IHA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2016 09:50
DR. SAVAŞ EĞİLMEZ
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, Türkiye’nin Asya-Avrupa ve Ortadoğu arasında stratejik köprü olarak, en önemli jeopolitik ülke konumunda olduğunu belirterek, “ABD ve AB’nin Türkiye’siz bir Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar ve Rusya politikasının olamayacağı tartışılmaz bir gerçektir.” dedi.
Küresel güç dengelerinin hızla değiştiğine vurgu yapan Dr. Savaş Eğilmez, “Günümüzde herhangi bir devletin kendisine çok yakın coğrafyaları dahi tek başına şekillendirmesi mümkün değil. Bu gün ABD bile ne Pasifiği, ne Körfez’i ne de Orta Doğu’yu istediği şekilde yönetemiyor. Avrupa, mülteci sorunu, Irak-Suriye krizlerini ve İran-Rusya etkileriyle başa çıkamazken, kendi sorunlarını dahi yönetemiyor. Bütün bu kaosun içerisinde Türkiye; Asya - Avrupa ve Ortadoğu arasında stratejik köprü olarak, en önemli jeopolitik ülke konumundadır. ABD ve AB’nin Türkiyesiz bir Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar ve Rusya politikasının olamayacağı tartışılmaz bir gerçektir.” diye konuştu.
TÜRKİYE, ORTADOĞU’YA KAYITSIZ KALAMAZ
Türkiye’nin konumu itibarıyla, Avrupa, Rusya ve ABD’den çok daha fazla Ortadoğu’daki stratejik dengelerle ilgilenmek zorunda olduğunu kaydeden Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Savaş Eğilmez, şöyle konuştu:
“Dünya küresel güçlerin sebep olduğu sorunlara tanıklık ediyor. Ortadoğu’da Türklerin hakimiyeti sona erdirdikten sonra ciddi bir stratejik boşluk var. Bölgede önce Selçuklu sonra da Osmanlı’dan sonra mutlak egemen bir güç var olmadı. Türkiye sadece Ortadoğu’da değil Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya’da da göz ardı edilmemesi gereken önemli bir güçtür. Türkiye’nin sahip olduğu askerî güç, Ortadoğu gibi zor bölgelerde var olmak isteyenler için dikkate alınması gereken bir unsurdur. Tarih bize stratejik konumun, bir ülkenin ve dolayısıyla bir milletin kaderini belirlediğini göstermiştir. Türk Devleti de mutlaka bunun farkında olmalıdır. Türkiye, Akdeniz, Karadeniz, Kafkaslar, Avrupa, Ortadoğu bölgelerinin merkezindeki anahtar ülkedir. Türkiye on yıllardır, AB’ye güvenerek, tek taraflı bir dış politika çizgisi izlemiş, komşuları dahil birçok bölgeyi ihmal ederek hata yapmıştır. Fakat son dönemlerde, Türk dış politikası, Afrika gibi uzak bölgeleri de içine alan çok yönlü ve değişken bir dış politika ivmesi kazanmıştır.
TÜRKİYE, MİLLİ MENFAATLERİ İÇİN HANGİ POLİTİKAYI UYGULASA, BAŞKA ÜLKELER İÇİN BİR ŞEKİLDE SORUN OLMAKTADIR
Orta Doğu jeopolitiğinin en stratejik bölgesinde yer alan Türkiye bu ittifak değişimlerinin coğrafyasında her ülke ve grupla sorunlar yaşaması, Türkiye’nin bölgede uygulanan ve uygulanacak olan politikalar içerisinde, önemli oyunculardan biri olduğunu gösterir. Türkiye için bölgesel güç terimi yetersiz kalır. Çünkü Türkiye etrafındaki bölgelerin tamamında güçtür. ABD dışında hiçbir ülke, Türkiye kadar farklı coğrafyalarda rol sahibi değildir. Aynı anda Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu’ya ait olan tek ülke olması nedeniyle, çok yönlü denge politikaları uygulaması, hem kendi hem de bölge güvenliği için büyük önem taşımaktadır.
TÜRKİYE’NİN COĞRAFİ DURUMU, ÇOK YÖNLÜ BİR POLİTİKAYI ZORUNLU KILMAKTADIR
Stratejik bölgelerin kesişme noktasında bulunan Türkiye’nin, karmaşık bir dış politika izlemesi anlaşılabilir bir durumdur. Türk devleti, AB’ye istenmese de, Avrupa seviyesine çıkma noktasında ilerlemeli, aynı zamanda Ortadoğu bölgesinde etkin olma yolunda da çalışmalarına devam etmelidir. Türkiye’nin bölgedeki güçlü varlığını bekleyen başta soydaşları Türkmenler olmak üzere, birçok mazlum insan var. Bu devlet, dünya için adalet ve hoşgörü adına mutlaka güçlü olmalı. Türkiye, ne köprü ne de tampon bir ülkedir. Türkiye önemli bir aktördür.”