Güncelleme Tarihi:
İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)- AFET kriz Yönetim Uzmanı Özden Işık, afetlerde kadınların erkeklerden 5 kat fazla kayıp verdiklerini, 'Toplumsal cinsiyet' algısı nedeniyle afet sonrasında da kadınların mağdur olduklarını söyledi.
Avcılar'da olası Marmara depremine hazırlık amacıyla düzenlenen ABAG (Avcılar Belediyesi Afet Gönüllüleri) eğitim toplantısına katılan Işık, afetlerin erkeklere oranla kadınları daha fazla vurduğuna dair sayısız örnek bulunduğunu anlattı. Özden Işık, bir depremde, tsunami veya kasırgada kadınların erkeklere oranla büyük kayıp vermesinin ardında 'Toplumsal cinsiyet' kavramının bulunduğunu anlattı. Afet kriz Yönetim Uzmanı Özden Işık, şöyle dedi:
"Toplum, anne ve babaya 'Toplumsal cinsiyet' rolleri biçiyor. Örneğin; Evin erkeği gelmeden kadının dışarı çıkması yasak. Sanıyor musunuz ki Van’da eşi yanında olmadığı için evini terk etmeyerek can veren kadınlar olmadı. Oldu. Türkiye'de bölgelerimizdeki sosyal profillerimiz çok enteresan. 7 ayrı bölgede 7 ayrı sosyal profil. İstanbul’da belki 14 ayrı profil var. Sosyal profillerimiz çok farklı. Bunları göz ardı etmeden planlamalarımızı hazırlamak durumundayız."
Işık, kadınların afetlerde 'Risk mi yoksa kaynak mı' olduğu konusunun göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgularken şöyle devam etti:
"Afetlerde ve sonrasında kadınların güvenlik ile ilgili riskleri var. Kurulan çadırkentlerde tuvaletler çok uzaklara yapılıyor. Bu durum; kadınların taciz, şiddet ve bir takım cinayete varan sonuçlara varan sıkıntılar yaşamasına neden oluyor. Şehirlerde afet planlamacılığını yapanların bu tasarımlara çok dikkat etmesi gerekiyor. Enkaz kaldırılırken çocuğuna sarılmış anne cesetleri oldukça fazla görülüyor. Tsunamide 4-5 kat fazla kadının ölmesinin arkasında çocukların hayatını kurtarmak için dönmesi, çocuklarını bırakamaması, yüzme bilmemesi, ağaçlara tırmanamaması, giydikleri geleneksel kıyafetlerin uzun olması ve ayaklarına dolanması gibi bir takım toplumsal cinsiyet misyonlarından kaynaklanan nedenleri görebiliyoruz. Eğer kadın eğitimli ise, bu riski azaltmış oluyor. Kadının eğitimi afet yönetiminde zarar azaltmada çok önemli bir işlevi olmuş oluyor. Kadın çok daha doğru bilgilerle etrafını bilgilendirerek zararlarını azaltmış olabiliyor. Kadınlar bilgilerini çevrelerine yaymada çok öncüler. Bilgiyi çok çabuk taşıyabiliyorlar. Psikolojik mukavemetleri erkeklerden çok daha iyi. Kadınlar, toplumsal açıdan kendisine yüklenen meşguliyetlerle, örneğin yemek, temizlikle uğraşarak travmayı daha kolay atlatabiliyor. Erkekler ise, 'Nerede bu devlet?' diyerek bir duvar dibine çöküp devleti beklerken iktidarları gitmiş oluyor. Evin çatısı gitmiş oluyor."
AFETLERDEN SONRA KADINA ŞİDDET VE BOŞANMALAR ARTIYOR
Afet kriz Yönetim Uzmanı Özden Işık, erkeklerin afetler karşısında evdeki iktidarının da yıkıldığını, bunun ardından kadınlara şiddet görüldüğünü ifade ederken, "Afetlerden sonra boşanmalar çok fazla oluyor. Çünkü erkek egemenliği olayı bitmiş olmuyor. Erkekler şiddete başvuruyor. Erkekler afet gibi büyük bir travmayı yaşarken, şoktan kolay çıkamıyorlar. Mülki amirlik de şok oluyor. Planlamalarda bu nedenle başka illerlen mülki amire görev verilir. Kadın misyonunu devam ettiriyor. Yemek, çocuk bakımı vs. ile sürekli meşguliyet halinde. Toplumsal cinsiyetteki görevler kadın için eksi yerine bu kez artı haline dönüyor. Kadınlar terapiyi iyi yapabiliyor. Kadın doğumcuların bölgeye acil gönderilmesi gerek. Afet durumunda gebe kadınlar erken doğum yapabiliyor" diye konuştu.
YARD.DOÇ.DR. GÜNDOĞDU DA AYNI GÖRÜŞTE
Jeofizik uzmanı Yard.Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu, afetler karşısında erkeklerin kadınlara göre çok çaresiz kaldığını yıllarca her gittiği yerde gördüğünü ifade ederken şöyle dedi:
"Gidiyorum deprem bölgesine. Erkeklere, 'Gelsene şunu yapalım' diyoruz. Bir duvarın ağacın dibinde öyle oturmuş kalmış. Türkiye'nin her yerinde bu aynı. 'Devlet gelsin' diyor. Bir- iki derken 'Neden böyle diyor?' diye sordum. Sonra anladım. Bunlar iktidarını elden kaybetmişler. Aile reisi erkek ya.. Deprem öyle bir şok yaratıyor ki ne reisliği kalıyor, ne de bir şey kalıyor. Öyle olunca da her şeyi devlete atıyor. Kadınlar öyle değil. Hem ekiplerde hem arazide bunu yaşadım. Kadınlar verilen görevi tıkır tıkır yapıyor. Soru sormak bir şey yok. Ne görev verilirse yapıyor. Erkeklerde bu dayanıklılık yok. "
FOTOĞRAFLI