Topçuoğlu Üniversitelilerle Buluştu

Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde üniversiteli öğrencilerle ‘Mezun olmak yeterli mi?’ konulu seminerde konuşmacı olarak buluşan Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Topçuoğlu iş dünyasında başarı elde etmenin formüllerini öğrencilerle paylaştı.
Gaziantep Üniversitesi GAGİAD işbirliğiyle gerçekleştirilen ‘Mezun olmak yeterli mi?’ konulu seminere Gaziantep Genç İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Taner Özdurak koordinatör olarak katılırken, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Topçuoğlu ve Gaziantep Üniversitesi Rektörü Yavuz Coşkun’da konuşmacı olarak katıldı.
Özgüvenin önemine değinen Topçuoğlu kendine güvenen insanların iş yaşamında önemli başarılar elde ettiğinin de altını çizdi. Topçuoğlu yaptığı konuşmasında, “78 milyon nüfusumuz var, dinamik bir ülkeyiz, jeopolitik olarak dünyada çok önemli bir yerdeyiz. Özellikle Türkiye son on beş yılda yapmış olduğu atakla dünyaya kendini kabul ettirdi. Sizler gerçekten şanslı bir nesilsiniz. Güzel bir alt yapı var imkanlar ve fırsatlar var. Bunların hepsinden faydalanabilmek için bir hedefiniz olmalı. Diğer taraftan değerlendirmeler yaptığımız zaman gerek ihracat gerekse iç dinamiklerinde çok önemli fırsatları siz gençler yakalayabilirsiniz. Tabi bunları yapmak için başarılı olmalı lazım. Herkesten farklı işler yapmamız lazım. Bunları şöyle bir sıraladım. Neler yaparsak biz bu başarıyı yakalayabiliriz, mutlu olabiliriz, ülkemize faydalı olabiliriz. Önce kendimize güveneceğiz. Ben çok iyi bir okuldan mezun oluyorum, bu okulu çok iyi bir şekilde bitirmem lazım. Donanımlı bir şekilde. Mezuniyet sonrası ülkem için ailem için ve kendim için yoğun bir şekilde çalışmalıyım diye kendimize bir hedef koymalıyız. Meraklı ve vizyon sahibi olmanız lazım. Hayallerimiz ve hedeflerinizin olması lazım” dedi
YABANCI DİLİN ÖNEMİ
İş hayatında olmazsa olmazların başında bir diploma kadar yabancı dilinde önemli olduğunu söyleyen Topçuoğlu küresel rekabette dünya dili olan İngilizceyi çok ileri derecede bilmenin önemini anlattı. Başarı için iyi bir dinleyici olmanın da önemine değinen Topçuoğlu hangi konuda olursa olsun iyi bir dinleyici olmanın insana birçok şey kattığının altını çizdi.
İş yaşamında fark oluşturmanın önemini de belirten Mustafa Topçuoğlu “Günümüzde herkes her işten anlıyor. Siz yaptığınız iş ne olursa olsun farkındalık oluşturmak, herkesten farklı bir şeyler yapmak zorundasınız. Farklı olmak sizi fark ettirir” dedi.
Günümüz gençliğinin bir işe müracaat ettiğinde alacağı ücret ve oturacağı koltuğu ön planda tuttuğunu da belirten Topçuoğlu bir işe müracaat ettiğinizde işverene isteklerinizi sıralarken sizin de o iş yerine yapacağınız katkıları göz önüne koymanız gerekir. Bir elemanın bir iş yerine adapte olması ve kurumsal kültürü öğrenme süreci 1 yıldır. Bu süre içerisinde size işveren sürekli yatırım yapar. Siz performansınız ve yeteneklerinizle iş yerinde bir yere gelirsiniz” diye konuştu.
“BOMBALAR ALTINDA İHALEYE GİRDİM"
Topçuoğlu, başarılı olabilmenin en önemli kurallarından birisinin de şeffaf ve güvenilir olmak olduğunu söyledi. Topçuoğlu başarı için cesaret ve azimli çalışmanın önemini de yaşadığı bir anısıyla anlattı.
İran Irak savaşı sırasında bir fabrikanın ihalesine girebilmek için yaptığı zorlu yolculuğu öğrencilerle paylaşan Topçuoğlu, “Sizlerle yaşamımda risk ve cesaretle ilgili çok önemli olduğuna inandığım bir olayı paylaşmak istiyorum. 1984 yılında Türkiye ile Irak arasında 1 milyar dolarlık petrol karşılığı ticaret anlaşması vardı. Türk şirketleri o dönemde Irakla iş yapıyordu. Bize de o dönemde bir teleks geldi. Telekste Basra’da bir gübre fabrikasının 10 milyon adet gübre torbası ihtiyacı olduğu yazıyordu. İhaleye girebilmek için ürünün bizzat götürüleceği, orada test edileceği ve test sonrası ihaleye girebilme şartı vardı. O dönemde de Irak ve İran arasında 7 yıl süren Irak İran savaşı vardı. Savaş Irak’la İran sınırını ayıran Şaddülarab denilen bir nehrin bulunduğu noktadaydı. Bu gübre fabrikası da tam o sınırdaydı. Ben o zaman buradan Ürdün’e uçakla gittim. Bir şoförle bir taksi kiraladım. 1500 kilometre yolu arabayla gittim. Savaş olduğu için birçok noktayı zorlukla geçtik ve akşamüzeri saat 5’te ben o fabrikanın olduğu yere ulaştım. Oradaki yetkililer mesainin bittiğini, geceyi ancak orada bulunan bir sığınakta geçirebileceğimi söyledi. Ben geceyi o gece bomba ve silah sesleri altında sığınakta geçirdim. Sabah olduğunda ihaleye gelen benden başka kimsenin olmadığını gördüm. Dünyanın hiçbir yerinden kimse gelmemişti savaş var diye. Numunelerimizi denedik, teklifimizi verdik ve 10 milyon adet torba ihalesini aldım. Bu sipariş bizim fabrikanın bir yıllık üretim kapasitesine denkti. Üç milyon altı yüz elli bin dolarlık bir işti. Çok büyük bir rakamdı bizim için. Yeri geldiğinde risk almak ve cesur olmak zorundasınız. Ondan sonraki dönemde savaşın bitmesiyle birlikte biz on yıl süre ile aynı firmaya mal verdik. Bunun nedeni de elbette doğru zamanda, onların istediği ve ihtiyacı olan zamanda oradaydık. Bundan dolayı cesaretle kararlar almak zorundayız. Azimli olacağız, araştırmacı olacağız, başkalarına ne iş yaparsak yapalım fark oluşturmanız lazım” diyerek devam etti.
“YATIRIMDA FARKLI OLDUK"
Detaycı ve başarı odaklı çalışmanın kazanımlarını da yaşamından örneklerle anlatan Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Topçuoğlu Türkiye’de halı sektörü için bir dönem noktası olan öyküyü de öğrencilerle paylaştı. Topçuoğlu iş yaşamıyla ilgili anlattığı öyküsünde “Gaziantep Sanayi Odası 1993 yılında Avrupa’da düzenlenen makine fuarına bir gurup sanayicimizi götürdü. Bizlerde bu organizasyonun içerisindeydik. Fuarda makine üreticileri sunumlar yaparak makinalarını tanıtıyordu. Bir sunum bizim dikkatimizi çekti. Anlatılan ürün polipropilen iplik idi. Avrupa’daki dünyadaki pazarlara baktığımızda bu ürünün büyüme oranı yüzde 13-14’lerdeydi. Polipropilen Halı sektöründe kullanılan bir iplik. Halı sektöründeki sanayici arkadaşlarla görüştük. Onlar bu ürünün pek makbul bir ürün olmayacağını, ülkenin alışkanlıkları olduğunu böyle bir ürüne ihtiyaç olmadığını söylediler. Türkiye’ye geldik buradaki firmalarla da görüştük. Onlarda bu ürünün doğru bir ürün olmayacağını, Türkiye’de ve Gaziantep’te sektörle ilgili hazır bir düzen olduğunu ve bu düzenin dışına çıkmaya gerek olmadığını söylediler. Fakat Avrupa’da yaptığımız incelemelerde bu ipliğin tüketimi yıllık yüzde on on beş büyüme hızıyla artıyordu. Biz orada cesaret göstererek risk aldık gerekli yatırımları yaptık ve bu ürünü üretmeye başladık. İlk ürettiğimiz ipliği bir halı firmasına 1994 yılında götürdüm ve özelliklerini anlatırken firma sahibi bana “Sen bu polipropilen ipliği boş ver bundan halı olmaz. Sen söyle bakalım ne içersin” dedi. Bu sözler karşısında gerçekten şok oldum. Yaptığımız büyük yatırım sonucu elde ettiğimiz bu ürünü satmamız lazımdı. Biz bu durum karşısında yeni bir karar alarak bir dokuma tezgâhı kiraladık. Avrupa’dan uzmanlar getirerek onlarla birlikte 25 gün sonra polipropilen ipliğinden yapılmış olan halıyı yere serdik. Tezgâhı kiralarken firmanın parasını peşin vermiştik. Tezgâhın sahibi paramızı iade ederek bu ipten satın almak istediğini söyledi. Elde ettiğimiz sonuç, cesaretle hareket etmemiz, yaptığımız işin detayına çok iyi bir şekilde bilmemizin sonucuydu. 1994 yılında Gaziantep’in halı ihracatı 30 milyon dolardı ve yüzde 85-90’ı akrilik iplikle halı üretilir, geriye kalan yüzde 10-15’lik kısmı da yün iplikten yapılırdı. Bugün Gaziantep 1 milyar 600 milyon doları buluyor. Bunun yüzde 90’ı polipropilen iplikle yapılan halılar. Yani işimize odaklanmamız, severek yapmamız ve olayları çok iyi görmemiz lazım” diye konuştu.
Başarı için eş seçiminin de önemine değinen Mustafa Topçuoğlu “Mutlu yuvalarda mutlu çocuklar ve başarılı insanlar yetişir” diyerek öğrencilerin merak ettiği soruları cevaplandırdı.
Törenin sonunda GAGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Taner Özdurak, seminere konuşmacı olarak katılan Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Topçuoğlu ve Gaziantep Üniversitesi Rektörü Yavuz Coşkun ile katkı sağlayan firmalara günün anısına birer plaket verdi.