IHA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 22, 2016 14:52
SOGÜ'DEN DÜNYA CÜZZAM GÜNÜ AÇIKLAMASI
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Zeynep Nurhan Saraçoğlu, Dünya Cüzzam Günü dolayısıyla kamuoyunu bilgilendirici bir açıklama yaptı.
Halk arasında cüzzam olarak bilinen Lepra (Hansen Hastalığının) insanlık tarihi kadar eski olduğunu belirten Saraçoğlu, cüzzamın deri, yüzeysel sinirler, üst solunum yolu, göz, kemik ve testisleri tutan kronik seyirli bir enfeksiyon olduğunu söyledi. Hastalığın kuluçka döneminin 2 ile 7 yıl arasında değiştiğini aktaran Saraçoğlu, tedavi olmamış bireylerde cüzzam basilinin solunum yolu ile bulaşabileceğini vurguladı. Saraçoğlu, “Bu nedenle hasta birey ile yakın, sık ve uzun süreli temas ve konağın bağışıklık düzeyi gibi faktörler hastalığın yayılmasında büyük önem taşır. Özellikle aile içinde cüzzam basilini taşıyan bireyler bulunması hastalığa yakalanma ihtimalini artırırken, kesin tanı için alınan doku örneğinin patolojik incelemeye tabi tutulması gerekir. Çoğu hastada lezyon tedavi ile iyileşse de bir kısmı ileri klinik tiplere gider. Gelişmiş ülkelerde bir sağlık problemi teşkil etmeyen hastalık, her yaşta ve ırkta ortaya çıkabilmekle birlikte sıklıkla sosyo-ekonomik seviyesi düşük toplumlarda görülür. Halkı sağlık hizmetlerinden yararlanamayan; açlığın, yoksulluğun ve kötü temizlik koşullarının hüküm sürdüğü üçüncü dünya ülkeleri buna bir örnektir” dedi.
“DÜNYA GENELİNDE HER YIL YAKLAŞIK 200 BİN YENİ OLGU MEYDANA GELMEKTEDİR”
Nüfus yoğunluğunda aşırı artış, iç savaş ve sürekli göç gibi nedenlerle hastalığın tamamen yok edilemediğini aktaran ESOGÜ Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Zeynep Nurhan Saraçoğlu, tedavinin mümkün olmadığı durumlar ise hastaların toplumdan uzaklaştırıldığını ifade etti. Saraçoğlu, “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünya genelinde her yıl yaklaşık 200 bin yeni olgu meydana gelmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık 2 bin dolaylarında kayıtlı hasta mevcuttur. Çoklu ilaç tedavisine geçilmesinin ardından dünya genelinde tedavi edilen olgu sayısı hızla artarak son 20 yılda 16 milyona ulaşmıştır. DSÖ’nün tedavi hedefi cüzzam görülme sıklığını düşürmek olup, ülkemizde yıllar içinde bu hedef yakalanmıştır” dedi.
CÜZZAM HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
Cüzzam hastalığının belirtilerinden de bahseden Saraçoğlu, “Deriden açık veya kırmızımsı renkte, oval veya yuvarlak şekilli, ciltten kabarık olmayan ve hafif duyu kusurunun eşlik ettiği lekeler, deriden kabarık plak şeklinde, kılsız, terlemenin görülmediği, kepekli ve duyu kusurunun eşlik ettiği lezyonlar, görmede bulanıklık, alt göz kapağında kapanma kusuru, körlük, burun tıkanıklığı ve tekrarlayan burun kanamaları, burun kıkırdağında erime, damak delinmesi, ses bozukluğu, dişlerde dökülme, yüzde ödem, alın derisi ve kulaklarda morumsu, kabarık, sert nodüller gelişmesi, kaşların dış kısmında dökülme, erkekte sakal-bıyık kaybı, 4. ve 5. parmaklarda el içine doğru kıvrılma, avuç iç kısım kaslarında erime, kol ve bacak sinirlerinde kalınlaşma ve ağrı, el ve ayaklardaki küçük kemiklerde pençeleşme, parmak kaybı ve şekil bozuklukları, testislerde ağrı, kısırlık başlıca belirtileridir” ifadelerini kullandı.
"6 AY İLE 3 YIL ARASINDA DEĞİŞEN SÜRELERDE İLAÇ TEDAVİSİ UYGULANIYOR"
Cüzamın tedavisinin dünyada ve Türkiye’de ücretsiz olduğuna dikkat çeken Saraçoğlu, 6 ay ile 3 yıl arasında değişen sürelerde ilaç tedavisi uygulandığını aktardı. Saraçoğlu, “İlaç tedavisinin dışında el-ayak deformiteleri özel cerrahi müdahaleler ile düzeltilmeli, hastalara özel ayakkabı verilmeli, uygun iş bulunmalı, psikolojik yönden destek sağlanmalı, sosyo-ekonomik ve hijyenik şartları düzeltilerek hastalar topluma kazandırılmaya çalışılmalıdır” diye konuştu.