Güncelleme Tarihi:
HATAY (AA) - LALE KÖKLÜ - Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından kurulan Güveçci Çadırkenti'nde misafir edilen ve çoğunluğu Türkmen olan 2 bin 614 Suriyeli, Türk yetkililerce her türlü ihtiyaçlarının karşılandığı güvenli ortamda yaşamını sürdürüyor.
Hatay'ın Yayladağı ilçesine yaklaşık 15 kilometre uzaklıktaki 100 bin metrekare alana kurulan ve ocak ayı sonunda faaliyete giren çadır kentte, yüzde 95'i Türkmen olan Suriyelilere eğitim, çocuk dostu alanı, ibadethane, itfaiye çadırı ve sağlık hizmetlerinden psikososyal hizmetlere kadar tüm imkanlar sağlanıyor.
Toplam 872 çadırdan 773'ünün dolu olduğu ve 2 bin 614 Suriyelinin yerleştirildiği çadır kentte, çocuklara 12 derslikten oluşan 6 çadırda 26 öğretmen ve bir eğitim koordinatörü eşliğinde ders veriliyor.
Yaklaşık 517 Suriyeli öğrenci bu sayede vatanlarında yarım kalan eğitimlerini sürdürme şansı yakalıyor.
- Güvenlik önlemleri en üst seviyede
İçerisinde 2 sağlık çadırının bulunduğu alanda, günlük 80 veya 120 kişiye poliklinik hizmeti veriliyor. 33 kabinde toplam 198 bölme tuvalet ve banyonun yer aldığı çadır kentte, her 13 kişiye bir tuvalet ve banyo düşüyor.
Günde 3 öğün yemek, sıcak ekmek ve içme suyu ihtiyacı ise Türk Kızılayı tarafından karşılanan çadır kentte, Suriyelilere günlük 27 bin porsiyon sıcak yemek ve 9 bin ekmek dağıtılıyor.
Türk Kızılayının UNICEF ile ortaklaşa kurduğu çocuk dostu alanında da gençlere ve çocuklara savaşın izlerini unutturacak psikolojik ve sosyal destek veriliyor.
Tüm bu imkanların yanı sıra 4 jandarma ve 40 özel güvenlik görevlisinin bulunduğu çadır kentte güvenlik seviyesi en üst seviyede tutularak, Suriyelilerin asayişi, huzuru ve rahatlığı sağlanıyor.
- 100 bin metrekarede binlerce farklı hikaye
Ayrı ayrı hikayeleri ve yarım kalan hayalleri bulunan Suriyelilerin ortak yanı ise vatan hasretleri, hayatta kalabilme sevinçleri ve Türkiye minnet duyguları...
Türkmen asıllı Mustafa el Celal, AA muhabirine, Bayırbucak Türkmen Bölgesinden geldiğini ve orada yaşadıkları sürece büyük zorluklar çektiklerini söyledi.
Can güvenlikleri olmadığı için ülkelerinden kaçmak zorunda olduklarını ve bu yüzden kendilerine kucak açan Türkiye'ye sığındıklarını kaydeden el Celal, "Bizi Güveçci Çadırkenti'ne getirdiler. Tüm Türkiye sağ olsun. Burada güvendeyiz. Allah sizlerden razı olsun. Bizlere kol kanat gerdiniz. Buradaki herkes hiç bir şeyimizi eksik etmeden yardımcı oluyor" diye konuştu.
Terk etmek zorunda kaldığı toprağının "yorgun" olduğunu ifade eden el Celal, her şeylerinin yerle bir olduğunu aktardı.
- Gözyaşlarıyla vatan hasretini dindirmeye çalışıyor
Türk Kızılayı'nın yemek dağıtımı esnasında sırada bekleyen 70 yaşındaki Hayat Kazali, "Vatanımı, toprağımı istiyorum" diyerek gözyaşı döktü.
Bütün akrabalarının Suriye'de olduğunu belirten Kazali, 3 ay önce Türkiye'ye geldiğini aktardı.
Yaşadıklarının kolay bir durum olmadığını kaydeden Kazali, "Çok zoruma gidiyor, geldim ama geride ne bıraktım bilmiyorum, evim yerinde değil, yurdum yerinde değil. Burada hiç bir şeyimiz noksan değil ama geri dönmeyi düşünmeden edemiyorum. 'vatanıma gideceğim mi' diye düşünüp duruyorum. Çok zorumuza gidiyor böyle olmak" dedi.
Feride Kömürcü ise ülkesindeki bombardımanlardan kaçmak için 4 köy değiştirdiklerini en sonunda yaşamak için de çareyi Türkiye'ye sığınmakta bulduklarını anlattı.
Sığındıkları çadır kentte mutlu olduklarını ve her şey için şükrettiklerini belirten Kömürcü, "İşiniz gücünüz rast gelsin, rahatız elhamdülillah. Suriye'de her şey yerle bir oldu, uşaklarımız dağda kayıp gitti ama buna da şükür" diye konuştu.
Fatma Kastacı da ülkesinde, ateşin altında olduklarını ve bu yüzden Türkiye'ye geldiklerini paylaştı.