Güncelleme Tarihi:
Gül KABA-Boğaçhan ÖZER/İSTANBUL,(DHA)- 15 Temmuz gecesi TRT Harbiye binası önünde 3 kurşun yiyerek yaralanan, kaldırıldığı Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 5 buçuk saatlik ameliyatla hayata tutunan ve akciğerindeki kurşun ile yaşayan 15 Temmuz gazisi Tarık Solak, o gece vatana ihanetin karşılığını vermek için sokağa çıktığını ve asla pişman olmadığını söyledi.
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nin 15 Temmuz darbe kalkışmasının 1'inci yıldönümünde düzenlediği 'Kalkışmanın birinci yılında FETÖ:Bir ihanet şebekesinin anatomisi' başlıklı panele konuk olarak katılan 31 yaşındaki 15 Temmuz gazisi Tarık Solak, o geceyi ve vurulma anını anlattı. Akciğerine saplanan kurşunun hala çıkarılmadığını ve dayanılmaz acılar çektiğini belirten Solak, "O gece dışarı çıkmamızdaki ana sebep vatanımıza yapılacak olan büyük ihanetin karşılığını vermek içindi. Bayrağımıza, milletimize, annemize, kız kardeşlerimize sahip çıkmaktı. Orada hainlerin sorgusuz sualsiz bizleri acımasızca kurşun yağmuruna tuttuğu o akşamda vücuduma 3 tane kurşun isabet aldı. Kurşunların ikisi kolumdan girdi çıktı, ama bir tanesi göğsümün ortasından girerek karaciğerimde saplanıp kaldı. Hala kurşunla yaşıyorum. Pişman değilim çünkü vatanını savunan hiçbir insan pişman olmaz. Hastane süreci çok meşakkatli geçti. Sonuç olarak ağır yaralarım vardı ve ağrılarım hala devam ediyor. Ben daha önceden kurşun yarası nedir bilmezdim. Fakat kurşun yarasını ve kurşunu hala içimde taşıyorum. O yaranın verdiği acıyı Rabbim kimseye yaşatmasın. Böyle bir acı ben ömrü hayatımda görmedim" dedi.
"GÖĞSÜMDEN AKAN KAN MUSLUKTAN GELEN SU GİBİYDİ"
Olay yerinde vurulduğunda hiç yere düşmediğini vurgulayan Solak, "Rabbim bana öyle bir güç ve dirayet verdi ki olay yerinden 200 metre ileriye koşarak uzaklaştım. En son bileğimden vurulduğumda kendimde bir kaçma isteği duydum. Sonuç olarak yara almış bir vücudum var, kan kaybediyorum. Kolumdan şiddetli kan geliyordu. Sağ omzumdan birisi 'Sakın geri gelme, gelirseniz zaten öleceksiniz' dedi. Şöyle bir geriye baktığımda arkamda kimsenin olmadığını gördüm. Tam o esnada kafamı çevirdiğim gibi göğsümün ortasından kurşun aldım. Buradan akan kan musluktan akan su gibiydi. Ben sol elimle tampon yapmaya çalıştığımda kaburgalarım kırıktı bastıramıyordum. Kan çok şiddetli geliyordu" diye konuştu.
"KEŞKE ORADA ŞEHİT OLSAYDIM"
Olay yerinden 200 metre koştum bir sokağın içerisine girdiğini ve her tarafın kapalı, insanların ise hengame içerisinde kaçıştıklarını aktaran Solak, "Herkes bir taraflara kaçıyordu. Sanki adeta orada beni bekleyen bir motorcu arkadaş vardı. Bütün sokak karanlık ama o çocuğun durduğu yer apaydınlıktı. Direk koşarak onun yanına gittim. 'Yaralıyım, kan kaybediyorum' dedim. O da bana; 'Ağabey hiç problem değil, hemen motoruma bin' dedi. Motora bindim, kelime-i şahadet getirdim. 'Rabbim beni vuranları görmeden canımı alma' dedi. Keşke orada öyle demeseydim de şehit olsaydım, buna çok üzülüyorum. Şişli Etfal Hastanesi'ne giden ilk yaralı benim. Beni motordan sedyeye almaya çalıştıklar ama alamadılar. Çünkü her yerimden kan geliyordu, tutamıyorlardı. Nihayetinde son bir gücüm vardı. Çocuğa dedim 'Sen önümden çık, ben kendimi sedyeye atacağım' Ve çok iyi hatırlıyorum. Ameliyathaneye girene kadar hatırlıyorum. Son gücümü kullanarak ayağa kalktım, kendimi sedyeye bıraktım ve bittim" ifadelerini kullandı.
"HİÇ PİŞMAN OLMADIM, YİNE OLSA GÖZÜMÜ KIRMADAN İLK SAFTA SAVAŞIRIM"
İnsanın en muhtaç olduğu şeyin nefes almak olduğunu o gece nefesinin kesildiğini belirten Solak, "Onlar benim nefesimi kestiler. Nefes alamadım. Biz askerleri görmedik çünkü askerler o kadar haindi ki. Asker demeyelim gerçi onlara, bizim şerefli üniformamızın içine girmiş şerefsiz vatan hainleri onlar. Hastanede 13 gün kaldım. Derin bir ameliyat geçirdim. Tek bir ameliyat geçirdim çünkü kurşunu alamadılar. Eğer ki kurşunu almış olsalardı, ameliyatlarım daha çok olacaktı ve ciğerin büyük bir bölümü alınacaktı. Ama doktorlar 'Biz elimizle bu kurşunu buraya koyamayız' dediler. Yani sinir damarlarına o kadar yakın bir yerde ki alırsak yüzde 90 ölüm riskin var, almazsak yaşarsın.' Ailem Rize'deydi olayı duyunca perişan oldular. Yaralar belki kabuk bağlar, izleri kalır ama kurşunun içeride verdiği yaralar ve maneviyatta açtığı duygusallıklar asla kapanmayacak. Hiçbir zaman da şüphe duymadım. Hiçbir zaman da pişmanlığım olmadı. Şu anda da Allah vermesin, ülkeme yapılacak iç ve dış saldırılara karşı her an hazırım ve gözümü kırpmadan da ilk safta savaşacak kadar cesaretliyim" açıklamalarında bulundu.
(FOTOĞRAF)