Güncelleme Tarihi:
Buse ÖZEL - Ömer HASAR / İSTANBUL, (DHA) GEÇTİĞİMİZ günlerde yaşanan tren kazası herkese derin bir üzüntü yaşatırken diğer yandan afet bilinci konusunda toplum olarak ne kadar yeterli olup olmadığımız sorusunu da akıllara getirdi. İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Afet Yönetim Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu tren kazasında yolcuların kendilerini korumak için yapabilecek hiçbir şey olmadığını ancak afet ve kazalara yönelik bilinçlenme için anaokulundan başlayarak teorik eğitimin ötesine geçen eğitimler verilmesi gerektiğini söyledi. Afette ilk 72 saatin altın saatler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kadıoğlu "Afetlerin ilk 72 saatinde yalnızızdır. Bu nedenle anaokulundan başlayarak toplum tabanlı afet eğitimlerinin verilmesi gerekiyor." dedi. Son aylarda boğulma vakalarının da sıklığına dikkat çeken Prof. Dr. Kadıoğlu, "Herkese beden eğitimi dersinde yüzme öğretilmeli" dedi.
Japonya ve İskandinav ülkelerinde afet yönetimi konusunda anaokulundan itibaren hem teorik hem de pratik bilgilerin verildiğini, anaokullarında şarkılar ezberletilerek ne yapmaları gerektiğinin öğretildiğini söyleyen Prof. Dr. Kadıoğlu afet eğitiminin yaygınlaştırılması gerektiğini ve sonrasında yetişkinlerin gönüllülük yaparak afet yönetiminde görev almaları gerektiğini açıkladı.
"AFETTE İLK 72 SAAT ALTIN SAATLERDİR"
Afetin ilk saatlerinde kişilerin hep yalnız olduğunu belirten Kadıoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Depremin ilk saatlerinde biz yalnızız. Bizi kurtarmaya gelecek olan ekipler belli bir zaman sonra bize ulaşacaktır ama bu arada da ölümler gerçekleşiyor. İlk dakikalar, ilk saniyeler çok önemli. O yüzden "Altın saatler" dediğimiz ilk 72 saat için herkesin bilgili ve beceriye sahip olması gerekiyor. Burada önemli olan şey beceri. Toplum tabanlı afete hazırlık olması gerekiyor. Depremin kaç çeşit olduğu gibi kuru bilgiler değil de mutlaka bir yangın söndürme, ilk yardım, hafif arama kurtarmayı herkesin öğrenmiş olması gerekiyor. Son günlerdeki haberlere baktığımızda boğulma vakaları çok fazla. Boğulma ile ilgili de temel yüzme eğitimi gerekiyor. Toptan baktığımızda herkesin bir yüzme eğitimi, ilk yardım eğitimi, yangın söndürme eğitimi alması gerekiyor. Bunu da anaokulundan başlatmak gerekiyor."
"AYDA 1 KERE OKULDA ÖĞRENCİLER YEMEK YAPAR, AMACI ÖĞRENCİLERİN AFET DURUMUNDA AÇ KALMAMASI"
İskandinav ülkeleri, Japonya ve ABD'nin afet eğitiminde başarılı olduğunu da belirten Prof. Dr. Kadıoğlu, şunları söyledi: "Bu ülkeler toplum tabanı afet yönetimine çok büyük önem veriyor. Japonlar yaşam tarzı olarak bu işe yaklaşıyorlar. Japonya'daki okullarda öğrenciler ev sahibiymiş gibi okulların temizlenmesinde çok büyük katkıda bulunuyor. Örneğin ABD'de okullarda ayda 1 gün yemek çıkarmazlar ve öğrencilerin afet durumunda aç kalmamayı öğrenebilmesi için kendi yemekleri pişirilir. Okullar afette sığınma yeridir Japonya'da ve her aile bir deprem ya da afette, evinin zarar görmesi durumunda hangi okulda, hangi sınıfta gidip yatması gerektiğini bilir ve yılda 2 kere gidip ailece orada uyur. Böylece öğrenciler de çocukluktan itibaren okulu benimser ve tatbikat yapmış olur. Çocuklar da okulu garipsemez ve kuralları öğrenmiş olur. Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde okullarda yüzme dersi vardır. Trafik ve ilkyardım konuları okullarda temel olarak verilir."
Tren kazalarının beklenmedik ve ani kazalar olması nedeniyle kişilerin bireysel ve anlık olarak yapabileceği bir şey bulunmadığını da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Kadıoğlu, son yıllarda kentlerde yaşanan sel felaketlerinin depremleri yakaladığını da açıkladı ve sözlerine şöyle devam etti: "Sellere neden olan aşırı yağışlar aynı zamanda doluya da neden oluyor. Dolu yağışı da bu aşırı yağışlarla birlikte oluyor. Bununla beraber yıldırımlar da oluyor. Seller, dolu ve yıldırım meteorolijik afetlerde en çok artış gösteren afetlerden bir tanesi. Tüm bunlara karşı çocukluktan itibaren tekrarlı eğitimler ile yaşayarak öğrenmek gerekiyor."
(FOTOĞRAFLI-GÖRÜNTÜLÜ)