Güncelleme Tarihi:
GİRESUN (AA) - GÜLTEKİN YETGİN - Alucra ilçesinde Rumlar tarafından inşa edilen ve "ikinci kilise" olarak adlandırılan kilise ile buraya ulaşım için yapılan kemer köprü, Islahat Fermanı'nın bölgedeki etkilerini bugüne aktarıyor.
Islahat Fermanı'nın ilanından sonra Çakrak köyünde yaptırılan dört kiliseden biri olan "ikinci kilise", yöredeki Rum eserlerinden biri. Giresun'u iç bölgelere bağlayan Yağlıdere-Alucra yolu güzergahında olması dolayısıyla yolu kullanan vatandaşların dikkatini çeken kilise ve kemer köprü, Rumların geçmişte bölgedeki yaşantıları hakkında bilgi sahibi olunmasını sağlıyor.
Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gazanfer İltar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tanzimat Fermanı'nın tamamlayıcısı mahiyetindeki Islahat Fermanı'nın Osmanlı padişahı Abdülmecit tarafından 1856 yılında ilan edildiğini anımsatarak, fermanın ikinci maddesinde, "Gayrimüslimler okul, kilise, hastane yaptırabilecek ve onartabilecek" hükmünün yer aldığını söyledi.
Fermanın ardından Giresun’daki Rum tebaanın yoğun yaşadığı köylerde yeni kiliselerin inşasına hız verildiğine değinen İltar, "O zamanların en önemli ulaşım ağlarından Yağlıdere Vadisi, Karadeniz ile iç bölgeler arasındaki bağlantıyı sağlayan önemli bir güzergahtı. Çakrak köyü ise bu güzergahın en önemli derbendi konumundaydı. Bu nedenle bu çevrede üç köprü ve dört kilise inşa edilmişti" dedi.
İltar, bölgedeki Rum tebaanın mübadele sonrası göç ettiğini anlatarak, "Buradaki Rum tebaa Yunanistan'a göç etmiş. Selanik'teki Türkmen muhacirler de mübadeleyle bölgeye yerleştirilmiş. Kilise kullanılmadığı için zamanla doğa şartları nedeniyle tahrip olmuş. Yapı terk edildikten sonra fazla dayanamamış" dedi.
- Kilisenin bazı bölümleri yıkılmış durumda
Kilisenin, batı cephesi ortasındaki dikdörtgen formlu giriş açıklığı yıkılmış durumda olduğunu belirten İltar, unları kaydetti:
"Girişin üzerindeki yuvarlak kemerli alınlığın bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Bu cephenin üst bölümlerinde yer alan üç adet küçük boyutlu kareye yakın dikdörtgen pencere diğer cephelerdeki pencerelerle aynı form ve büyüklüktedir. Pencere söveleri sağlam olarak günümüze ulaşabilmiştir. Doğu cephesinde, yarım yuvarlak çıkıntılı üçlü apsis yer alır. Kilisenin örtüsü çökmüş olduğundan iç mekan kısmen hafriyatla dolmuş durumdadır. Narteks ve mahfil bölümü bulunmayan kilisenin bahçe duvarları kısmen ayaktadır."
- Kemer köprü kiliseye ulaşımı sağlıyor
Tarihi kemer köprünün, yolun batısındaki kiliseye ulaşımı sağladığını ifade eden İltar, "Köprünün yapım tarihi ve yaptıranı hakkında bilgi veren bir kitabesi veya dönem kaynağı mevcut değilse de biçimi, malzeme kullanımı benzeri özellikleri ile 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildiği anlaşılmakta" diye konuştu.