Milli Mücadele Döneminde Gaziantep anlatıldı

Güncelleme Tarihi:

Milli Mücadele Döneminde Gaziantep anlatıldı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2017 17:41

Milli Mücadele Döneminde Gaziantep anlatıldı

Haberin Devamı

GAZİANTEP,(DHA)- GAZİANTEP’in kurtuluşunun 96'ncı yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen 'Milli Mücadele Döneminde Gaziantep' konulu panelde konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin başarması için Gaziantep gibi sanayi motorlarının çok iyi çalışması lazım” dedi.
Gaziantep Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Gaziantep Üniversitesi koordinatörlüğünde hazırlanan, Milli Mücadele Döneminde Gaziantep’in anlatıldığı Uluslararası Gaziantep Tarihi Sempozyumu, Gaziantep Üniversitesi'nde düzenlendi. Sempozyuma; Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Vali Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Ak Parti Gaziantep milletvekilleri Nejat Koçer, Ahmet Uzer, Mehmet  Erdoğan ve Canan Candemir Çelik, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Ak Parti Gaziantep İl Başkanı Mehmet Eyüp Özkeçeci ile gaziler, gazi yakınları akademisyenlerin yanı sıra öğrenciler katıldı.
Sempozyumun açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Şimşek, konuşmacıların Gaziantep’in etnik yapısıyla ilgili verdiği bilgilerden son derece etkilendiğini belirtirken, “Gaziantep’in bu mozaik zenginliğini hayranlıkla dinledim” dedi. Gaziantep’in 96 yıl önce eşi benzeri olmayan bir mücadele örneği vererek bağımsızlığını elde etme başarısını gösterdiğine vurgu yapan Başbakan Yardımcısı Şimşek, “O zorluklar içerisinde Vatan, Bayrak için muazzam bir mücadele örneği veren Gaziantep, bugün ise sanayisi ve girişimci ruhu ile yine lokomotif rolünü üstlenmiştir. Türkiye’nin başarabilmesi için Gaziantep gibi sanayi motorlarının iyi çalışması gerekmektedir” dedi.
Konuşmasının devamında Ortadoğu ve Dünya coğrafyasındaki gelişmelere değinen Başbakan Yardımcısı Şimşek, tıpkı 96 yıl önce olduğu gibi bugün de Türkiye üzerine oyunlar oynandığını kaydederek şöyle dedi:
“Dünyada, bölgemizde maalesef sıkıntılar var. Dünya barışını tehdit eden hastalıklar var. Bu coğrafyada 100 yıl öncesinde olduğu gibi oyunlar oynanıyor. Batı, Ortadoğu’da mezhep eksenli çatışmalara zemin hazırlıyor. Bizim yapmamız gereken 96 yıl önceki o şuuru güçlü tutmak. Biz bu coğrafyada, kardeşlik hukuku içinde, ama mezhep eksenli sınırlar oluşturmadan bir refah oluşturmaya çalışıyoruz. Ortadoğu’daki kaos ortamı Türkiye’yi aşağıya çekiyor. Ancak, temellerimizin sağlamlığı sayesinde inşallah bu güçlükleri en az sıkıntıyla atlatacağız. Biz Gaziantep olarak üzerimize düşeni fazlasıyla yapmaya devam edeceğiz. Petrolümüz yok. Ama, bizim de girişimci ruhumuz var. Genç bir nüfusumuz var. Hükümetimizin altyapı, Ar-Ge ve inovasyon ve kaynakların doğru kanallara harcanmasıyla ilgili çabalarıyla büyümemiz devam edecek. Bugün, 96 yıl önceki var olan o ruhun devam ettiğini müşahede etmek çok önemli. Gaziantep o gün nasıl bir kurtuluş örneği olduysa, bugün de sanayisi ile örnek şehir olmaya devam ediyor. Suriye gibi önemli bir ihracat kapısı kapanmasına rağmen Gaziantep, Türkiye’nin, Ortadoğu’nun en önemli üretim merkezlerinden birisi. 960 fabrikamız harıl harıl çalışıyor. Ürettiğimiz, dünyanın 5 kıtasında satılıyor. Türkiye’nin başarması için, Gaziantep gibi sanayi motorlarının çok iyi çalışması lazım. Bu konuda da üniversitelere, sanayicimize büyük görevler düşüyor. Biz de odalarımızla ortak akıl ile Gaziantep’te değişimi nasıl gerçekleştireceğimiz üzerinde yoğunlaşıyoruz.”
GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür ise Gaziantep’in dünya coğrafyasında çok önemli bir ticaret merkezi olan Halep’e bağlı bir sancak olduğunu ifade ederek, “Peki Halep’ten şu anda ne var elimizde? İşte Halep’ten boşalan yüreğimiz sızlayarak o darmadağın harabeden sonra, şu anda Antep bayrağı yeniden devralmıştır. O yüzden Antep’in ticareti, kültürü, inanç sistemi, birlikte yaşam sevdası hem Ortadoğu’ya hem de dünyaya en önemli örnektir. Bir millet düşünün her cephede savaşıyor. Yemen’de, Galiçya’da diğer taraftan Balkanlarda öbür taraftan Halep bölgesinde yedi düvele karşı savaş veriyorsunuz ama ordunuz yetmiyor, teknik altyapınız müsait değil. Buna rağmen bir millet Fransızların Kilis’ten Antep’e girişini engellemek için bedenini siper ettiğini görüyoruz. Eğer bir destan okuyacaksak bu en önemli destan Gazianteplinin, Anteplinin destanıdır. Fransızlar top ile, mavzerlerle düşüremedikleri Gaziantep’i aç bırakarak teslim almayı planladılar. 11 ay açlıkla imtihan oldu millet. O kadar aç kaldı ki dışarıdaki hayvanat yiyecek bir şey bulamadığı için köpekler insanlara saldırır hale geldi. Yiyecek bir şey yok artık otlar da tükenmiş zerdali acı çekirdeğinden ekmekler yapılarak çocuklar uyutuluyor ve bu yüzden de hastalıklar baş gösteriyor. 6317 fidan toprağa döküldü, devrildi. Ama o toprakta suladıkları kanlarıyla bugün Antep’te sizler bizler hep beraber huzur içinde yaşıyoruz. Eğer onlar vazgeçmeseydiler hayatlarından, kanlarından, evlatlarından yavuklularından, bugün biz burada olamazdık. Ama, bu öyle bir ruh ki genetik kodlarla ilişkilidir. Sessiz sakin durur Antepli. Ama, ihtiyaç olduğu zaman da meydana çıkmakta hiç korkmaz. Nasıl ki Antep savunmasında meydandan kaçmadı, 15 Temmuzda da kaçmadı. 15 Temmuzda meydanları inletti” diye konuştu.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Deniz Köken de Gaziantep’in 96 yıl önce bir tarih yazdığına işaret ederek, “Tarihin iki olgusu var. Birisi tarihi yapanlar, diğeri tarihi yazanlar. Yazanlar, yapanlara sadık kalırsa ortaya çok güzel bir tarih bilgisinin bilimi çıkar. Yazanlar yapanlara sadık kalmazlarsa ortaya ucube çıkar. O yüzden tarihin menkıbe ve hikayelerinden uzaklaştırıp bilimsel verilere oturtturmak için bu işin uzmanları işin ehliyle beraber bu sempozyumu düzenlemiş bulunmaktayız. O yüzden tarihi tarihçilerle konuşmak, onlardan öğrenmek onların kaynaklarına dayanmak her iş için geçerlidir” şeklinde konuştu.
Sempozyum Düzenleme Kurulu adına Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Gündüz, sempozyumun temel amacı, Gaziantep’in tarihi ve kültürel yönlerinin bilimsel açıdan ele alınarak incelenmesini sağlamak ve Gaziantep bölgesinin tarihi, dini, sosyal ve kültürel değerlerini ortaya çıkarılması olduğunu belirtti. Gündüz, “Sempozyuma 150 bildiri özeti gönderilmiş, bilim kurulumuz bunlardan 119’unu kabul etmiştir. Kabul edilen bildirilerden 7’si kardeş ülke Azerbaycan ve biri de Kazakistan’dandır. Sunumlar 4 ayrı salonda, 25-26 aralık tarihlerinde toplam 32 oturumda gerçekleştirilecek” dedi.
Açılış konuşmaları sonrasında Prof. Dr. Ahmet Gündüz’ün başkanlığını yaptığı sempozyum açılış oturumunda; Prof. Dr. Yılmaz Kurt “1849 Antep İcmal Nüfus Defteri ve Antep’in Nüfusu” konusu, Prof. Dr. Osman Akandere 'Antep’in Fransızlar Tarafından İşgaline Mustafa kemal Paşa ve Heyet-i Temsiliye’nin Tepkileri' konusu, Prof. Dr. Mustafa Öztürk '18'inci Yüzyılda Antep ve Çevresinde Eşkıyalık Olayları' ve Prof. Dr. Ulvi Keser tarafından 'Kıbrıs’tan Antep’e Kurulan Şer ve İhanet Köprüsü; Fransız Üniformalı Ermeniler' konusunda sunum yaptı.
FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!