Güncelleme Tarihi:
ESKİŞEHİR,(DHA)- ESKİŞEHİR'de 24 yıldır yürüyemeyen cam kemik hastası olan Burak Sakçı, zorlu mücadele sonrasında tüm tedavilerin ardından 24 yıl sonra ilk adımını Fizyomer Terapia Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde attı.
Bir ip yumağı değdiğinde kemikleri kırılabilen Burak Sakçı doğduğu günden bu yana cam kemik hastalığı nedeniyle büyük zorluklar yaşadı, kemiklerinin kaç kez kırıldığını bile hatırlayamıyor. Sakçı'nın 30, 40 belki 100 kez kemikleri kırıldı, 24 yıl süren bu zorlu mücadele sonrasında Burak Sakçı, tüm tedavilerin ardından 24 yıl sonra ilk adımını Fizyomer’de attı. Kemikleri gibi kalbinin de çok çabuk kırılabildiğini söyleyen Sakçı, insanların bakışlarına, konuşmalarına daha çok dikkat etmelerini istedi ve ekledi: "Sadece insanların tepkilerinden bakışlarından çekindikleri için sokağa çıkamayan yüzlerce engelli var. Bunlar artık yaşanmamalı, insanlar daha duyarlı ve sevgi dolu olmalı herkese karşı."
YILDA 2 AY YETERLİ DEĞİL
Burak Sakçı, hastalığını ilk olarak 3 yaşında fark etti. Doğuştan cam kemik hastalığı olan Sakçı, bir ip yumağı değdiğinde dahi kırılabilen bir kemik yapısına sahipti, 3 sene önce başlayan ameliyat sürecinde Ankara’da 5 kez ameliyat olan Sakçı, "Burada yapılan ameliyatlarla yıllar içinde kırılmalar sonrasında yanlış kaynayan kemiklerim, bacaklarımdaki şekil bozuklukları giderildi, sonrasında da Fizyomer Terapia’da tedavilere başladım. Burada fizik tedavi görüyorum, kas güçlendirici, eklem açıcı uygulamalar yapılıyor" dedi.
İLK ADIM BAŞLANGIÇ
24 yıl sonra ilk adımını Fizyomer Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nde atan Burak Sakçı, "Ailemin, arkadaşlarımın, dostlarımın, doktorlarımın, fizyoterapistlerimin desteği ile ilk adımımı atabildim, bu ilk adım benim için önce biraz korkutucuydu, çok heyecanlanmıştım ama sonrasında çok mutlu oldum. Herkesin kolaylıkla attığı adımlar benim için önceleri hayaldi, şimdi ise gerçek oldu, bu ilk adım bir başlangıç ve devamı gelecek, inşallah desteksiz yürüyebildiğim günleri de göreceğim" diye konuştu.
Burak Sakçı, "Bugüne kadar hep tekerlekli sandalye kullandım, yürümek benim en büyük hayalimdi bugün gerçek oldu. Şu an yürümeye çalışıyorum ama düşersem kemiklerimin kırılma olasılığı var, belki kırılmayacak ama beynim buna odaklı, ya düşersem ve kemiklerim yeniden kırılırsa korkusunu yenmeye çalışıyorum, bu yaşıma kadar hep kırıldı çünkü. Yürüme fikrine alışmaya çalışıyorum" ifadelerini kullandı.
İLK ADIM
Tedavisi süresince yapılan fizik tedavi ve rehabilitasyon egzersizlerini anlatan Burak Sakçı, şöyle konuştu:
"İlk geldiğimde, ayağımın üstüne basmayı bilmiyordum, ilk 1,5 ay boyunca hiç üşenmeden fizyoterapistim 'Ben yapmayacağım' dedikçe, hiç bırakmadı ve önce ayaklarımın üstünde durmamı sağladı. Devlet yılda tek bölgedeki rahatsızlık için yalnızca 1 ay fizik tedavi masrafını karşılıyor, benim iki bölgemde sorun olduğundan yılda 2 ay yapılan fizik tedaviyi devlet karşıladı, bunun dışındaki tüm fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarını Fizyomer üstlendi ve benden ücret almadılar. 2,5 yıl süren sürekli ve düzenli fizik tedavi ve rehabilitasyon ile önce ayakta durabilmeyi, sonra bir walker yardımı ile adım atmayı başardım şimdi ise hiçbir destek almadan tek başıma ilk adımımı attım. Doktorum Türkan Tünerir, Hidroterapi’nin de tedavide çok faydalı olacağını söyledi, yakında havuz içinde egzersizlere de başlayacağız."
Kalbinin de kemikleri kadar çabuk kırılabildiğini ifade eden Burak Sakçı, "Çok çabuk kırılıyorum ruhen de hassasım, kalbim hemen kırılıyor, büyüklerin bakışlarından, konuşmalarından, davranışlarından zaman zaman rahatsız oluyorum. Küçük çocukların bazı sözleri beni rahatsız etmiyor aksine hoşuma gidiyor. Hatta bir gün Kentpark’ta gezerken, galiba küçük bir kız çocuğunun ilgisini çektim. Şaşkınlıkla bana bakarak ‘Aaa bak Küçük Adam’ demişti. Bu olay benim hoşuma gitmişti. Ama yetişkinler daha dikkatli olmalılar ve çocukları da bu tür konularda eğitmeliler. Sadece insanların tepkilerinden bakışlarından çekindikleri için sokağa çıkamayan yüzlerce engelli var. Bunlar artık yaşanmamalı insanlar daha duyarlı ve sevgi dolu olmalı" dedi.
SEVENLERİNİN EMEĞİ BÜYÜK
İnsanlar bu mücadelede her zaman kendisine destek olduğunu belirten Burak Sakçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İlk olarak annem, o her zaman yanımdaydı, onun hakkını ödeyemem, anneme ameliyat olmak istediğimi ilk söylediğimde; ‘Tabi ki yanındayım oğlum. Keşke mümkün olsa ayaklarımı sana verebilsem’dedi. Ama şu an adım atabiliyorsam bunda, öncelikle beni yürüyebileceğime inandıran ve tedavim boyunca her anlamda bana destek olan Dr. Türkan Tünerir’in, Fizyomer’de gördüğüm yüzlerce fizik tedavi ve rehabilitasyon seansında özenle, inançla tedavimi yürüten fizyoterapistlerimin, tüm Fizyomer ailesinin büyük emeği var, ben ayakta durabileceğime inanmıyorken onlar beni yürüyebileceğime inandırdılar, sağ olsunlar. Eskişehirspor’da birlikte çalıştığım arkadaşlarım da bana çok destek oldu, onları da unutamam."
-