Güncelleme Tarihi:
Gül KABA-Özgür KUMANOVALI/İSTANBUL, (DHA) - 15 Temmuz darbe girişiminde hem eşini hem bir bacağını kaybeden ve 2 ay yoğun bakımda kalan Vahide Şefkatlioğlu, "2 yıl kolay geçmedi, zordu. 1 yıl hastanede kaldım bunun 2 ayı yoğun bakımda geçti. Eşimin vefat ettiğini 1 buçuk ay sonra öğrendim. Ama mutluyum, gururluyum, asla pişman değilim. Vatan için bir kere değil bin kere ölürüz. Şimdi çağırsınlar yine giderim" dedi.
15 Temmuz darbe girişiminde hem eşini hem bir bacağını kaybeden ve 2 ay yoğun bakımda kalan Vahide Şefkatlioğlu, hem o gece yaşadıklarını hem de geçen 2 yılı, 19 Eylül Gaziler Günü dolayısıyla DHA'ya anlattı.
2 yıldır ağrıları nedeniyle uyuyamadığını söyleyen Şefkatlioğlu, "Kullanmamam gereken ilaçları kullanıyorum. Geceleri hala bacağımın ağrısından uyuyamıyorum, günde 1-2 saat anca uyuyorum. Mutuyum, gururluyum, kendi adıma zaten hiç pişman değilim. Bir kere değil bin kere daha sokağa çıkarım, şimdi çağırsınlar yine giderim. Vatan için bir kere değil bin kere ölürüz, kanımın son damlasını veririm" diye konuştu.
"30’A YAKIN AMELİYAT GEÇİRDİM"
Sol bacağımı kaybettiğini ve sağ bacağının da parçalandığını belirten Şefkatlioğlu, "Bana alttan kesileceğini söylediler ama sonrasında üstten kesildi. Sağ bacağım da parçalandı. Onda da 3 platin var. 30’a yakın ameliyat geçirdim. Son ameliyatlarım ağırlaşmıştı. Narkozdan 2-3 gün uyanamadığım oldu, baygın olarak yattım. Bacağımı normalde 140 derece katlanması gerekirken, ben 80 derece katlayabiliyorum. Doktorlarım 'sen mucize eseri kurtuldun biz senin ölüm kağıdını yazıyorduk' dediler. Allahtan ümit kesilmiyor. Allah beni evlatlarıma bağışladı. 1 yıl hastanede yattım, elim de parçalanmıştı. 6 ay elimi kullanamadım, his kaybım vardı. Bacağıma değil de elime çok üzüldüm.Yemek yiyemiyordum" ifadelerini kullandı.
"DARBE OLDUĞUNU DUYUNCA AĞLAMAYA BAŞLADIM"
O gece yaşadıklarını duraksayarak anlatan Şefkatlioğlu, " Eşimle evi boyayalım dedik, tavanı boyadıktan sonra ben yoruldum. 'Namazımı kılayım, sonra diğerlerini de boyarım' dedi. 'Tamam' deyip odaya gittim, uyudum. aradan ne kadar geçti bilmiyorum, küçük kızım gelip, 'Anne, teyzem arıyor' dedi. Telefonu açtım, 'darbe olmuş, haberin var mı?' dedi. kardeşim yaşından darbenin ne olduğunu bilmiyor, Suriye'den dolayı darbenin ne demek olduğunu biliyorum yataktan fırladım ve 'ülke elden gidiyor' diye ağlamaya başladım. Eşime çıkacağımı söyledim, 'Dur, sen nereye çıkıyorsun. Ben oğlanla birlikte çıkarım' dedi. 'Yok, ben de çıkacağım' dedim. Eşimle oğlum arkamdan geldi" dedi.
"TANK ÜSTÜMÜZDEN GEÇTİ"
Esenler'deki evlerinden önce Dörtyol’a doğru gittiklerini aktaran Şefkatlioğlu, o anları şöyle anlattı:
"15-20 dakika yürüdük, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün orada toplanılacağını söylediler. O zaman dışarıda kimse yoktu. Yürümeye başladık, 15 dakika içinde bütün gençlerin ellerinde bayraklarla 'Allahu Ekber' sesleri kulaklarımda, ben de bir yandan ağlıyorum bir yandan seviniyorum. 'Allah’ın izniyle bu ülke elden gitmez' diyorum. Eşimle Atatürk Havalimanı'na gitmeye karar verdik. Eşim, 'Sen eve geç, yol çok uzun, yorulursun' dedi.'Hayır, bu yolda ölmek var, dönmek yok' dedim. Havalimanına doğru giderken yol ikiye ayrılıyordu. 'Nereden gidelim' diye düşündük. Çok kalabalıktı insanlar akın akın gelmeye başladı. Bariyerlerin altından geçtik ve 15-20 dakika yürüdük. Yol tank gelecek gibi değildi. Bir anda tankın önünden ateş etmeye başladılar.
"Eşim 'bariyerlerin üstünden atlayalım' dedi. Herkes bir yerlere atlamaya başladı. 'Sen atla ben alttan geçerim' dedim. Eşim bariyerlerin üstüne ayağını koydu, benim de elim alttaydı. O anda tank üstümüzden geçti. 'Allah' dedim gözüm kapandı.Sesleri duyuyorum, hissediyorum ama tepki veremiyorum. Bir çocuğun, 'Ablayı kurtaralım' dediğini duydum. Birileri de, 'Ambulansı bekleyelim' dedi. Çocuk tekrar, 'Ambulansı beklemeyelim, götürelim' dedi. Beni arabaya koydular, bacaklarımın sallandığını hissediyordum. Hastaneye götürüp sedyeye yatırdılar. Gözlerim kapalıydı ama duyuyordum. Her şeyi hatırlıyorum. Doktor, bacağımın kesilmesi gerektiğini söylüyordu. daha aşağıdan kesilecekti ama kurtaramamışlar uyandığımda baya yukarıdan kesilmişti. Allahtan gelen başım gözüm üstüne, vatan,bayrak,ezan için bir kere değil bin kere ölürüm. Çünkü bizim başka gidilecek vatanımız yok."
BENİ EZEN TANK 20 ARABAYI DAHA EZMİŞ
Oğlu ve kardeşlerinin o gece 30 hastane gezdiklerini belirten Şefkatlioğlu, "Ölenler, yaralılar çok kalabalık olduğu için bulamamışlar. Ben Çapa’daydım. Çapa’ya iki kez gelmişler ama çok kalabalık olduğu için beni görememişler, morglara bakmışlar. Teyzemin kızının bir arkadaşı sayesinde beni bulmuşlar" dedi.
"EŞİMLE GURUR DUYORUM"
Yoğun bakımdayken eşinin vefat ettiğini öğrendiğini dile getiren Şefkatlioğlu, "Sürekli, 'Eşime ne oldu?' diye soruyordum. Onun durumunun daha ağır olduğunu, hiç konuşamadığını söylediler. “Güçlü olmalısın. Çocukların başında durman gerekiyor” diyorlardı. “Neden böyle söylüyorlar?” diye düşünüyordum. Oğluma sordum. “Durumu senden daha ağır” dedi. Eşimin ölüm kâğıdının çıkması lazımmış. Oğlum o kâğıttan bahsedince eşime ait olduğunu anladım.Oğlum, 'Anne babam şehit oldu' dedi. Onun gururunu yaşıyorum çünkü eşim sonuna kadar hak etti. Mükemmel bir insandı, iyi bir babaydı. Eşimin mezarına 1 yıl sonra gittim, 1 yıl boyunca hastaneden çıkamadım çok nadir çıkıp eve gelebiliyordum en acısı oydu" diye konuştu.
"TANKIN BİZİ EZDİĞİ GÖRÜNTÜLERİ İZLEYİNCE SİNİR KRİZİ GEÇİRDİM"
Çocuklarının böyle dimdik durmalarına kendisinin de şaşırdığını söyleyen Şefkatlioğlu, "Oğlum 26 yaşında 15 Temmuz'dan bir yıl sonra evlendi. Diğer kızım 20 yaşında açıktan liseyi okuyor, bugün iş başı yaptı. Küçük kızım ise 12 yaşında 7'inci sınıfa gidiyor. Çok şükür iyiler, bir sorun yok. Bizim ezildiğimiz videoyu 2 ay önce izledim o an çıldırdım, sinir krizi geçirmişim. Benim eşim gitmiş, evim dağılmış buna nasıl 'tiyatro' derler. Tiyatro için bir parmağınızı keser misiniz? Tırnağınızı koparır mısınız? Vatan sevgisinin tiyatrosu mu olur?" dedi.
"BİZİ EZEN ASKER MAHKEMEDE 'BANA SİLAH DAYADILAR' DEDİ"
15 Temmuz'un sadece 15 Temmuz'da kalmamasını sürekli yaşatılmasını istediğini kaydeden Şefkatlioğlu, "Mahkemeye gittik, davaları takip ettik. Tankla bizi ezen askere müebbet hapis cezası verildi. Ama hep inkar ediyorlar. 'Kazansaydık kahraman olacaktık' diyorlar. Kendilerini hiç suçlamıyorlar, 'biz tarlada gittiğimizi zannettik' diyorlar. Koskoca İstanbul'un içi nasıl tarlaysa. Hatta bizi ezen asker 'bana silah dayadılar' dedi. İnanılır gibi değil" ifadelerini kullandı.
(FOTOĞRAF)