IHA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2016 11:42
PROF. DR. METİN AKGÜN
5 yıl içinde değiştirilecek ehliyetler için istenen ‘sağlık raporu’ ile ilgili tartışmalar sürerken, Prof. Dr. Metin Akgün, çarpıcı bir tespitte bulundu. Toplumda çok sık görülen ‘uyku apne’ hastalığı riski bulunan sürücüleri ‘canlı bomba’ya benzeten Prof. Dr. Akgün, “Bu hastalığı tedavi etmeden rapor vermek cinayettir” dedi.
Karayolları
Trafik Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle mevcut sürücü belgeleri 1 Ocak 2016’dan itibaren değiştirilmeye başlandı. Bu kapsamda mevcut belgeler 5 yıl içinde yeni tip sürücü belgeleriyle değiştirilecek. Yeni sürücü belgeleri, uluslararası standartlara sahip olduğu için diğer ülkelerde de kullanılabilecek. Ehliyetlerini değiştirmek isteyen sürücülerden biyometrik fotoğraf, sağlık raporu ve parmak izi isteniyor.
Çarpıcı tespit
Sağlık Bakanlığı aile hekimlerinden bile alınabilecek sağlık raporunun yeterli olduğunu duyurdu. Ancak bu noktadan sonra sağlık raporu alamadıklarını söyleyen vatandaşlar tartışmanın fitini ateşledi. Rapor nasıl alınacak, kimden alınacak, herkes rapor alabilecek mi tartışmaları devam ederken,
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Akgün, sağlık raporuyla ilgili çarpıcı bir tespitte bulundu.
Toplumda çok sık görülüyor
1 Ocak 2016 itibariyle yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu ile ilgili maddeyi anımsatan Prof. Dr. Metin Akgün, sağlık raporu alırken, uyku bozukluğu olanların mutlaka incelenmesi gerektiğini söyledi. Uyku apnenin toplumda çok sık görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Akgün, “Bu hastalık genelde erkeklerde ortaya çıkıyor. Yaş ilerledikçe artıyor. İnsanlar kaliteli uyku uyuyamadığı için gündüz uykusuz kalıyor. Dolayısıyla araba kullanırken ya da hassas iş yaparken dikkat kaybı, uyuklama gibi problemlerle karşı karşıya kalıyorlar. Bu da kazalara yol açıyor. Trafik kazalarının çoğunun arka planında Obstrüktif Uyku Apne Sendromu var. Kişiye sağlık raporu verilirken, uyku apne gözden kaçarsa çok ciddi sıkıntılar olabilir” dedi.
Her biri canlı bomba!
Hastalığın nedeninin tam olarak bilinmediğini kaydeden Prof. Dr. Akgün, şunları söyledi. “Uyku apne olan insanlar gece sık sık uyku bölünmesi yaşıyorlar. En önemli şikâyetleri horlama, gündüz aşırı uyku hali, tanıklı apne yani aynı odayı paylaştığı kişinin ‘gece nefesi kesildi, öldü sandım’ gibi ifadeleri teşhis için çok önemli. Gece sık uyanma, asabiyet, gece sık idrara çıkma gibi şikayetler de yaşayabiliyorlar. Toplumda 40-45 yaş üzerinde neredeyse yüzde 30’unu etkileyen ve sık görülen bir hastalık. Mutlaka ehliyet alacak herkesin bu testten geçmesi lazım. İş kazalarının çoğu bu hastalık yüzünden oluyor.”
Testten geçmeleri şart
“Ayrıca kilo arttıkça hastalık riski de artıyor. Yönetmelikte, ‘Vücut kitle endeksi 33 ve üzerinde olan herkes şikâyetine bakılmaksızın mutlaka testten geçirilmelidir’ bu yasal bir zorunluluk. Kişi kiloluyla mutla bu testten geçmesini bilmeli. Bu yüzden hekimler rapor verirken, dikkatleri çok önemli. Baştan sağma değil, kişiyi çok iyi sorgulaması lazım. Çünkü burada atlanan her hasta canlı bomba. “
Yüzde 17’si direksiyon başında uyumuş!
Aynı yasanın Avrupa Birliği’nde de yürürlüğe girdiğini anımsatan Prof. Dr. Metin Akgün, Avrupa’da şoförlerle yapılan bir ankette yüzde 17’sinin direksiyon başında uyukladığının ortaya çıktığını dile getirdi. Bu konuda hem halkın hem de hekimlerin bilinçlenmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Akgün, “İnsanların en sık ölüm sebebi ya kalple ilgili ya da beyin kanaması, felç gibi hadiseler. İkisinin de arka planında büyük oranda bu hastalık var. Tansiyon için de en önemli faktör uyku apne hastalığıdır. Damar sertliği, metabolik sendrom tüm bunların temelinde bu hastalık yatıyor. Yönetmelik güzel ama uygulanması gerekiyor. Bunun içinde bilinçlenmek şart. Her an kaza yapabilirler. Hekime düşen sorumluluklar var. Toplum sağlığını ilgilendiren ciddi bir konu. Uyku apne hastalığı olan birisini tedavi etmeden ‘sağlıklıdır’ raporu vermek cinayettir. Tabu bu hastalar tedavi olduktan sonra yeniden ehliyet alabilirler” dedi.
Yönetmelikteki o madde
Uyku apne ile ilgili Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde şu madde yer alıyor.
a) Ağır derecede apnesi olanlar (AHI 30/saat) veya orta derecede apne (15 AHI 30) ile birlikte gündüz uyuklama hali tespit edilenler tedavi görmeden sürücü belgesi alamazlar.
b) Uyku apnesinin kontrol altına alındığı veya tedavi edildiği; en az bir uyku sertifikalı doktor (göğüs hastalıkları, psikiyatri, nöroloji, KBB uzmanı) ve bir KBB uzmanı olan üçlü heyet tarafından tespit edilen kişilere sürücü belgesi verilebilir. Hastalığın şiddeti, tedaviden alınan cevap, hasta PAP tedavisi uyumu gibi faktörler dikkate alınarak; ikinci grup sürücü belgesi sınıflarından alıp alamayacağı ile ambulans, resmi veya ticari araç kullanıp kullanamayacağı raporda belirtilir.
c) Vücut kitle endeksi (VKE) 33 ve üzerinde olan kişilerden şikayetine bakılmaksızın tüm gece polisomnografi testi istenir.
ç) Tanıklı apnesi ve gündüz uyuklama hali olan kişilerden vücut kitle endeksine bakılmaksızın tüm gece polisomnografi testi istenir.
(6) Malign (Kötü huylu) tümörler ile ilgili olarak;
a) Malign hastalığı ve santral sinir sistemi metastazı olanlar ile malign hastalığın kontrol dışına çıkması nedeniyle genel durum bozukluğu ve düşkünlüğü olan kişilere sürücü belgesi verilmez.”