Prof. Dr. Beyhan'dan, 'tiroid' uyarısı

Güncelleme Tarihi:

Prof. Dr. Beyhandan, tiroid uyarısı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2017 09:37

Prof. Dr. Beyhan'dan, 'tiroid' uyarısı

Haberin Devamı

GAZİANTEP, (DHA) - GAZİANTEP Anka Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Zeynel Beyhan, aşırı kilo alımı veya kaybının tiroid hastalığının habercisi olabileceğini ifade ederek, insanları bu konuda dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Kişinin iştahı açık olduğu halde kilo veriyor, ya da rejim yaptığı halde kilo alıyorsa tiroid hastalığına yönelik kontrol yaptırması gerektiğini belirten Beyhan, son yıllarda adı sıkça duyulan bu hastalığın aşırı kilo alımı veya kaybı gibi belirtilerle kendisini gösterdiğini ifade etti.

Prof. Dr. Zeynel Beyhan, tiroid bezinin gırtlağın önünde18-20 gram ağırlığında organ olduğunu T3 ve T4 hormonlarını salgıladığını hatırlatarak, "Bu tiroid hormonları büyüme, gelişme, enerji oluşumu ve enerji kullanımı, vücut ısısının sağlanması ve devamlılığı ile her türlü metabolizmamız için zorunludur. Bu hormonların eksikliği ya da fazlalığı, metabolizmamızın normalden daha hızlı, ya da daha yavaş çalışmasına yol açabilir. Tiroidin çok çalışması aşırı hormon ürettiği, az çalışması da hormon üretemediği, yetersiz olduğu anlamına gelir" dedi.

Prof. Dr. Zeynel Beyhan, tiroid bezinin az çalışmasının, yorgunluk, halsizlik, güçsüzlük, üşüme, saç dökülmesi, deride kuruluk, tırnaklarda kırılma, kabızlık, seste boğukluk, el ve ayaklarda karıncalanma, eklem ve kas ağrıları, yüz kol ve bacaklarda şişlik, ruhsal bozukluklar, kilo alımı, adet düzensizliği ve gebe kalmada güçlük gibi sorunlar yaratacağını ifade etti. Beyhan, tiroid bezlerinin fazla çalışmasının ise ani kilo kaybı, kalp çarpıntısı, ellerde titreme, terleme, sinirlilik, kas güçsüzlüğü, halsizlik, uyku bozukluğu, sıcağa tahammülsüzlük, gözlerde dışarı fırlama, adet düzensizliği, saç dökülmesi gibi sorunlarla kendini göstereceğini dile getirdi .

Bağışıklık sisteminin neden olduğu tiroid iltihaplanmalarının da büyük sorun olduğunu anlatan Anka Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Zeynel Beyhan, bu hastalığın 'Hashimot' “hastalığı olarak tarif edildiğini belirtti.

'Bu hastalığı ilk defa Japon bir hekim tanımladı ve onun adıyla söylenir. Bağışıklık sisteminin tiroid bezine savaş açarak tiroid bezini yok etmesi tiroid bezinin az çalışmasına neden olur. Böylece Hashimoto hastalığı yaşam kalitesini düşürür' diyen Prof. Dr. Zeynel Beyhan, şu bilgileri verdi:

"Hashimoto tiroidi toplumun yüzde 2'sinde görülür, ailevi özellik gösterir. Bu hastalarda kuvvetli bir genetik geçiş vardır. Bu hastaların diğer aile bireylerinde de tiroid antikorları müspet bulunur. İnsanlar çocukluğundan beri vücutlarında tiroide karşı gelişmiş antikorları taşırlar, 30-50‘li yaşlara doğru bu antikorlar giderek daha da yükselir. Kadınlarda bu hastalık erkeklere göre 15-20 kat yüksek görülür. Hashimoto hastalığı olan ve antikorları yüksek olan hastaların yüzde 5'i kadarında, tiroid bezinin az çalışmasına neden olur. Halkın anlayacağı dilde, vücut kendi tiroidini yer bitirir. Tiroid yok olunca hormon üretemez. Bu hormonun mutlaka dışarıdan verilmesi gerek. Çünkü bunlar yaşamsal hormondur. Tiroid hormonları olan T3 ve T4 ile TSH düzeyine bakılarak salgı düzeyi izlenir ve azalan hormonları yerine koyma yöntemiyle dışarıdan, ağızdan yoluyla verilir. Tabi bu hormon herkese aynı dozda verilmez. Vücut ağırlığına, yaş, çocuk, gebe olma durumuna göre doz ayarlanır ve bu hormon ömür boyu alınır. Bu hastalık ilk başta yumurtlama bozukluğu şeklinde kendini gösterebilir, ilerleyen dönemde kilo alma, kansızlık, kadınlarda uzayan adet kanamaları, unutkanlık, ciltte kabalaşma ve kuruluk, saçlarda dökülme, tansiyon yüksekliği, aşırı üşüme, yüz ve gözde ödem, şeker hastalığı, adale ağrıları meydana gelir."

Hastalığın tedavisinin olduğunu yineleyen Beyhan, "Belli aralıklarla özellikle de ailede tiroid hastalığı olanlarda kontrol şarttır. Bir önemli nokta ise bu hastalık iyotlu tuzun yaygın kullanıldığı ülkelerde sık görülmektedir. Antikoru yüksek fakat tiroid bezi yetersizliği oluşmamış hastalar iyotlu tuz ve sigara kullanmamalıdır. Bu hastalarda aynı zamanda seks hormonunda azalma, şeker hastalığı, vitamin B12 eksikliği, böbrek üstü bezi yetersizliği, romatoid artrit, çölyak hastalığı da sık görülmektedir" şeklinde konuştu.

FOTOĞRAFLI

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!