daki darbe girişimine katılarak Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı'nı işgal eden 14'ü tutuklu 74 asker'in yargılandığı davada tutuklu 5 uzman çavuş ifade verdi.

Silivri Ceza İnfaz Kurumları'nın karşısındaki mahkeme salonunda yapılan ilk duruşmaya, haklarında "Anayasayı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez müebbet hapis cezası istenen 14 tutuklu ve 40 tutuksuz sanık katıldı.

Davanın tek müştekisi olan AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk duruşmaya gelmedi. Külünk'ü duruşmada avukatları temsil etti. Mağdur Nuri Kayhan da duruşmaya katıldı. Sanıkların kimlik tespitinin ardından iddianame okundu.

AĞLAYARAK İFADE VERDİ

Sesli ve görüntülü kayıt yapılan duruşmada ağlayarak ifade veren tutuklu sanık Hüreyre Can Çatal, 47. Motorlu Piyade Alayı 2.Motorlu Piyade Taburu 5. Bölükte uzman onbaşı olarak görev yaptığını belirterek "KOKTOD (Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi) tatbikatına çıkıyoruz' diye bizi çıkardılar. AK Parti İl Başkanlığı önüne geldiğimizi tabeladan anladım. Vatandaşlar toplandıktan sonra ne yapacağımızı şaşırdık. Korktuk. FETÖ ile bir ilgim yok. 25 yaşındayım. Ne bir karakola ne de mahkemeye düştüm. 5 aylık uzman onbaşıyım. Kanser olan babama bakmak için çalışıyorum. Ailem ve ben çok zor durumda kaldık" dedi. Darbe girişimi olduğunu olay yerinde öğrendiklerini belirten Çatal, “O sırada babam aradı. 'ne yapıyorsun' dedi. Ben de tatbikat var onun için dışarı çıktık' dedim. Babam da 'oğlum askeri darbe var. Halkla karşı karşıya gelmeyin' dedi. Darbenin ne olduğunu bile bilmiyorum. Sosyal medyayı takip etmek aklıma gelmedi" şeklinde konuştu.

"NÖBETÇİ ÇAVUŞ OLARAK MESAİYE BAŞLADIM"

Tutuklu sanıklardan İbrahim Tıraş da olay günü nöbetçi uzman çavuş olarak mesaiye başladığını anlatarak, 15 Temmuz gün alay komutanı devir teslim töreni için hazırlık yaptıklarını söyledi. Öğleden sonra törenin iptal olduğu ve kışlayı terk etmemeleri yönünde emir aldıklarını belirten Tıraş, “Kışladayken tanımadığımız ve bizim kışladan olmayan 3 rütbeli asker yanımıza geldi. İsmini daha sonra öğrendiğim Hasan Hüseyin Altınsoy olan yüzbaşı, benim bulunduğum aracın komutanıydı. Telefon numaralarımızı aldı. Kışladan çıktık. Ben araç şoförü olduğum için telefona bakamıyordum. Bir araç bizi taciz edince Yüzbaşı Altınsoy 'Ez şu şerefsizi, hep bu şerefsizler yüzünden Türkiye bu hale geldi' dedi. Daha sonra yolumuza devam ettik. Altınsoy'un emriyle biz 8 asker kendisini takip ettik" dedi. Tabeladaki yazıyı okuduktan sonra AK Parti İl Binasına geldiklerini anladığını iddia eden Traş, buranın güvenliğini sağlamakla görevlendirildiği için geldiklerini düşündüklerini öne sürdü.

"BİNBAŞI YAPTIĞIM HİÇBİR ŞEYDEN PİŞMAN DEĞİLİM DEDİ"

Traş, daha sonra ismini öğrendiği Binbaşı Faruk Şimşek'in, AK Parti İstanbul İl Başkanıyla görüşmek için binaya girdiğini belirterek “Binbaşı beni yanına çağırdı 'yukarı çıkıyoruz' dedi. Ben de takip ettim. Binbaşı, özel kalem müdürüne 'başkanla görüştürün beni' diyordu. Özel kalem müdürü de 'sizi bu şekilde alamam, silahınızı askere teslim edin, o şekilde alayım' dedi. Sonra aşağı indik. Halk kalabalıklaşmaya başladı, 'Vatan hainleri' dediklerini duydum. Daha sonra iki el silah sesi duydum. Kimin ne şekilde silahını kullandığını görmedim. Sonra polisler geldi. Bazı vatandaşlar koridor açarak güvenliğimizi sağladı. Darbeyi, Ankara'nın bombalandığını polislerden birinin telefonundan öğrendim. Otobüslerle kışlamıza döndük. Binbaşı Faruk Şimşek yanımıza gelerek tek tek elimizi sıkarak 'Ben yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim' dedi." şeklinde konuştu.

"VATANDAŞLAR SU VERDİ KORİDOR AÇTI"

Tutuklu sanıklardan Uzman Çavuş Şahin Kurt ifadesinde "Tatbikat yapılacağı konusunda talimat aldık. Akşam saat 20.00 civarı tabur komutanı Yarbay Recep Karaçam alarm verdi. Herkese ikişer şarjör mühimmat dağıtıldı. Nereye gideceğimiz söylenmedi. Araç şoförüydüm. AK Parti binasına geldiğimizde ancak görevli olduğumuz yeri öğrendim. Vatandaşın tepkisini gördükten sonra geri çekildik. Hiçbir şekilde silah kullanmadım, böyle bir emir de vermedim. Ak Parti önünde vatandaşlar toplandı, sonra da milletvekilleri Metin Külünk ve Hayati Yazıcı geldiler, bizim yüzbaşı ile telefonla konuştular. Yüzbaşı, araç temin ederlerse kışlamıza dönmeyi kabul etti. Vatandaşlar da su verdi, koridor açtı. Otobüslere binerek kışlaya döndük" dedi.



"KİMSEYE ZARAR VERMEDEN ÇEKİLDİK"

Tutuklu sanık Uzman Çavuş Reşat Ardıl, yüzbaşı Hasan Hüseyin Altunsoy'un, AK Parti İl başkanlığına vardıklarında TOMA'nın olduğu bölgedeki polislere, “Silahınız var mı gidin buradan' dedi. Aradan zaman geçtikten sonra bölük komutanı megafonla askerlere seslenerek, 'emir komuta bende, çekiliyoruz' dedi. Biz de kimseye zarar vermeden çekildik, polisler oraya geldikten sonra Istiklal marşını okuduk, Türk bayrağını salladık. Halk da bize su ikram etti" dedi.

"KOMUTANLAR EMİR VERENLER TERÖRİSTSE BEN NE YAPAYIM"

Tutuklu sanık Uzman Çavuş Feyyaz Yörük “Tatbikat var diye gittiğimiz binanın önünde halk toplanınca binbaşı 2 el havaya ateş etti. Bu arada bende bir el havaya ateş ettim. Buradakiler, komutanlar, emir verenler teröristse ben ne yapayım? Genelkurmay'ın, Başbakanı'nın, Cumhurbaşkanı'nın darbeden haberi yoksa, ben 5 buçuk aylık uzman çavuşum. Benim nereden haberim olsun?" dedi.

Duruşma yarına ertelendi.

İDDİANAMEDEN

236 sayfalık İddianamede, 1 Binbaşı, 2 yüzbaşının da aralarında bulunduğu 14 rütbeli tutuklu ve tutuksuz yargılanan 60 er hakkında, "Anayasayı ihlal", "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. İddianamede, bir kısım şüpheliler hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, diğer bazı şüpheliler hakkında ise "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!