Güncelleme Tarihi:
Mücahit YOLCU/GAZİANTEP, (DHA)- ÜNİVERSİTE öğrencileri 24 yaşındaki Defne Sinem Sarı ile yaşıtı Muhammed Yalan, otostopla 40 günde 18 ülkeyi gezdi.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Gaziantepli Defne Sinem Sarı ile Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Meslek Yüksek Okulu öğrencisi Ağrılı Muhammed Yalan, seyahat etmek, yeni yerler görmek ve insanlarla tanışmak amacıyla ceplerinde 100'er Euro ile yurt dışına çıktı. Türkiye'den ilk olarak Bulgaristan'a geçen öğrenciler, otostopla İtalya, Monako, Fransa, İspanya, Belçika, Hollanda, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Macaristan, Slovakya, Romanya, Arnavutluk, Sırbistan, Bosna-Hersek, Karadağ ve Makedonya'yı gezdi. 40 gün boyunca otostopla 18 ülkenin 45 şehrini gezen Defne Sinem Sarı ile Muhammed Yalan, sokak müziği ve yaptıkları çeşitli bileklik ile kolye gibi takıları da satarak yiyecek ihtiyaçlarını karşıladı. Defne Sinem Sarı, yeni insan ve kültürlerini tanıyıp onlara yönelik ön yargılarının kırıldığını söyledi. Yolda sokak müziği yapıp, kolye ve bileklik satarak 600 Euro da kazandıklarını anlatan Sarı, şöyle dedi:
"Aslında Türkiye içinde otostopla seyahat ediyorduk. yurt dışına gitmeyi çok istiyorduk. ama parasızlık, maddi durumlar bursla geçinme olayı olunca nasıl yapacağımızı bilemedik. Düşündük ve 'parasızlık bize engel olamaz. yolda neden kazanmayalım? 'kazanarak neden yolculuk etmeyelim' dedik. Birkaç arkadaşımızdan aldığımız cesaret aldık, sonra devletin bize verdiği 400 lira burs ile sadece cebimizde bu parayla gezebiliriz' diye düşündük. 2 kişi yolculuğa çıktık ve ikimizin de cebimizde 100'er Euro para vardı, yaklaşık 600 Euro civarında da yolda kazandık. 40 gün boyunca cebimizdeki 800 Euro bize fazla fazla yetti. Yeri geldi kamp yaptık, yeri geldi gezginlerin gezginleri ağırladığı uygulamayı kullanarak, tren istasyonlarında uyuyarak gezimizi tamamladık. Gerçekten çok güzel insanlar tanıdık. Farklı din, dilde, ırkta insanlar tanıdık. Ön yargılarımız vardı, bazı milletlere karşı ve bu ön yargılarımızı kırdık. Fransa'da çok güzel bir olay başımıza geldi. Bir kadın biri 8 aylık, diğeri 2,5 yaşlarında olması lazım, 2 bebeğiyle bizi aldı. Bu yaptığı çok büyük cesaret çünkü Türkiye'de bunu hiç kimse yapmaz. Hırsız mıdır, çocuğuma zarar verir mi diye düşünür ama bu kadın bunları düşünmeden bizi arabasına aldı ve bize yolda çok güzel ikramlarda bulundu. Bu tarz birçok insanla karşılaştık ve ön yargılarımızı yıktılar. Otostop ile gezmekten aslında hiç korkmadık. çünkü Avrupa'nın insanı zaten başka oluyor. Otostop konusunda Türkiye'ye göre birazcık daha zorlandık. Özellikle İtalya'da çok fazla zorlandık ama insanları gayet sevimli insanlar."
Defne Sinem Sarı, araçlarına bindikleri kişilerin güvenilir olup- olmadığını çeşitli taktiklerle belirlediklerini ifade ederek, "aracı durdurduğumuzda onun sana söylediği ilk cümle, sana olan bakışı veya vücudunun hangi bölgesine baktığı bu otostop çekerken çok önemli ayrıntılar. Kişi çok kötü değilse yavaş yavaş konuyu başka yerlere getirmeye çalıştığı zaman onun niyetini anlıyoruz. 2 yıldır otostop ile seyahat ettiğim için artık kimin ne olduğunu anlıyorsun. Kötü niyetli olduğunu anlayınca 'Biz burada yemek yiyeceğiz' diyerek iniyoruz ve tekrardan otostop çekiyoruz. Biz en başta sadece İtalya'yı planlıyorduk ama vize 40 gün çıkınca bütün Avrupa'yı gezeriz dedik ve Güney Avrupa ile Orta Avrupa'yı bitirdik" diye konuştu.
'ÖN YARGILARIMIZ TAMAMIYLA YIKILDI'
Türkiye'den de 75 şehri otostopla gezdiklerini kaydeden Muhammed Yalan ise, birçok önyargılarının geziyle yıkıldığını anlatarak şunları söyledi:
"Hayallimiz vardı, paramız yoktu bu bizim için bir kıstas olamamalıydı, hayallerimizi bir köşeye koymamalıydık. Türkiye'de birçok insanın hayali yok ama parası var. Bunu fark ettiğimizde ne kadar zengin olduğumuzun farkına vardık ve yola çıkmaya karar verdik. 400 lira bursumuz ile yola çıkmaya karar verdik, bu para bize yetmeyeceğini biliyorduk ve yolda para kazanmanın yollarını bulduk. Müzisyen değilim ama müzik yaptık, takı işinden anlamayız ama takı tasarladık ama hayallerimiz için bu işleri yaptık. İnsanları tanımak, farklı kültürler tanımak bizim için mükemmel haz verici tecrübelerdi. Biz bunu yoldayken eğitim olarak görüyoruz, farklı insanlar ile tanışıp, farklı hikayeler dinleyip, hayatımıza hikayeler katıyoruz. Bazı insanlar 'Nasıl güveniyorsun?' diye sorabilir. Bir süre sonra karşındaki insanın bir bakışıyla, bir hareketi ile o insanı tanıyabilecek kıvama geliyorsun. Otostopta ilk etapta aracına bindiğin insana güvenilir olduğunu inandırman gerekiyor ve iletişimimiz bu şekilde başlıyor. Ondan sonra ne iş yapıyorsunuz, evli misiniz gibi sorulara verilen cevaplar karşındaki insan hakkında fikir oluşturmaya başlıyor. Avrupa'da sadece Türkçe müzik yaptık, çünkü dilimiz yok. Kendi kültürümüzden Uzun İnce Bir Yoldayım gibi kültürümüzü yansıtan türküleri okuduk ve çok olumlu tepkiler aldık. Paris'te bir kadın yanımıza geldi ve hayatı boyunca böyle bir müzik duymadığını ve bir daha söylememizi istedi, bu bizi çok mutlu etti. Kızının bizim gibi cesaretlenerek yola çıkması için tavsiyede bulunacağını söyledi ve böyle düşünmesi bizim yola olan motivasyonumuzu artırdı. Almanların genelde soğuk olduğu söylenir ama biz Almanya'da öyle güzel insanlarla tanıştık ki ve o insanlar çok misafirperverdi ve ön yargılarımız tamamıyla yıkıldı. Aynı şekilde Paris'e 1 gün erken gittiğimiz için kalacak yerimizi ayarlayamamıştık; otostop çektiğimiz bir kişi 'Benim evimde kalabilirsiniz' dedi. Bu gibi olaylar sonucu ön yargılarımız tamamıyla değişti. Sadece hayal ettik ve hayallerimiz için yoldayız şuana kadar Avrupa'da; 18 ülke 45 şehir gezdik ayrıca Türkiye'de 75 tane il gezdik. Hayallerimizin peşinden gidiyoruz bu bizi besleyen ve ileriki dönemlere hazırlayan bir olay. İlerleyen yıllarda mesleğimizi yaparken eminim bu yaşadığımız tecrübeleri kullanacağız. Biz yollarda çok şey kazandık ve buradan insanlara şu mesajı vermek istiyorum, yola çıkın eğer paranız yoksa bu sizin için bir kıstas olmasın, hayallerinizi öteleyecek bir engel olmasın. Önemli olan hayal etmek ve cesaretli olmaktır."
FOTOĞRAFLI