IHA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2015 14:10
ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ (AGD) GÜMÜŞHANE ŞUBESİ, MISIR’IN SEÇİLMİŞ İLK CUMHURBAŞKANI MUHAMMED MURSİ, İHVAN-I MÜSLİMİN ÜYELERİ VE BANGLADEŞ’TE DE CEMAATİ İSLAMİYYE LİDERLERİNDEN ALİ AHSAN MUHAMMED MÜCAHİDİN’E VERİLEN İDAM KARARLARINI PROTESTO ETTİ.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Gümüşhane Şubesi, Mısır’ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, İhvan-ı Müslimin üyeleri ve Bangladeş’te de Cemaati İslamiyye liderlerinden Ali Ahsan Muhammed Mücahidin’e verilen idam kararlarını protesto etti.
Kemaliye Camii önünde Cuma namazı çıkışı gerçekleşen protesto eyleminde ellerinde taşıdıkları dövizlerle idam kararlarını kınayan vatandaşlar, zaman zaman da slogan attı.
Eylemde konuşan AGD Gümüşhane Şube Başkanı Naci Şenel, İslam coğrafyasının kadim toprakları Mısır ve Bangladeş’te hukuk cinayetlerinin işlenmeye devam ettiğini, 3 Temmuz 2013’te darbeyle devrilen Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile ilgili idam kararının Kahire Ceza Mahkemesi tarafından onaylandığını, Muhammed Mursi’nin yanı sıra aralarında Yusuf El Kardavi’nin ve Özgürlük ve Adalet Partisi’nin genel sekreteri Essam El Erian’ın da olduğu 106 kişi hakkında verilen idam cezalarının da aynı mahkeme tarafından onaylandığını hatırlattı.
“BU KARARLAR MISIR’IN GELECEĞİNE KATKI KOYMAZ, BARIŞ VE HUZUR GETİRMEZ”
Bu kararların Mısır’ın geleceğine bir katkısının olmadığını, Mısır’a barış ve huzur getirmeyeceğini kaydeden Şenel, “Aynı şekilde Bangladeş’te de Cemati İslamiyye liderlerinden Ali Ahsan Muhammed Mücahidin hakkında idam kararı verildi. Hem Mısır hem de Bangladeş yönetimlerine çağrımız ülkelerinin halklarının geleceği açısından zerrece faydası olmayan, sadece ve sadece emperyalist güçleri sevindiren bu yanlış kararlardan vazgeçmeleridir. Hukuk insan hak ve özgürlüklerinin teminatı olduğu zaman hukuktur. İnsana kasteden yasal düzenlemeler mahkeme kararı olarak nitelendirilemez. Bu kararlar tarihe ceberut güçlerin kendi halklarına karşı uyguladığı zorbalıklar olarak geçecektir. Bir yönetimin kendi halkına kastetmesi, kendi insanına kastetmesi o yönetimin başkalarının hesabına çalıştığının en açık göstergesidir. Biz buradan Mısır ve Bangladeş yönetimlerini emperyalizm ve Siyonizm ile işbirliği yapmaktan vazgeçemeye davet ediyoruz. ABD’nin, Avrupa Birliği’nin ve İsrail’in çıkarları doğrultusunda hareket eden bir yönetimin kendi halkına güven, barış ve özgürlük ortamı sağlaması mümkün olmayacaktır. Hem Mısır’da hem de Bangladeş’te yapılması gereken toplumsal çatışmayı tetikleyen tutum ve davranışlardan uzak durmak, halkla ve halkın inancıyla barışmaya yönelik adımlar atmak olacaktır” dedi.
Mısır ve Bangladeş’te aynı coğrafyanın insanları arasına kin ve nefret tohumları ekildiğini dile getiren Şenel, tüm İslam coğrafyasında bazen mezhep farklılıkları, bazen etnik farklılıklar kaşınarak bazen de işbirlikçi iktidarların hukuk dışı uygulamaları ile kaos ortamları oluşturulduğunu, bütün bu sürecin hem İslam ülkelerinin her birinde toplumu bir arada tutan bağları koparmaya hem de İslam ülkelerinin ortak bir anlayış etrafında bir araya gelmelerini sabote etmeye yönelik olduğunu söyledi.
“BAŞTA TÜRKİYE OLMAK ÜZERE İSLAM ÜLKELERİ BU KARARLARLA İLGİLİ NET BİR DİPLOMASİ İZLEMELİDİRLER”
Mısır’da ve Bangladeş’te yaşanılan sürecin daha da kötüye gitmemesi için bu idam kararlarının mutlaka durdurulması gerektiğine vurgu yapan Şenel, insan hak ve özgürlükleri noktasında duyarlılık sahibi uluslararası tüm kuruluşları bu idam kararlarına karşı en sert tepkiyi göstermeye davet ederek, “Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkeleri bu kararlarla ilgili net bir diplomasi izlemelidirler. Göstermelik açıklamalarla ve cılız tepkilerle bir netice alınamayacağı açıktır. Anadolu Gençlik Derneği Gümüşhane Şubesi olarak biz yeryüzünde ezilen, sömürülen, yoksul ve yoksun bırakılan ve insanlarının oluk oluk kanı akıtılan tüm toplumların bütün bu zulümlere karşı ortak bir irade beyanıyla bir araya gelmesi gerektiğine inanıyoruz. Hakkı üstün tutan bir anlayışla yeni bir dünya kurulmadığı müddetçe bu zulümler engellenemeyecektir. Üç günlük iktidar ve çıkar hesapları ile bu ideali terk etmenin vebalini kimse ödeyemez. Hepimizin üzerine düşen zalimlerin karşısında ve mazlumların yanında yer alışımızda sahici olmaktır” ifadelerini kullandı.