Güncelleme Tarihi:
GAZİANTEP, (DHA) - GAZİANTEP İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, afetlerle mücadelenin, sadece inşaat mühendisliğinin bilgi ve birikimiyle gerçekleştirilemeyecek kadar karmaşık ve çok yönlü mücadele gerektiren bir sorun olduğunu söyledi.
Gaziantep Valiliği, İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) iş birliğinde düzenlenen Afet Farkındalığı ve Duyarlılığı sempozyumunda konuşan İMO Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, afetlerle mücadele için yasal mevzuatlarda köklü değişiklikler yapılması gerektiğini söyledi. Günümüzde afet sözcüğünün yalnızca depremi çağrıştırdığını, oysa aynı oranda olmasa bile sel, heyelan, yangın ve fırtına gibi doğa olaylarının da önemli ölçüde can ve mal kaybına yol açtığını belirten Başkan Çeliktürk, deprem karşısındaki çaresizliğin su taşkınları karşısında da kendini gösterdiğine dikkat çekti. Afetlerle mücadele için yasal mevzuatlarda önemli değişiklikler yapılmasını isteyen Çeliktürk, "Afet ve afete karşı hazırlık, bütün bir hayatın yeniden düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır. Depreme karşı konutlarımızı, köprülerimizi, barajlarımızı güvenli hale getirmekle yükümlüysek, su taşkınlarına karşı da kentsel altyapıya, planlı kentleşmeye, yeşil alanların oluşmasına özen göstermeli, depremden heyelana kadar tüm sorunlarla ilgili yasal mevzuatta köklü değişiklikler yapmalıyız" şeklinde konuştu.
Afetlerle mücadele için mesleki disiplinler arası işbirliğinin zorunlu olduğunu vurgulayan Çeliktürk, şöyle devam etti:
"Afet ve afete karşı hazırlık sadece inşaat mühendisliğinin ilgi alanında değildir. İnşaat mühendisliğinin mesleki bilgi ve birikimiyle çözülemeyecek oranda karmaşık ve çok yönlü bir sorundur. Taşıyıcı sistemler ne kadar önemliyse, mimari tasarımın da aynı oranda önemli olduğu, imar çalışmaları nasıl vazgeçilmezse, ağaçlandırma çalışmalarının da vazgeçilmezler arasında bulunduğu bilinmelidir. Afet sonrası hukuki süreç mağdurlar açısından hangi noktaya işaret ediyorsa, aynı anlamın coğrafi bilgi sistemleri konusunda da aranması gerektiği asla unutulmamalıdır. Teknik, yönetsel, hukuki, iktisadi özellikler taşıyan süreç, bu konularda donanımlı meslek örgütleri arasındaki işbirliğini ve ortak akılı zorunlu kılmaktadır. Odamız şimdiye kadar pek çok kez bu konuların ele alındığı etkinlikler düzenlemiş, çalışmalar gerçekleştirmiş, önemli raporlar hazırlamış ve kamuoyuyla paylaşmıştır. Deprem başta olmak üzere tüm doğal afetler ve alınması gerekli önlemler, Meslek Odalarının hassasiyet konusu olmuş, toplumsal yarar ilkesi gereği siyasi iktidarlara durum iletilmiş ve göreve davet edilmiştir. Sempozyumun anlamı 'Bir doğa olayı olarak yaşananlar afete dönüşmesin' cümlesiyle özetlenmiştir. Doğa olaylarının doğal olduğu, doğanın iç dengeleri ve dinamikleri açısından da olması gerektiği bilinmektedir. Şurası bir gerçektir: Kentlerimizi alt yapı sorunlarından, sağlıksız yerleşme ve yapılaşmadan kurtaramazsak, doğa olaylarının neden olduğu can ve mal kaybı korkusu, travmatik bir hal almaya devam edecektir. Kamu yatırımlarını gelişmiş ülkeler seviyesine çıkartmazsak, kamu hayatını afet öncesine ve sonrasına uygun düzenleyemezsek, travmatik ruh hali toplumsal özelliklerimiz arasında yer alacaktır."
Çeliktürk, Oda olarak sadece talep eden, eleştiren değil, aynı zamanda çözüm üreten bir kurum olduklarını da kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı: "İnşaat Mühendisleri Odası da yıllardır dile getirdiği taleplerini kendi mevzuatı ve olanakları çerçevesinde hayata geçirmeye başlamıştır. Yetkin mühendislik, kamusal hizmet veren inşaat mühendislerinin uzmanlaştırılması, bir mühendisin asgari çalışma koşullarını sağlama çabası, mesleki niteliğin meslek içi eğitimlerle artırılması, gerek kurumsal gerek bireysel anlamda afete hazırlık amacıyla iç mevzuatını ve eğitimlerini tamamlamak bunun örnekleridir. Yani bizler sadece talep eden, sadece eleştiren değil, imkânları çerçevesine müdahale eden birer kurum olma özelliğini de taşımaktayız."
FOTOĞRAFLI