IHA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2015 14:19
ORTADOĞU’DAKİ SON GELİŞMELER HAKKINDA ÖNEMLİ DEĞERLENDİRMELER
Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü (SBUİ) Bölüm Başkanı ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Serdar Erdurmaz, Rusya’nın Suriye’de askeri yapılanmasının stratejik değerlendirmesini yaptı.
Erdurmaz, son günlerde gelişen olaylar ve Ortadoğu’daki son durum hakkında çarpıcı değerlendirmede bulundu. Erdurmaz, rusya’nın Suriye’deki hava harekatını Rusya tarafından Suriye’de Beşer Esad’ı desteklemeye yönelik fiili askeri desteğini resmen dereye girmesi olarak ifade etti. Rus resmi yetkililerine göre yapılan hava saldırıları IŞİD hedeflerine karşı icra edildiğini ancak, batılı kaynaklara ve Ankara’nın bölgedeki kaynaklardan aldığı haberlere göre yapılan hava harekatında esas hedef, Türkmenlerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu olduğunu hatırlatan Erduran, desteğindeki hedefini ise şöyle anlattı:
"Rusya’nın Suriye’deki askeri yapılanmasında bazı hedefleri göz önüne alarak gerçekleştirdiği değerlendirilebilir. Bu hedeflerden ilki Ortadoğu’da fiilen var olmasını sağlayan Suriye’de askeri üsler tesis ederek, ileride gerçekleşecek Ortadoğu şekillendirilmesinde oyun dışı kalmamak. Diğer hedef, IŞİD’ın Suriye topraklarından temizlenmesini sağlamak. Üçüncü bir hedefse;Suriye’de Beşer Esad yönetiminin yıkılarak yerine yeni rejim tesis edilirken devre dışı kalmasını önlemektir. Rusya’nın birinci amacı açısından konuyu ele aldığımızda, şöyle bir yorum getirmek mümkündür. Rusya’nın Kırım’ı işgali ve arkasından Ukrayna’da ortaya çıkarttığı krizler karşısında ABD ve AB, başta ekonomik olmak üzere, muhtelif yaptırım kararları almış ve bunu uygulamaya koymuşlardır. Bu durum Rus ekonomisini ve halkın yaşam şartlarını oldukça zora sokmuştur. Rusya Başkanı Vladimir Putin batının bu davranışına karşı bir misilleme yaparak, ülkesinin büyük devlet olduğunu ve boyun eğmeyeceğini gösterme eğilimi içine girmiştir. Hatırlanacak olursa, Varşova Paktı’nın dağılması sonrası oluşan Rusya Federasyonu, NATO ile stratejik ortaklık içine girmiş ve global krizlere müşterek müdahale etme konusunda işbirliğine gidilmişti. Bu ortaklıktan NATO ve ABD’nin amacı Rusya’yı kontrol altında tutarak, tekrar batının başına bela olmasını önleme kaygısını içermekteydi. Ancak, Ukrayna krizi sonrası uygulanan ambargolar bir yerde Rusya’ya hareket serbestisi kazandırmıştır” dedi.
"STRATEJİK HEDEF"
Erdurmaz, NATO ortaklığının işlemez hale geldiğini ve bununla birlikte Rusya Başkanı Putin’in istediği ABD ve NATO etkisine karşı hareket etme serbestisi için bir bahane oluştuğunu belirtti. Arzu edilen fırsatın Rusya’ya sağlandığını belirten Erdurmaz, “Rusya bir taraftan Suriye’de askeri yapılanmasını güçlendirirken, diğer taraftan da Avrupa’da ciddi endişelere yol açacak olan, Beyaz Rusya’da askeri üs tesisi faaliyetini gerçekleştirmiştir. Başkan Putin Rusya’nın ulusal çıkarlarını iki kutuplu dönemde olduğu gibi bağımsız olarak eyleme koyma stratejisini uygulama olanağı bulmuştur. Suriye’de Lazkiye yakınlarında tesis edilen hava üssü ile hem bir taraftan IŞİD’ın ve diğer taraftan PYD’nin Akdeniz’e iniş yolunu keserken, Kuzey’de Suriye Başkanı Esad lehine ciddi bir alan oluşturmuştur. Rusya orada varlığını sürdürürken, ABD koalisyonunun bölgeye müdahalesi oldukça zor bir karardır. Bu ise Esad’ın işine yarayan bir durum bir neticedir. Moskova Tartus’ta olan deniz üssünü de geliştirirken, Lazkiye civarında hava üssü tesisi ile birlikte, Esad’ın ordusu yanında fiilen çatışmalara katılacak kara unsurlarını da getirmesiyle, aslında ABD karşısında bir güç oluşturma amacını gütmüştür. Ancak, bu amacı gizlemek için ABD’ye İran, Irak, Mısır, Çin ve Türkiye’nin de müdahil olacağı bir ortak koalisyon ile IŞİD sorununun çözülmesi konusunda işbirliği yapılmasını önermektedir. Burada birinci şart Suriye Başkanı Esad’ın her türlü durumda fiilen rol almasıdır. Bunun tezahürü olarak IŞİD hedeflerini vurduğunu iddia ederek, Özgür Suriye Ordusu hedeflerini vurması bir tesadüf olarak nitelendirmek mümkün gözükmemektedir. Bu yapılanmanın temelinde yatan arka plandaki strateji, ABD ve koalisyona karşı ayrı bir koalisyon oluşturarak, batı ile bu bölgede mücadele kapısı açarak, uygulanmakta olan ambargoya tepki hareketi oluşturmaktır. Aynı zamanda ABD’ye tek bir karar merci olmadığı konusunda mesaj vermektir" diye konuştu.
Rusya’nın IŞİD’i vurduğunu iddia ederek rejim karşıtlarını cezalandırma seçeneğini gayet rahatlıkla uygulama imkanına sahip olduğunu anlatan Erdurmaz, "Bu arada IŞİD’in temizlenmesi sonrasında uygulanacak yol haritasında da fiilen rejim lehine söz sahibi olacaktır. Böylece Suriye ve Ortadoğu’daki herhangi bir oluşuma bundan böyle ABD ve batı koalisyonu tek bir güç olarak karar verip uygulayamayacaktır. Karşısında yeni bir koalisyon oluşmaktadır. Rusya ve İran’ın başı çektiği, Irak ve Çin’in müdahil olduğu bu yapılanma her ne kadar ABD’ye işbirliği teklif etse de, ortaya koymuş olduğu ön şartlar nedeniyle uzlaşma sağlanması pek mümkün görünmemektedir. Bu durum Ortadoğu’da fiilen ’iki kutuplu’ bir yapı oluşmasına neden olmaktadır" dedi.
Erduran Rusyanın üçüncü hedefini ise şöyle anlattı;
"Belirtilen Esad rejiminin nihai aşamada oluşacak yeni Suriye yapılanmasında korunması ve kollanması konusudur. Rusya’nın Suriye’de varlığını devam ettirebilmesi Esad’ın veya yandaşlarının koltuğunu korumasına bağlıdır. Kurulacak yeni yönetimde ABD yanlısı bir rejimin yer alması, Rusya’nın kapı dışarı edilmesine ve devre dışı kalmasına neden olacaktır. Bu durumda Rusya ABD karşısında süper güç iddialarının gerisine düşecek ve prestiji yerle bir olacaktır. Bunun yanı sıra Ortadoğu’da elde etmiş olduğu muazzam avantajı kaybetme durumunda kalacaktır. Bu nedenle Esad doğrultusundaki sürecin nihai aşamada muhafazası Rusya için hayati bir öneme sahiptir. Rusya Suriye’de kurmuş olduğu üslerde bulundurduğu askeri güçle fiili çatışmaya hazırken, ABD’nin çatışmadan uzak tavrı başlangıçta ’kazan-kaybet, win-lose’ durumu nedeniyle Rusya’yı avantajlı konuma getirmektedir. Rusya’nın sıcak çatışmaya girme blöfü muhtemelen ABD tarafından görülmeyecektir. Bu nasıl olacaktır? Kremlin’in Esad’a karşı yapılacak herhangi bir aksiyonu çatışma nedeni olarak ilan etmesi halinde bu konunun, ABD ve batı tarafından aynı sertlikle karşılık bulması mümkün görülmemektedir. Bu durumda ABD Rusya’nın taleplerini mümkün olduğu kadar yumuşatarak kabul etme yoluna gidecektir. Bu strateji ile Rusya Başkanı Putin, ABD ve batı ambargosunun süper güç Rusya karşısında bir işe yaramadığı mesajını batıya iletecek. Yine bir nevi iki kutuplu dönem başlamış olacaktır. Bu sefer korkan bir batı ve karşısında Rusya ile beraber İran, Çin birlikteliği ve her an onların yanına kayabilecek potansiyelde Irak, Mısır, Hindistan ve Brezilya gibi ülkeler yer alacaktır. Sonuçta bu durumdan kazançlı çıkan Esad ve Rusya koalisyonu olacak gibi görülmektedir.”