Güncelleme Tarihi:
HATAY (AA) - HALİT DEMİR - Hatay'daki tarihi Uzun Çarşı'da unutulmaya yüz tutan mesleklerin son temsilcileri, sanatlarını dördüncü kuşağa aktaramama endişesi taşıyor.
Geçmiş dönemlerde semerciden abacıya, bakırcıdan kalaycıya kadar sayısız ustanın yer aldığı tarihi Uzun Çarşı'da, gelişen teknolojiyle birçok meslek tarihe karışıyor.
Önceleri erken saatlerde dükkanları önünde oluşan kuyruğu azaltmak için 5-6 işçi çalıştıran sanatkarlar, şimdi çırak bulamıyor. Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen mesleklerin son temsilcileri, sanatlarını gelecek kuşaklara aktaramamanın endişesini yaşıyor.
Tarihi binadaki "Bakırcılar Çarşısı" olarak adlandırılan, bir zamanlar mesleğin sayısız erbabının yer aldığı bölümde kalan son ustalar, teknolojinin gelişimine inat çekiçlerini vuruyor.
Bakırcı Ali Azizoğlu (53), AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir zamanlar hemen her bakırcının önünde uzun kuyruklar olduğunu ve işleri yetiştirmekte güçlük çektiklerini söyledi.
Teknolojinin gelişmesiyle halkın daha çok fabrikasyon malzemelere yöneldiğini anlatan Azizoğlu, "Burada 3 kuşaktır mesleğimizi icra ediyoruz. Fakat her geçen gün bakıra ilgi azalıyor. Eskiden kazan, tencere, tepsi satarken, şimdi daha çok hediyelik eşyalar, cezve gibi malzemeleri satıyoruz." diye konuştu.
Yeni neslin bakırcılığa ilgi duymadığını bildiren Azizoğlu, isteyene işin inceliklerini öğreterek, mesleği gelecek nesillere aktarmak için gayret göstereceklerini kaydetti.
- Kalaycı ustası çırak bulamıyor
Yaklaşık 33 yıldır kalaycılık yapan 53 yaşındaki Nebin Muratoğlu da mesleği dedesi, babası ve son olarak kendisinin icra ettiğini belirtti.
"Şu anki mesleğimiz bizi ne aç bırakıyor ne açıkta. Baba, ata mesleği olduğu için mecburen yürütmeye çalışıyoruz." diyen Muratoğlu, şöyle devam etti:
"İşimiz genellikle sezonluk olduğu için ne kadar kazandığımızı önceden tahmin edemiyoruz. Eskiye nazaran işimizde yüzde 95 kayıp var. Eskiden sabahın erken saatlerinde başladığımız işi, gece geç saatlere kadar çalışır, yine de bitiremez, diğer güne bırakmak zorunda kalırdık. Şimdi ise maalesef müşteri geldiği zaman kalkıp ocağı yakıyoruz. Olmadığı zaman da oturuyoruz. Şimdiki nesil bu işi öğrenmek istemiyor. Çırak bulamıyoruz.''
İnsanların daha çok fabrika üretimi tencereleri tercih ettiğine dikkati çeken Muratoğlu, insan sağlığı açısından bakırın çok önemli yere sahip olduğunu dile getirdi.
- Semerciler süs eşyalarına yöneldi
Semerci İbrahim Halil Sümer ise üçüncü kuşak olarak 35 yıldır bu işle uğraştığını söyledi.
"Bu dükkanda yüz yıldan bu yana semer üretiliyor ancak bundan sonra bunu söylemek mümkün olmayacak galiba." diye konuşan Sümer, şunları kaydetti:
"Semerin son temsilcisi biziz. Çünkü semer eskisi kadar rağbet görmüyor. Geleceği olmadığı için çocuklarımız bu mesleğe yönelmek istemiyor. Eskiden dükkanda 3 kişi çalışır yine de işlere yetişemezdik. Günde 5'e yakın semer yaptığımız olurdu, şimdi 2-3 ayda bir tane ya yapılır ya yapılmaz. Teknolojinin gelişmesiyle yollar yapıldı, araçlar çoğaldı. Artık kimse at, eşek tercih etmediği için biz de mesleğimizi devam ettirmek için süs eşyası olarak semer yapmaya başladık.''