Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun’un Moderatörlüğünde “Üniversitelerde AR-GE Ve İnovasyon” Temalı Panel Gerçekleşti

Güncelleme Tarihi:

Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun’un Moderatörlüğünde “Üniversitelerde AR-GE Ve İnovasyon” Temalı Panel Gerçekleşti
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2015 15:01

REKTÖR PROF. DR. YAVUZ COŞKUN’UN MODERATÖRLÜĞÜNDE “ÜNİVERSİTELERDE AR-GE VE İNOVASYON” TEMALI PANEL GERÇEKLEŞTİ

TÜMEXPO-TÜMSİAD Sanayi ve Ticaret Fuarı 2015 kapsamında yapılan İnovasyon Zirvesi Programının; “Üniversitelerde, AR-GE ve İnovasyon” temalı panel, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun’un moderatörlüğünde, İstanbul Kongre Merkezi Üsküdar-3 Salonu’nda gerçekleşti. Panele; Microsoft Genel Müdür Yardımcısı Onur Koç, Hacettepe Üniversitesi Teknokent A.Ş Genel Müdürü Abdurrahman Güngör, Haliç Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Turan Şişman, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mükerrem Şahin panelist olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, “Üniversitelerde AR-GE ve İnovasyon, çok bahsedilen ve önemli hususları olan bu konu. Geldiğimiz şu noktada, en azından hem sivil toplum kuruluşlarını, hem işverenleri, hem de iş dünyasını etkileyen bir iklimin oluştuğunu söyleyebilirim. Son trendler de AR-GE ve inovasyonun ne kadar önemli olduğunu gerek siyasiler gerekse idareciler farkında. Siyasi veya hükümet idaresine baktığınızda sürekli bunu geliştirecek enstrümanlar ortaya çıkarmaya, bir yandan TÜBİTAK diğer yandan SAN-TEZ gibi projelerle veya KOSGEB gibi farklı enstrümanları kullanarak bunları teşvik etmeye çalışıyor. Bir yandan da üniversitelerde teknoloji geliştirme bölgeleri, Teknoparklar dediğimiz yerler ve Teknoloji Transfer Ofisleri gibi yeni kavramlar var. Bunların da önemli ölçüde fonlanması yapılarak hayata geçmesi sağlanmakta. Bu konuda ülkelerin ayırdığı bütçeye baktığımızda; 1980’lerde Finlandiya’nın AR-GE’ ye yüzde 3,5 bütçe ayırmış olduğunu ve eğitim anlayışında yepyeni bir devrim ortaya çıkardığını görüyoruz. Bugün Dünya’daki diğer örneklere baktığınızda AR-GE deyince Güney Kore’yi görüyorsunuz. Ülkemizde ise AR-GE’nin gerçek anlamda hayat bulduğu iklimi gerek üniversitelerde gerekse özel sektörde göremiyoruz. Dünya’da AR-GE’ ye önemli bütçeler ayıran ülkelerde üniversitelere gittiğiniz zaman hocaların bir CNC tezgahının veya mikroskobun başında sanki bir teknisyen gibi çalıştıklarını görüyorsunuz. Tabii böyle olunca dünya markaları ortaya çıkıyor” dedi.
Ülkemizin 2023’te dünya ekonomisinde hedefinin ilk 10’a girmek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Coşkun, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bilgiyi ürünün içine gömmek ve inovasyon yapmak zorundayız. Yenilikçilik ve yeni anlayışlar ortaya koymak gerekiyor. Bu resim içerisinde üniversitelerin bu konuya uyum sağlayıp sağlamadığı noktasında sıkıntılar söz konusu. Teknolojik ve ekonomik kalkınma içerisine sosyal inovasyonu da katmak gerekiyor. Tüm bu cümlelerden yola çıkarak Gaziantep örneğinde kendi çapımızda bir şeyler yapmayı başardık. Arama toplantıları yaptık. Üniversite-sanayi işbirliğinin altını doldurmaya çalıştık. İş dünyası ile birbirimizi görüyorduk ama aradaki cam duvarı kıramıyorduk. Şu an birbirimizin sesini duyar olduk. Örnek vermek gerekirse ‘intörnlük olayı’ Bir mühendis öğrenci yedi dönem her şeyini bitiriyor. Sekizinci dönem saha da bire bir akredite ettiğimiz bir firmada 4,5 ay çalışıyor. Akademisyen ve sahadan birer danışmanın öğrenciyi değerlendirdiği, son derece dinamik ve sonunda da o iş yerine ait inovatif bir projeyle, fikir projesiyle okulunu bitiriyor.”
Dünyanın hiçbir üniversitesinde olmayacak şekilde yüzde 80’inin tezkere bıraktığı yani öğrencinin mezun olduğu gün iş bulduğu hiçbir üniversite olmadığını kaydeden Prof. Dr. Coşkun, “Şimdi bu projemizdeki uygulamayı, hukuk, iletişim, iktisat fakültesine taşıyoruz. Gaziantep’i anlatmama gerek yok. Devasal bir sanayi ve üretim var. Sanayi ile üniversite arasında ara yüz oluşturan Target Teknoloji Transfer Ofisini kurduk. Tabii AR-GE, üç beş günde sonuç alınacak bir olay değil. İlerleyen dönemlerde bunun verimli sonuçlarını göreceğimize inanıyorum. Teknoparkların, Teknoloji Transfer Ofislerinin, gerek akademisyenler gerekse sanayiciler tarafından şuuruna varılıp daha anlamlı bir şekilde bu yerleri kullanmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.
Gaziantep Üniversitesinin parlayan bir yıldız olduğunu kaydeden Prof. Dr. Coşkun, “Türkiye’de en iyi üniversite sıralamasında 9. sıradayız. Etrafında Suriye ve Ortadoğu’nun bulunduğu bir kentte yer almamıza rağmen 45 bin öğrencimiz, uluslararası her alanda 3 bin 500 öğrencimiz ve İngilizce eğitimimizle yıldız bir üniversite olma başarısını sürdürmekteyiz. Bu anlamda Microsoft firmasına Gaziantep Üniversitesini ve Gaziantep Teknoparkı gelin ve görün diyorum” dedi.
Microsoft Genel Müdür Yardımcısı Onur Koç konuşmasında teknolojinin dünyayı değiştirmesi konusunda düşüncelerini aktardı. Koç, “15 yıldır Microsoft’ta farklı ülkelerde farklı görevlerde bulundum. Son 3 yıl içerisindeki teknolojideki değişim inanılmaz. Tabii burada inovasyonun çok önemli rolü var. Öyle teknolojiler görüyoruz ki, daha önce karşımıza çıkmayan ve aklımıza gelmeyen farklı iş modelleri. Çok yakın zamanda insanlar, başka bir ülkedeki birinin dilini konuşmak için onun dilini bilmek zorunda olmayacak. Biz Microsoft olarak bunu skype üzerinde üç dilde yapıyoruz. Belki de beş yıl sonra Japonya’daki biriyle görüşmek için onun dilini bilmek zorunda kalmayacaksınız. Bunun iş dünyasına ve sosyal dünyanıza etkisini düşünün. Engellilerden bahsediyoruz. Türkiye’de engellilerin iş gücüne katılımı çok az. Teknoloji de ki bu hızlı değişimle çok yakın zamanda engellilerde iş dünyasında görmeye başlayacaksınız. Teknolojinin gelişimiyle inanılmaz şekilde eğitim içeriği değişti. ‘Khan Academy’ diye internet servisi var. Bu akademinin 80 milyon öğrencisi var. Bulut teknolojileri, Big Data gibi pek çok kavram var. Her hafta bir iş ortağımız farklı bir fikirle geliyor. Bu inovatif fikirleri ortaya çıkaran insanları desteklemek çok önemli. Ama inovasyon ile eşdeğer önemde sahiplendiğimiz bir diğer konuda yetenekli iş gücü” dedi.
Üniversitelerle, iş dünyasının arasındaki ilişkinin istenilen noktalarda olmadığını dile getiren Koç, “İnovasyon konusunda ileri ülkelerin geldiği seviyeye gelmek için insanlarımıza genç yaşta bu bilinci aşılamamız gerekiyor. Ağaç yaşken eğilir atasözümüz çok doğru. Microsoft olarak yetenekli iş gücüne çok önem veriyoruz. Örneğin açık akademi diye bir programımız var. Türkiye’de 150 bin tane online öğrencisi var. Microsoft Türkiye’nin çalışması olan bir proje. 150 bin tane kişi sıfırdan yazılım geliştiriyor. Microsoft olarak yazılım geliştirme ve eğitimli işgücüne çok önem veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Hacettepe Teknokent Genel Müdürü Abdurrahman Güngör, “Çok yetenekli öğrencilerimiz ve hocalarımız var. Milli üretime çok önem veriyoruz. Özellikle yerli aşı noktasında bir çalışma başlattık. Hacettepe Üstün Zekalılar Okulunu açtık. Hocalarımızla teknokenti, sanayiyi ve ticareti bir araya getiren teknosfer adını verdiğimiz yeni bir sistem ortaya koyduk” diye konuştu.
Panele, Haliç Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Turan Şişman, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Mükerrem Şahin sunumlarıyla katkıda bulundu. Panel, katılımcıların panelistlere karşılıklı soru ve cevapları ve plaket töreni ile sona erdi. TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan tarafından Rektör Prof. Dr. Coşkun’a plaket takdim edildi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!