SDÜ'de 15 Temmuz konferansı

Güncelleme Tarihi:

SDÜde 15 Temmuz konferansı
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 17, 2017 17:21

SDÜ'de 15 Temmuz konferansı

Haberin Devamı

 

ISPARTA, (DHA) - ISPARTA Süleyman Demirel Üniversitesi'nde (SDÜ) düzenlenen konferansta 15 Temmuz darbe girişiminde oğlu ve eşi şehit olan Nihal Olçok, o gün yaşadıklarını anlattı.

SDÜ Sütçüler Prof. Dr. Hasan Gürbüz Meslek Yüksekokulu tarafından 'Bir Şehit Annesi Gözüyle 15 Temmuz'un Ardından' başlıklı konferans düzenlendi. Hukuk Fakültesi Konferans Salonu'ndaki etkinlikte, 15 Temmuz darbe girişiminde oğlu Abdullah Tayyip Olçok ve eşi Erol Olçok'u şehit veren Nihal Olçok yaşadıklarını anlattı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan SDÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Aktan, "Zor zamanlardan geçiyoruz. Modern zamanların kişiliklerini ve yozlaşmayı konuşuyoruz. Ama 15 Temmuz'da öyle bir şey yaşadık ki döktüğümüz kanlar, geçirdiğimiz vakitler, bunların düşmanlarımızın kalbinde korku oluşturduğunu düşünüyorum" dedi.

Salondakilere o geceyi ve yaşadığı hissiyatı aktaran Nihal Olçok da eşinin ve oğlunun öldüğünü öğrendiğinde kendisinin de yaşamayacağı hissine kapıldığını söyleyerek, "10 ay oldu. 16 Temmuz sabahı biri bana 'sen takat bulacaksın ve Isparta'ya gidip Olçak ile Abdullah'ı anlatacaksın' dese, 'ben yaşayacak mıyım ki' derdim" dedi.

Eşinin o gün Abdullah ve diğer çocukları Şamil ve Emir ile yemeğe çıktığını, kendisini de arkadaşlarıyla bir toplantı da olduğunu belirten Olçok, kalkışmanın olduğunu anladıktan sonra evine geldiğini, eşinin de oğullarını alarak eve getirdiğini kaydetti. Eşinin 2 oğlunu eve bıraktıktan sonra Abdullah ile Kısıklı'ya gittiğini; eşinin ve çocuğunun gittikleri yerde rastgele bir kurşunla şehit edilmediğini kaydeden Olçok, eşinin bir keskin nişancı tarafından vurulduğunu, oğlunun da babasına ulaşmaya çalışırken yaralandığını aktardı. Abdullah'a her zaman 'Abdüş' diye hitap ettiğini, bu hitabın oğluyla kendisi arasında bir anlamı olduğunu söyleyen Olçok, Allah'ın onu şehitlikle nasiplendirdiğini vurguladı.

Olçok, "Bütün bunlara düzmece, senaryo, tiyatro diyenlere sesleniyorum. Ben perdemi başka türlü kapattım, Karacaahmet 54'üncü pafta. Benim avucuma sonsuz bir özlem, derin bir hüzün, hiç söndüremeyeceğim acım kaldı" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!