Güncelleme Tarihi:
İSTANBUL, (DHA)-Medipol Mega Üniversite Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seyhun Topbaş, “Dünyada 2018 yılı itibariyle 3 ila 6 yaş grubundaki 10 çocuktan 1’inde konuşma, dil, ses ve yutma güçlüğü görülüyor. Çocukluk çağında en sık konuşma sesi bozuklukları (telaffuz sorunları) ve kekemelik gözleniyor. Kekemeliğe erkeklerde 1’e 2 oranında daha sık rastlanıyor.
Özellikle çocuklarda birçok etiyolojiye bağlı beslenme ve yutma bozukluğunun, gelişimi olumsuz etkilediğini belirten Prof.Dr. Topbaş, "Yetişkin veya yaşlılarda ise inme, beyin hasarı, Parkinson hastalığı, multipl skleroz, Alzheimer, ALS gibi hastalıklara bağlı gelişmektedir. Yutma bozuklukları, yaşam kalitesini çok düşürüyor. Gerek çocuklarda gerekse yetişkinlerde malnütrüsyon, dehidratasyon ve akciğer zatürresi gibi hastalıklarla ölüm riskini artırıyor. Bu nedenle erken tanı ve erken terapi ile bu sorunları engelleyebiliriz” dedi.
"ÇOCUKLARDA EN ÇOK KEKEMELİK GÖRÜLÜYOR"
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seyhun Topbaş, dünyada 2018 yılı itibariyle 3 ila 6 yaş grubundaki 10 çocuktan 1’inde konuşma, dil, ses ve yutma güçlüğü görüldüğünü belirterek şunları söyledi:
“Çocukluk çağında en sık konuşma sesi bozuklukları (telaffuz sorunları) ve kekemelik gözleniyor. Kekemeliğe erkeklerde 1’e 2 oranında daha sık rastlanıyor. Bununla birlikte son yıllarda ‘gecikmiş konuşma ve dil bozuklukları’ sayısında da artış yaşanıyor. Yetişkinlerde ise en sık nörolojik hastalıklara bağlı ve baş-boyun kanser cerrahisi sonrası dil ve konuşma terapisine ihtiyaç duyuluyor. Dil ve konuşma terapisine olan farkındalık ve terapiden yarar sağlayanlar arttıkça, hasta sayımızda da bir artış oluyor.”
Dil ve konuşma terapisine yeni doğandan yaşlılığa kadar her yaştan bireyin her an ihtiyaç duyabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Seyhun Topbaş, tedavi hakkında ise şu bilgileri verdi:
"DİL VE KONUŞMA TERAPİSİ İLE BİRÇOK SORUN ÖNLENEBİLİR"
"Dil, konuşma, ses ve yutma bozukluğu, gelişimsel yetersizliklerle doğan veya oluşan hastalıklar, kazalar veya beyin hasarları gibi sonradan olan nedenlerle gelişebilir. Ses, konuşma ve yutma değerlendirme ve terapilerinde hastanemizde çeşitli görüntüleme ve radyolojik değerlendirme yöntemleri, akustik analiz sistemleri, nöromüsküler elektroterapi gibi teknolojik cihazlardan yararlanıyoruz. Ayrıca birçok kliniğimizle iyi bir işbirliği içindeyiz.Özellikle çocuk ya da yetişkin yutma bozukluğu değerlendirmesi için sıklıkla hasta yönlendiriliyor. Hekimlerin cerrahi müdahalede bulunması gereken gırtlak kanserleri, dudak-damak yarıkları, ses tellerinde oluşan kist vb. cerrahi gereken durumlarda, cerrahi öncesinde birlikte değerlendirmeler yapabiliyoruz, sonrasında ise dil ve konuşma terapisi kliniğimizde terapileri sürdürüyoruz. Çocukluk çağındaki çoğu dil ve konuşma sorunlarının da okul çağındaki okuma-yazma güçlükleri ile çok yüksek bir ilişkisi vardır. Dil ve konuşma terapisi ile birçok sorunun önlenebilir, geliştirilebilir ya da yeniden kazandırılabilir. Doğru ve erken tanı, erken terapive takip sürecison derece önem arz ediyor.”
(FOTOĞRAF)