IHA
Oluşturulma Tarihi: Nisan 17, 2015 12:07
ŞUURLU ÖĞRETMENLER DERNEĞİ (ÖĞ-DER) ERZURUM ŞUBE BAŞKANI ABDULLAH İKİNCİ, DERSHANECİLİĞİ ORTADAN KALDIRIP EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN SADECE OKULLARDA VERİLMESİ İÇİN 2 YILDIR ÇALIŞMA YAPAN MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI YAPTIĞI SON DEĞİŞİKLİKLERLE DERSHANECİLİĞİ KENDİSİNİN YAPMAYA BAŞLADIĞINI SÖYLEDİ
Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, dershaneciliği ortadan kaldırıp eğitim ve öğretimin sadece okullarda verilmesi için 2 yıldır çalışma yapan Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı son değişikliklerle dershaneciliği kendisinin yapmaya başladığını söyledi. İkinci, “Sadece hafta sonu kurslarında görev alanlara iki kat ücret ödenmesi ve hafta sonu kurslarında görev alanlara ek puanlar verilmesi, öğrencilerin hafta sonu kurslarına yönlendirilmesi, il ve ilçelerde dershane liseleri açılması bakanlığın dershaneciliğe soyunduğunun göstergesidir” dedi.
ÖĞ-DER olarak Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı bu çalışmaların eğitimde yenileşmeyi ve akademik başarıda kaliteyi getirmeyeceğine inandıklarını belirten ÖĞ-DER Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, “Çünkü hafta da 35-40 saat ders alan öğrencinin aynı ortamda ve aynı kişiler tarafından derslere telafi olarak verilecek ek kurslarla başarının artmayacağı kısa sürede görülecektir” dedi.
ÖĞ-DER Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, açılan bir çok kursun şimdiden bir çok okulda kapandığını kaydederek yapılması gerekenleri şöyle sıraladı;
“Öğrenciler hafta içi çok sayıda ders almakta okuldan ders manasında yorulmaktadırlar. Hafta içi dersler daha etkin hale getirilerek hafta sonuna ihtiyaç durulmayacak bir sistem oluşturulmalıdır. Çok ders çok başarı değildir gereğini unutmamak gerekir. Lise 1 den lise sona kadar 300 saat matematik dersi alıp YGS de bir soru işaretlemeyen öğrenciler bunun kanıtıdır. Öğrenci ve öğretmelerin öğretim için 7 gün yani her gün okula getirilmesini pedagojik bulmuyoruz.
Bilgiye dayalı test sisteminden kurtularak ders performansını, bilgiyi, araştırmayı, sorgulamayı esas alan sisteme dönülmelidir. Çocuklar birer yarış atı, aileler de onları yarışlara hazırlayan görevliler haline gelmiştir. Muhakeme, yorumlama, analiz, sentez, değerlendirme gibi zihin becerileri tamamen ihmal edilip -iş ve çalışma imkânı olsun olmasın- tüm öğrenciler üniversite okumaya yönlendirilmektedir. Mevcut test sistemi devam ettikten sonra öğrencilerin okul dışında arayışları devam edecektir. Okullarda açılan kurslar, özel mantıkla açılmadığı için de kısa sürede kapandığı görülecektir.
Öğretmenler doğuda ek derslere girip hizmet puanlarını artırsalar da batıya tayin olsunlar düşüncesi de gerçeklerle örtüşmüyor. Çünkü batıda boş kadro gösterilmedikten sonra fazla puanında kıymeti olmadığını öğretmenler biliyor. Nitekim doğuda çok yüksek puana sahip olup yıllardır gitmek istediği ilde boş kadro gösterilemediği için gidemeyen çok öğretmen vardır. Doğuda çalışan öğretmenin ek dersine değil maaşına iyileştirme yapılması gerekir.
Lisede mahalle okuluna dönülmelidir. Birkaç başarılı liseye öğrencilerin doldurulması için diğer tüm öğrencilerin sınava tabi tutulup kapısının önünde okul varken başka liselerde okumaya mecbur tutulması kaliteyi ve verimi düşürüyor. Aynı zamanda velilerin servis çilesi son bulmalıdır. Bu meyanda TEOG kaldırılmalı veya sadece birkaç okul için öğrenci seçmeye dönük olması sağlanarak mevcut Anadolu ve Meslek liseleri yeniden hayata döndürülmelidir. Aksi takdirde Anadolu Liseleri ve Meslek liseleri can çekişiyor.
Okulların tüm ihtiyacını görebilecek öğrenci başına bir ödenek okullara gönderilmelidir.
Risk seviyesi yüksek olan okullarda güvenlik elemanı ve farklı güvenlik tedbirlerinin alınması sağlanmalıdır. Okullarda okumak istemeyen öğrenciler veya çevresel faktörlerden kaynaklanan sorunlardan dolayı sağlıklı eğitim yapılamıyor.
Öğretmenlerin performansını artırmak için maaş memnuniyeti sağlanmalıdır. Normal ders ücretleri de artırılmalıdır. Eğitimcilerin performansını ve alanında yeterliliğini artıracak teşvikler yapılmalıdır. Alanında yüksek lisans ve doktora yapan ve Hizmet İçi Eğitimlerle kendini geliştiren öğretmenlere ek ücret ödenerek öğretmenin mesleğinde kendini yenilemesi sağlanmalıdır. Başarı ve performansa dayalı akademik kariyer sistemi başlatılmalıdır. Eğitimcileri kendini geliştirmesini sağlayan Yüksek Lisans ve doktora yapanlar için Eğitim mazeret tayini yeniden başlatılmalıdır.
Karma Eğitim isteğe bağlı hale getirilmelidir. Liselerde karma olmayan sınıflar oluşturulmalıdır. İllerde kız Fen Liseleri, kız Anadolu ve İmam Hatip Liselerinin sayısı artırılmalıdır. Kız ortaokulları açılmalıdır. Zorunlu eğitimden vazgeçilmelidir. Eğitim gönüllü olmalıdır.
Mesleki ve teknik eğitim, akademik başarı düzeyi düşük, “işe yaramaz olarak görülen” öğrencilerin devam ettiği/ettirildiği bir eğitim alanı haline gelmiştir. Bu durum günümüzde sanayi sahasında ciddi anlamda “kalifiye elaman” eksikliğini ortaya çıkarmaktadır. Devletimiz üniversitelerin ilgili bölümlerine “istihdam edebileceği kadar” öğrenci almalı ve bu şekilde “diplomalı işsizler ordusu” oluşturmamalıdır.
Bakanlığımızın uygulamaya koyduğu rotasyon uygulamasını da ÖĞ-DER olarak destekliyoruz. Eğitimimiz için faydalı olacağını düşünüyoruz.”