"Vakıf Medeniyetinin Torunları Mirasa Sahip Çıkıyor" Konulu Panel

Güncelleme Tarihi:

Vakıf Medeniyetinin Torunları Mirasa Sahip Çıkıyor Konulu Panel
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2015 11:51

ESKİŞEHİR'DE DÜZENLENEN "VAKIF MEDENİYETİ'NİN TORUNLARI MİRASA SAHİP ÇIKIYOR" İSİMLİ PANEL, TİCARET ODASI TOPLANTI SALONU'NDA GERÇEKLEŞTİ.

Eskişehir’de, Beşir Derneği, Semerkand, Tüm Bilim İnsanları ve Akademisyenleri Derneği (TÜBİAD), Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Eskişehir Şubesi ile Genç TÜMSİAD’ın ortaklaşa ‘Vakıf Medeniyeti’nin Torunları, Mirasa Sahip Çıkıyor’ konulu bir panel düzenlendi.
Panelde konuşan Beşir Derneği Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Cevdet Şanlı, ‘Sosyal Yardımlaşmada Beşir Derneği Modeli’ konusunu anlattı. “Biz bekli de 21. Yüzyılda İslam Ümmeti olarak bir kısım travmalar yaşıyoruz” diyerek sözlerine başlayan Şanlı, “Belki 150 - 200 yıl aşkın süre içinde yaşadığımız coğrafya üzerinde maalesef belki bizim isteğimiz dışında bir kısım hadiseler gelişiyor. Bunların bir kısmını tarih olarak görebiliyoruz. Ancak bunların hangi sebeplere bağlı olduğunu hangi sebeplerden dolayı bu şekliyle geliştiğini net olarak tespit etmemiz mümkün değil. Ancak bir kısım verilerden hareketle işin esas noktasının ne olması gerektiği il ilgili ilim adamlarımız çalışmalarını devam ettiriyor. Fakat yine geçmişten aldığımız bir miras var” şeklinde konuştu.
OKULLARDA DARVİN TEORİSİYLE BÜYÜTÜLMEYE ÇALIŞILDIK
Darvin teorisiyle bu zamana kadar büyütüldüklerini belirten Cevdet Şanlı, önceden okulda dahi insanların maymundan geldiklerine inandırılmaya dair eğitim verildiğini anlattı. Şanlı, “Bizler Darvin teorisiyle büyütülmeye çalışıldık. Evimizde bizleri Allah yarattı diyen büyüklerimiz vardı. Okula ilk gittiğimizde ise maymunda türediğimizi öğretmeye çalıştılar. Bu belki 150 - 200 yıllık süre içerisinde bizlerin yaşadığı travmalardan bazılarıdır. Ama İslam Dünyasının son 150 yıl içerisinde kaybettiği bir husus var. Medeniyetimizin ana temelleri olan o belki de medeniyetimizi bir tespih olarak düşünürsek Hz. Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ve bütün peygamberlerimizin o imame ile temsil edildiği noktayı esas alırsak, adeta 150 - 200 yıldan buyana o imame kopmuş ve tespih taneleri gibi bizim coğrafyamız kan ve gözyaşıyla sulanmıştır. Bunun birçok sebebi var. Birçok mesele izah edilebilir. Ancak şunu hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor ki birilerine suç istinat edilerek kendimizi temize çıkartmak mümkün değil. Yani Yahudiler şöyle yaptı, Masonlar böyle yaptı, Siyonistler böyle yaptı tamam da peki Müslüman sen ne yaptın? Ne yapman gerekiyor? İşte oturup bugün bizim ne yapmamız gerekiyor bunun sualinin an ve an verebilecek şekilde düşünmemiz gerekiyor” dedi.
İNSANIMIZ 50 YILDIR KAN VE GÖZ YAŞINA BOĞULUYOR
Vakıf Müesseselerinin en büyük darbeyi 1789 Fransız ihtilaliyle aldığını hatırlatan Şanlı sözlerine şu şekilde devam etti:
“İslam Dünyası özellikle 1789 Fransız ihtilalinden itibaren batıda gelişen fikir akımlarıyla birlikte o günkü İslam dünyasını temsil eden Osmanlı Devlet-i Aliyesinde bu fikirler bir virüs gibi bulaşmış. Ve onların neticesinde de vakıf müesseselerimiz belki en büyük darbeyi alanlardan bir tanesidir. Vakıf müesseseleriyle insanlığa nasıl bir ders verildiğini unuttuk veya bizlere unutturdular. Dolayısıyla bizlerin yeniden bir medeniyet inşa etmemize gerek yoktur. Biz yeniden bir medeniyet inşa etmek yerine medeniyet kodlarımızı yeniden tespit ederek bunları ihya etmekten başka çaremizde yoktur. Bu bakımdan da geçmişteki hususlardan da ders alarak buralarda nerede hata yapmış isek gerek toplum olarak, gerek devlet olarak nerede hata yapmışsak bu hatalarımızı tekrar etmemek üzere yeniden inşa etmemiz gerekiyor. 1839 Tanzimat fermanıyla birlikte bir travma yaşamışız. Bir toplum düşünün ve bu toplum müslim ve gayri müslim sistemi üzerine oturtulmuş, hakları belirlenmiş böyle bir toplum yapısı var iken 1839 Tanzimat Fermanı ile öyle bir düzenleme yapılıyor ki ’Gavura gavur denilemeyecek’ diye tabir ettikleri şekilde Müslüman’ın hakkını gasp ediyorlar. Ve yine aradan çok kısa bir zaman geçiyor 1856 Islahat Fermanı yayınlanıyor. Yine bizlerin aleyhine bir sürü şeyler bulunuyor. Osmanlı- Rus savaşından itibaren de kesintisiz neredeyse coğrafyamızın her bölgesinde 50 yılı aşkın süredir insanımız kan ve gözyaşı boğuluyor.”
GENEL BİR YANILGI VAR
Odunpazarı İlçesi Müftü Vekili Dr. Hayri Çıraklı da konuşmasında, Vakfın İslam Kültürüyle başladığı şeklinde genel bir yanılgının bulunduğunu vurgulayarak “ Vakıf, Hz. Muhammed Aleyhisselamın risaletinden öncede yeryüzünde vardı. Çünkü bugün hala Şanlıurfa’da Hz. İbrahim’den kalan vakıflar vardır” şeklinde konuştu.
Beşir Derneği Eskişehir İl Temsilcisi Rıza Gürsoy da dernek çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!