Güncelleme Tarihi:
HAKKARİ (AA) - ADEM DEMİR - Hakkari'nin "çalıkuşları", yakınlarının "Orası tehlikeli" sözlerine aldırış etmeden geldikleri kentte öğrencileri geleceğe hazırlıyor.
Farklı illerden geldikleri Hakkari'de öğrencilerinin her türlü sıkıntısıyla yakından ilgilenen kadın öğretmenler, kısa sürede vatandaşların takdirini topladı. Hakkari'deki zor koşullarda görev yapan kadın öğretmenler, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Bursa'dan Hakkari'deki Atatürk Anadolu Lisesi'nde atanan Şeyma Aksoy, 475 öğrencinin sorunlarıyla birebir ilgilendiğini belirtti.
İl genelinde ailedeki çocuk sayısının fazla olması ve evlerde rahat çalışma ortamının olmaması nedeniyle öğrencilerinin sınavlara hazırlanmakta ciddi sorunlarla karşılaştığını ifade eden Aksoy, şöyle devam etti:
"Buradaki öğrenciler, çok kardeştirler. Genellikle iki ya da üç odalı ve sobayla ısınan evlerde ders çalışma imkanlarının az olmasından ötürü tatillerde evimi öğrencilerime açıyorum. Şubat tatilinde evimin anahtarını çalışmaları için öğrencilerime verdim. Tatilden döndüğümde evimdeki aynalara ve buzdolabına yapıştırılmış 'Hocam cansınız, bir tanesiniz', 'Teşekkür ederiz' şeklinde küçük küçük notlar gördüm. Evime gelip o notları görüp okuyanlar, 'Bunlar da neyin nesi?' diye sorunca öğrencilerimle aramdaki dayanışmaya ilişkin sırrımı anlatıyorum."
- "Çocuklar, en özel durumlarını bile bize anlatıyor"
Hakkari'de 3 yıldır görev yapan Eskişehirli Dilek Özdemir de özellikle kız öğrencilerin aile içinde yaşadıkları sorunları kendileriyle rahatlıkla paylaştığını dile getirdi.
Çocukların karşılaştığı sorunları çözmek için çok fazla yük omuzladıklarını anlatan Özdemir, "Çocuklar, en özel durumlarını bile bize anlatıyorlar. Aile içindeki iletişim sorunlarını çözdük ve gerekli önlemleri aldırdık. Çok şükür, birçok problemi de hallettik" diye konuştu.
Afyonkarahisarlı Nazik Türker Bulduk da çocuklarına ayıramadıkları vaktin çok daha fazlasını Hakkari'deki öğrencilerine ayırdıklarını aktardı.
Okul pansiyonunda yatılı kalan öğrencilerin sorunlarıyla ilgilenmekten dolayı üç çocuğuyla uzun süre konuşmadığını fark ettiğine işaret eden Bulduk, şunları söyledi:
"Sabahın 07.00'sinden akşam 20.00'ye kadar tüm vaktimi, buradaki öğrencilerin sorunlarını dilemek ve çözüm bulmak için geçiriyorum. Görev yaptığım lisenin pansiyonunda 170 öğrencimin her birisinin ayrı ayrı sıkıntıları var. Bunların çoğu, şehir dışından gelmiş burada yatılı kalıyorlar. Onlar, annelerinden, ben ise çocuklarımdan ayrıyım. 5 saat boyunca bir öğrencimin ailevi sıkıntılarıyla ilgilendim. Düşündüğümde çocuklarıma hiçbir zaman 5 saat vakit ayırmadığım aklıma geliyor. Gerçekten buradaki öğrencilere, çocuklarımdan daha fazla vakit ayırıyorum. Bazen bir öğrencimin gülümsemesiyle çocuklarım gözlerimin önüne geliyor."
- "Devlet bana emek verdi, karşılığında hizmet etmem lazım"
Türk Telekom Sosyal Lisesi öğretmeni Edirneli Hülya Sayar ise tayini Hakkari'ye çıktığında pek çok akrabası ve yakın arkadaşının gitmemesi için telkinde bulunduğunu belirtti. Sayar, "Bana 'İstifa et, oraya gitme' diyen yakınlarıma 'Hakkari, Türkiye'nin bir ili ve orada yaşayanlar da bu ülkenin vatandaşları' şeklinde karşı çıktım. 'Devlet bana çok emek verdi, benim de karşılığında hizmet etmem lazım' anlayışıyla hiçbir ön yargı taşımadan Hakkari'ye geldim" diye konuştu.
Öğrencilerine daha yakın olabilmek için birkaç kelime Kürtçe öğrendiğini ifade eden Sayar, "Öğrencilerle Kürtçe takvim projesi hazırladık ve TÜBİTAK'a sunduk. Belki de TÜBİTAK projeleri içerisinde bu bir ilkti. İnşallah, buradan da iyi bir sonuç alırız" dedi.
Sayar, doğu görevinin bu yıl sona ereceğini ancak son sınıfa kadar getirdiği öğrencilerini mezun etmek için çalışma süresini uzatacağını sözlerine ekledi.
- "Her öğretmen 100 lira vererek öğrencilere kitap aldı"
Artvinli Nuran Kahveci de velilerin kendilerine çok güvendiğini dile getirdi. Öğretmenlerin zor koşullarda fedakarlık yaptığını aktaran Kahveci, "Gerektiğinde öğrencilere maddi destek de sunuyorlar. Her öğretmen 100 lira vererek öğrencilere kitap aldı. Son sınıflar test çözsünler diye yine 20'şer lira toplayarak sınav kitapçıkları aldık. Bunların geri dönüşlerini de alıyoruz. Öğrencilerimizin eğitim seviyelerini yükselttikçe saygı görüyoruz" değerlendirmesini yaptı.
Öğrencilerin bazen kendilerine "Anneciğim" diye hitap ettiklerine işaret eden Kahveci, şöyle konuştu:
"Bizlere yakın ilgi gösteriyorlar. Hakkari'ye ilk geldiğimde çok kötü hasta oldum, birkaç gün yataktan çıkamadım. Bir gün baktım 15-20 öğrenci kapıma dayanmış. Geçmiş olsuna geldiler. 'Hocam size çok özledik' diyerek hizmet etmeye başladılar. Ertesi gün, o moralle okula gittim. Burada olmaktan mutluyum. İyi ki öğretmen olmuşum."
Eskişehirli Şükran Bozkurt da Hakkari'deki tüm öğrencilerin yakın ilgiye muhtaç olduğunu ifade etti. Öğrencilere ilgi, sevgi ve şefkat gösterildiğinde çok iyi neticelerin ortaya çıktığına tanıklık ettiklerini anlatan Bozkurt, şunları kaydetti:
"Bir öğrencimizle sürekli sorun yaşanıyordu. Bir gün yanıma geldi. Onunla uzun uzun konuştuk. Sonrasında birebir ilgilendim. 'Sen, aslında çok zekisin. Zekanı derslerinde kullanmalısın' dedim. Bazı ailevi sorunlarını çözdük. Bir süre sonra baktım, kendi başına test çözmeye başlamış. Bu telkinlerden sonra notlarında yükselme oldu."