Güncelleme Tarihi:
Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,(DHA)- TÜRK Radyoloji Derneği tarafından düzenlenen 3'üncü Genel Radyografi Sempozyumu, Eskişehir'de yapıldı.
Eskişehir Tasigo Otel'de düzenlenen sempozyuma konuşmacı olarak Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof.Dr.Tamer Kaya, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Orhan Oyar, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr.Ayşenur Oktay, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Meltem Ceyhan Bilgici ile Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölümü'nden Doç. Dr. Gökçe Kaan Ataç konuşmacı olarak katıldı.
MR TETKİKLERİNDE DÜNYA BİRİNCİSİYİZ
Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof.Dr.Tamer Kaya, Türkiye'nin MR tetkiklerinde dünyada ilk sırada yer aldığını söyledi. Radyoloji uzmanı sayısının yetersiz olduğuna dikkat çeken Kaya, şöyle konuştu:
"Ülkemizde bulunan cihazlar OECD ülkelerine kıyasla ortalamanın altında. MR cihazları ortalamanın bir miktar altında iken BT cihazlarının sayısı ortalamanın daha da fazla altında. Diğer yandan Radyoloji uzmanı sayısı da oldukça düşük. 100 bin kişiye düşen radyolog sayıları Türkiye'de 5 iken bu rakam Avusturya'da 17, Fransa'da 15, Finlandiya'da 13, Norveç'te 12, İsviçre'de 11, Almanya'da 11, İngiltere'de 7 olarak görülüyor. Bütün bunlara karşı yapılan tetkiklere baktığımızda çok yüksek sayılarda tetkiklerin yapıldığı görülmektedir. MR tetkiklerinde bin kişiye düşen 133 tetkik sayısı ile dünyada ilk sırada yer almaktayız. BT tetkiklerinde ise bin kişiye düşen 161 tetkik sayısı ile dünya sekizincisi durumundayız. Bir yandan nüfus başına düşen tetkik sayıları bu kadar yüksek iken diğer yandan da nüfus başına düşmekte olan radyoloji uzmanı sayısı da ciddi oranda düşük. Bu durum radyologların inanılmaz derecede bir iş yükü ile karşı karşıya kalmalarına neden oluyor. Bazı radyoloji uzmanları günde 200'den fazla rapor yazmak zorunda kalıyorlar. Bu durum da tetkik kalitesinin düşmesine neden oluyor."
FİZİKSEL İSTİSMAR TANISINDA RADYOLOJİNİN ÖNEMİ BÜYÜK
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Meltem Ceyhan Bilgici de fiziksel istismara uğrayan çocukların tanısında radyolojinin çok büyük önemi olduğunu belirtti. Bilgici, şunları kaydetti:
"Çocuk istismarının 'fiziksel istismar', 'cinsel istismar', 'duygusal istismar' ve 'ihmal' olmak üzere farklı tipleri vardır. Fiziksel istismar (Hırpalanmış çocuk sendromu, dövülmüş çocuk sendromu, kaza dışı yaralanma) bir erişkinin, otoriteyi sağlama, cezalandırma ya da öfke boşaltma amacıyla elle veya aletle çocuğa şiddet uygulayarak çocuğa zarar vermesidir. Fiziksel istismar sonucunda vücutta oluşan hasarlar; ciltte kızarıklık ve morluklar, yanıklar, kırıklar, kafa içi yaralanma, göz lezyonları, karın ya da göğüs içi organ yaralanması biçiminde olabilir. 'Sarsılmış Bebek Sendromu' fiziksel çocuk istismarının ağır bir formudur. En sık 2 yaş altında görülür. Özellikle 6 ayın altındaki çocuklar şiddetlice sallandıkları zaman, beyin dokusu kafatasının içinde ileri geri hareket eder ve bunun sonucunda kan damarlarının yırtılması ile beyin zarlarında ve beyin içerisinde kanamalar gelişebilir. Sarsılmış bebek sendromunda sıklıkla dışarıdan bakıldığında görülen bir fizik muayene bulgusu (şişlik, morarma gibi) yoktur. Ancak şüphe duyulup radyolojik tetkikleri yapılırsa bu hasarlar ortaya konabilir. İstismar tanısında en önemli basamak kuşkulanmaktır. Fiziksel istismara uğrayan çocuklar sıklıkla kanepeden düşme, yataktan düşme, kucaktan düşme gibi başka nedenlerle hastaneye getirilirler. Bu nedenle bu hikaye ile hastaneye getirilen tüm çocuklar çok dikkatli değerlendirilmeli, ailenin verdiği tepkiler doğru bir şekilde gözlemlenmelidir. Çocuğun yaralanma şiddeti ile verilen hikayenin tutarsızlığı, farklı iyileşme dönemindeki yaralanmalar, hastaneye başvuruda gecikme gibi durumlar çocuk istismarı açısından şüphe yaratmalıdır. Eğer şüphe varsa dışarıdan görünen bir muayene bulgusu olmasa bile kemik grafileri ve beyin filmlerinin (BT, MR) çekilmesi gerekir. Fiziksel istismar tanısında, özellikle de sarsılmış bebek sendromu tanısında radyolojinin önemi büyüktür."
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Orhan Oyar ise konuşmasında radloyojik cihazlardan görüntü alırken çocuklarda çok daha hassas davranılması gerektiğini söyledi.
FOTOĞRAF