Güncelleme Tarihi:
IĞDIR (AA) - HÜSEYİN YILDIZ - Iğdır'da yaşayan 28 Şubat mağdurları, "kara gün" diye nitelendirdikleri o günün, hayatlarında açtığı yaraları sarmaya çalışıyor.
Sivas'ta 1997 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde yükseköğretime başlayan Şebnem Kayla Alakan (36) ve İzmir'de aynı yıl Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde 2. sınıf öğrencisi olan Nuray Bayat Usta (40), 28 Şubat 1997'de olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan kararlarla ordu ve bürokrasi merkezli olarak uygulamaya konulan antidemokratik uygulamaların hayatlarına etkilerini AA muhabirine anlattı.
Alakan, büyük hayallerle başladığı üniversitenin, 28 Şubat kararlarıyla kendisi için kabus olduğunu, uygulanan yasaklar nedeniyle eğitim hakkının gasbedildiğini söyledi.
- "Başörtüsüyle girmek yasaktır"
O dönem üniversitenin girişine "başörtüsüyle girmek yasaktır" yazısı asıldığını ve bunu ilk gördüğünde adeta yıkıldığını ifade eden Alakan, şöyle konuştu:
"Tek isteğimiz okuyup istediğimiz mesleğe kavuşmaktı ama olmadı, hayallerimize kavuşamadık. Bizi okulun kapısından içeri bile almıyorlardı. Ne suçumuz olduğunu bilmeden sadece bekliyorduk. Hırsızlık yapmamıştık, cinayet işlememiştik, tek suçumuz Allah'ın emrini yerine getirmekti. Aşağılayıcı bakışlarla başımızdaki örtüye basit bir kumaş parçasıymış gibi bakıyorlardı. Bir silah bir kurşun gibi korkuyorlardı. Tek yaptıkları gerici ve yobaz yakıştırmalarıyla aşağılamaktı."
Alakan, bu baskıcı tutum nedeniyle başörtüsü ve okul arasında tercih yapması gerektiğinden okulu bırakmak zorunda kaldığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Hiç unutamadığım, bir gün fakültenin kapısında beklerken bir anda kar fırtınası çıktı ve bizler sığınmak için içeri girmek istedik ve engellendik. O an bu insanların insanlığını kaybettiğini farkettim. Nasıl bu kadar kötü olunabilirdi. Üşüdük ama bekledik fakültenin kapısında, titrek dudaklarımızda yalnızca Rabbimizi anarak... Kapkaranlık yolda savunmasız gibiydik. Rabbim bizimleydi, bunu biliyorduk, onun için yaşıyor ve onun için mücadele ediyorduk, gurur duyuyorduk çünkü başımızda Allah'ın ayetini taşıyorduk."
- "Kara günde bembeyaz hayatlarımız karartılmaya çalışıldı"
Alakan, 28 Şubat ile tüm insan haklarının ve geleceklerinin ellerinden alınmaya çalışıldığını dile getirerek, "Ben o günü 'kara gün' diye nitelendiriyorum çünkü bembeyaz hayatlarımız, geleceğimiz elimizden alınarak, karartılmaya çalışılıyordu" dedi.
O dönem "demokrasi" adı altında hayatlarının ellerinden alındığını ve aradan geçen yılların telafisinin, hiçbir zaman tam anlamıyla mümkün olmayacağını ifade eden Alakan, şunları kaydetti:
"Aşağılandık, hor görüldük, hiç bir yere sığınamadık. Küçümseyen bakışlar altında yıllarımız geçmişti. En önemli eğitim hakkımız elimizden alınmıştı. Şimdi daha güzel yerlerde olabilirdik. Hem maddi hem manevi çöküntüler yaşadık. Bizler haklıydık, zulme uğradık ve bu zulüm artık son buldu. Başka hayatlar artık yok olmayacaktı, kimse hayallerinden vazgeçmek zorunda kalmayacaktı. Sezimizi duyan, bizi anlayan ve bu hak yolda bize ses veren birileri var. Elimizden tutup bizi karanlık dünyalarımızdan aydınlığa kavuşturan bir Türkiye var artık."
- "Evlerimize hapsedildik"
Nuray Bayat Usta da o dönem felsefe bölümünde okumasının da katkısıyla hocalarının biraz daha anlayışlı olduğunu ve bu sayede mezun olabildiğini, ancak öğrenim hayatının ardından kamusal alanda devam eden başörtüsü yasağı nedeniyle çalışamadığını belirtti.
Yasaklarla sırf başörtüsü taktıkları için kamusal alandan çıkarılıp evlere hapsedildiklerini dile getiren Usta, şunları söyledi:
"Kendi ülkemizde eğitim hakkımız, çalışma hakkımız elimizden alındı. Derken AK Parti hükümetiyle kamusal alandaki başörtü yasağı kalktı. Hayata yeni baştan başlamak hiç de kolay olmayacaktı. 12 yıl aradan sonra tekrar sıfırdan başlamak zordu. Zorluklarla sınanmaya alışmış biri olarak mücadele etmeye başladım. Ücretli öğretmen olarak dönemlik çalıştım. Şartlar çok zorlaşmıştı, halbuki mezun olduğum yıl, sınavsız atanma hakkım vardı. 40 yaşına gelmiş iki çocuk sahibi bir anne olarak mücadeleye devam ettim. Tabiki bu süreçte çocuklarım da bu süreçten nasibini aldı. 28 Şubat'ın bedelini sadece ben değil çocuklarımda ödedi."