Güncelleme Tarihi:
GAZİANTEP (AA) - BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve Operasyonlardan Sorumlu Yüksek Komiser Yardımcısı Janet Lim, "Türkiye, 4 milyar dolardan fazla kaynak aktararak Suriyeli mültecilere kucak açtı. Bu çabaları nedeniyle, temsil ettiğim BM ve bireysel olarak Türk hükümetine teşekkürü borç biliyorum" dedi.
Janet, Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde düzenlediği "Savaşın Mağdur Ettiği Kadınlar Paneli"nde yaptığı konuşmada, Suriye'deki çatışmaların, bölgedeki ülkeler için de güvenlik sorununu gündeme getirdiğini söyledi.
Türkiye'nin Suriye'deki iç savaşın önüne geçebilmek ve mülteci sorununu dünya kamuoyunun gündemine getirebilmek için önemli çalışmalar yaptığını ifade eden Lim, Türk hükümetinin okul, enerji tedariki, kamu finansmanı gibi birçok konuda Suriyelilerin sıkıntılarını giderebilmek ve yaralarını sarabilmek için çalıştığına dikkati çekti. Lim, "Türkiye, 4 milyar dolardan fazla kaynak aktararak Suriyeli mültecilere kucak açtı. Bu çabaları nedeniyle, temsil ettiğim BM ve bireysel olarak Türk hükümetine teşekkürü borç biliyorum" dedi.
Lim, çocuklar açısından tüm süreçlerde dikkat edilmesi gerektiğini dile getirerek, Türkiye'nin mülteci çocukları kayıt altına alarak önemli bir sıkıntının önüne geçmeye çalıştığını aktardı.
BM'nin Türkiye'ye mülteciler için destek verdiğini ve vermeye de devam edeceğine işaret eden Lim, Suriye'nin bir an önce normal hayata dönmesi ve ailelerin kendi vatanlarında hayatlarını güvenle sürmesi temennisini ifade etti.
- Psikodestek ihtiyacı
Birleşmiş Milletler (BM) Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve BM Kadın Türkiye Temsilcisi Ingibjorg Gisladottir de savaş ve kadın konusunda özellikle Suriye'nin zaman kaybetmeden ele alınması ve gündeme getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Suriye'de belki de tarihin en önemli dramına şahitlik ettiklerini aktaran Gisladottir, şöyle devam etti:
"Suriye'deki mültecilerin yüzde 75'ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Okula giden kız çocuğu da bu yüzden hızla düşüyor. Suriye konusunda komşu ülkelerin çabalarını takdirle karşılaşıyoruz. Birçok Suriyeli kadın sadece kendilerinden değil aynı zamanda çocuklarının bakımdan sorumlu. Ancak üreme hizmetleri de başta olmak üzere bazı konularda travma yaşanmakta. Pek çok kadın Suriye'de psikososyal desteğe ihtiyaç duyuyor, hem de acil olarak. Kadın ve çocuk konusunda giderek güvensizlik yaşanıyor. Cinsel şiddet, erken yaşta evlilik, işçi kaçakçılığı, insan ticareti gibi olaylara karıştıklarını gözlemliyoruz. Bu sorunların giderilmesi için ortak bir uluslararası çalışmaya ihtiyaç var. Kampların dışındaki kadınlara baktığımızda barınma sorunu yaşıyorlar. Kamp dışındaki kadınlara karşı daha hassas davranmalıyız."
Kadın mültecilerin kendileri ve çocuklarının gelecekleri için geleceğe umutla bakmasının sağlanması gerektiğini ifade eden Gisladottir, bu noktada basına da görev düştüğünü kaydetti.
- "Savaşı tüm dünyada erkekler başlatıyor, acısını kadınlar çekiyor"
KADEM Başkanı Yrd. Doç. Dr. Sare Aydın Yılmaz ise tarihi, milleti ve insanlarıyla komşu ülke Suriye'de yaşanan drama karşı herkesin sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
4 yıldır süren savaşın birçok ülkeyi de tehdit eder hale geldiğini ifade eden Yılmaz, "Arap Baharıyla başlayan olaylar, kelebek etkisiyle tüm Ortadoğu'yu sarmıştır. Suriye'de yaşanan dram da bunun devamıdır" dedi.
Halk hareketleriyle devrim gerçekleştirilen bu coğrafyada gözaltı, bombardıman ve kitlesel ölümlerle karşı karşıya kalındığını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:
"Yok olan hayatları her gün televizyonlarda izliyoruz. Türkiye buna kayıtsız kalmayıp üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor. Savaşı tüm dünyada erkekler başlatıyor, acısını kadınlar çekiyor. Ama yine de acıları saran da yine kadınlardır. Ben eminim Suriye normalleşme sürecine döndüğünde kadınlarımız yine o ülkenin de iyileşmesine, refahlaşmasına vesile olacaktır, bunun için çaba gösterecektir"
- Diğer konuşmacılar
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de kentin çevresindeki sorunlarına ve kentteki sayıları artan mültecilere rağmen Türkiye'nin 2 katı kadar büyüdüğünü ifade ederek, "Biz inançlı insanlarız. Paylaştıkça çoğaldığına inanıyoruz. Bizim bu büyümemiz bir anlamda bereketin neticesidir" görüşünü paylaştı.
Dünyanın savaştaki birliği ne yazık ki barışta göstermediğini dile getiren Şahin, "Hep beraber hak ve adalet ölçüsünde, kaos bitsin diye kapılarımızı açtık. Yuvamızı, ekmeğimizi, suyumuzu paylaştık. Biz sorunun parçası olamayız. Çözüm için dersimize çalıştık. Ne yapmamız gerekiyor dedik. Yol haritamızı, bu kapsamda hazırladık. Eğitimde, sağlıkta, güvenlikte çabamızı gösterdik" diye konuştu.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz ise savaşın en ağır acısını kadın ve çocukların çektiğine işaret ederek, bunun da geleceği tehdit ettiğini vurguladı.
Çatışmalar ve katliamlar uzadıkça yoğun göç dalgasının arttığını dile getiren Yılmaz, bu süreçte de kadınların dezavantajlı konuma geldiklerini ancak Türkiye'nin bu süreçte tüm dünyanın dikkatini çeken çalışmalar yaptığını bildirdi.
(Sürecek)