IHA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2016 12:45
GKV’Lİ UZMANLARDAN KARNE UYARISI ÖĞRENCİLERİN TATİLİNİ KABUSA ÇEVİRMEYİN
Cuma günü karne alınacağını hatırlatan uzmanlar, velileri karneleri doğru okumaları konusunda uyarırken, çocukların sömestr tatilini kabusa çevirmemelerini istedi.
Gaziantep Kolej Vakfı (GKV) Okulları Rehberlik Servisi öğretmenleri İpek Kundak, Sibel Çolak Işık, Oğuz Hançer, Bilge Kılıç, Derya Atilla, Fatoş Okuyucu, Nevra Bal ve Gökçen Bindal, yaptıkları değerlendirmede Türkiye genelinde milyonlarca öğrencinin 22 Ocak 2016 Cuma günü ilk ve orta öğretim öğrencilerin karne alması ile sömestr tatilinin başlayacağını ifade etti. Karnelerin doğru okunması konusunda uyarıda bulunan uzman öğretmenler, karnenin işlevi açısından son derece önemli olduğunu vurguladı. GKV Rehberlik Servisi Zümre Başkanı İpek Kundak, “Velilerimizin karneleri aldıklarında dikkatli olması gerekir. Karne, öğrencinin başarılı ya da başarısız olarak etiketlendiği bir belge değil, öğrencinin bulunduğu eğitim ortamında ondan beklenen bilgi ve beceri alanındaki yeterlilikleri ne derece gösterdiğine ilişkin bir değerlendirmedir. Bu değerlendirmenin işlevi ise, bireyin daha başarılı olması için yapılması gerekenleri planlamaktır. Yoksa bu karne anne, baba, çocuk öğretmen ve diğer ilgililer arasında bir ’suçlama-savunma’ aracı değildir. Bu nedenle karneler sadece çocuk için değil, öğretmen, okul ve aile için de bir yol göstericidir. Çünkü çocuğun gelişimi ile ilgili olan herkes kendisine ’Bu çocuğun daha başarılı olması için ne yapmalıyız’ sorusunu sormalıdır" dedi.
KARNELER NASIL OKUNUR
Kundak, çocukların sömestr tatilini kabusa çevirmemelerini istediği anne ve babalara karnelerin okunma yöntemleri ile ilgili bilgiler verdi.Karne alan çocuklara yaklaşma teknikleri ile ilgili de bilgi veren Kundak,
"Karneyi inceledikten sonra ilk olarak gördüğünüz, olumlu yönler ve iyi notlar üzerinde durunuz. Bunlara ilişkin memnuniyetinizi belirtiniz. Karnedeki düşük notlara ilişkin ifadelerinizi özenle seçiniz. Örneğin, ’Bu derslerden de başarılı olmak isterdin mutlaka, bu durum seni olduğu gibi bizi de üzdü. Ama böylece hangi derslere daha çok çalışman gerektiğini görmüş olduk’ gibi yaklaşımda bulun. Çocuğun karnesine ilişkin kendi duygularını paylaşmasına fırsat veriniz, duygularını paylaşmaya teşvik ediniz. Tehditkar ve kaygıya yol açacak ifade ve tarzlardan kaçınınız. Daha az başarılı olduğu derslere ilişkin ona nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun. ’Bu konuda bizden istediğin desteği bilmek isteriz. Sana yardımcı olabileceğimiz bir konu var mı?’ Unutmayın anne-baba olarak çocuğunuza her konuda destek olmak ve yardım etmek sizin görevinizdir. Çocuğunuza ’karnesi nasıl olursa olsun’ onu sevdiğinizi ve değer verdiğinizi gerçekçi bir şekilde gösteriniz. Çocuğunuzun buna inanmasını sağlayınız. Çocuğunuzun başarısını başka çocuklarla özellikle de kardeşiyle kıyaslamayınız. Unutmayın ’başarılı’ bir çocuğa sahip olmaktan daha önemlisi, ’sağlıklı ve uyumlu’ bir çocuğa sahip olmaktır. Çocuğunuzun karnesini başkalarına karşı bir ’övünme’ ya da ’utanma’ nedeni olarak kullanmayınız. Böyle ifadelerden kaçınınız. Örneğin, ’bu karneyle konu komşuya rezil ettin bizi. Ben de şöyle göğsümü gere gere çocuğumun karnesini dosta düşmana gösteremeyecek miyim’ gibi ifadeler çocuğun kişiliğini zedeler. Unutmayın çocuğunuz, sizin için değil, öncelikle kendisi için çalışmalıdır. Karneyi çocuğun kişiliğinin bütününe yönelik bir değerlendirme aracı olarak kullanmayınız. Karnesi çok parlak çocuklar ödüllendirilirken, karnesi daha az parlak çocuklar da teşvik edilmelidir. Çocuğa, elde edilen sonuç kadar gösterilen çabanın önemli olduğu mesajı verilmelidir. Anne-babalar olarak kendi öğrencilik yıllarınızı ve kendi karnelerinizi hatırlayınız ve çocuğunuzla empati kurmaya çalışınız. Unutmayın, çocuğunuzun karnesi anne-baba olarak sizin için de bir değerlendirmedir. Her değerlendirme ’eksikleri gösteren bir bilgidir. Siz kendinize, ’bu sonuçlar üzerinde benim katkım ne kadar oldu. Hangi davranışlarımızı değiştirmeliyiz. Biz nasıl bir aile ortamı sağlarsak çocuğumuz daha başarılı olabilir’ diye düşünmeniz için bir fırsattır. Öğrencinin okul başarısızlığı çok iyi analiz edilmeli, karne kötü olsa bile yaklaşım doğru olmalıdır. Hiçbir anne-baba, kötü karnenin düzeltilebileceğini, fakat çocuğun kişiliğine verilen zararların telafi edilemeyeceği unutulmamalıdır. Ayrıca tatiller aile içi ilişkileri yakınlaştırma ve anne-baba ile geçirilen zamanı artırma açısından önemlidir. Özellikle çalışan anne ve babaların izin dönemlerini çocuklarının tatil döneminde kullanması, çocuklarla iletişimi artırarak sorunun kaynağının birlikte değerlendirilmesine yardımcı olur. Tatiller anne-babalar için çocukları ile birlikte olmaya öncelik verebilecekleri ve birbirlerini daha iyi tanımak, anlamak ve birbirlerinin arkadaşlığından zevk almak için değerlendirebilecekleri bir fırsat olabilir. Çocuklar anne-babaları ile bir şeyler yapmaktan hoşlanırlar. Mümkünse tatilde hem her bir çocuğunuzla bireysel olarak vakit geçirmek hem de aile olarak hep birlikte vakit geçirmek için gerekli düzenlemeleri yapınız" diye konuştu.
ÖĞRENCİLERE DE UYARI
Kundak, uzmanlar anne ve babalar kadar öğrencileri de başarısız olan öğrencilere başarıyla ilgili izlenecek yöntemleri de açıkladı. Kundak, "Çocuklar, ’derslerimi başaramadım, ben başarısız bir öğrenciyim’ gibi kendinizi kötü hissetmenize neden olabilecek ifadeler yerine, ’Bazı hatalar yaptım ve bunları düzelteceğim, derslerimde iyi bir sonuç bekliyordum ancak ikinci dönem çalışarak daha iyi bir sonuç elde edeceğim, bu dönem istediğim başarıyı gösterememiş olmam benim başarısız bir öğrenci olduğumu göstermez’ gibi daha umut dolu ifadeleri kullanmalısınız. Her başarısızlık yeniden değerlendirmeyi gerektirir. Bu değerlendirme de eksiklerinizi görmenizi, eksikleri gidermek için yeni planlamalar ve çalışmalar yapmanızı, sonuçta başarıya ulaşmanızı sağlar. Eğer eksiklerimizi göremezsek, tekrar aynı durumlarla karşılaşabiliriz" ifadelerini kullandı.