Güncelleme Tarihi:
ERZURUM (AA) - AYŞE YILDIZ - Denizleri, tarihi ve doğasıyla her yıl çok sayıda yabancı turist ağırlayan Türkiye, özellikle Balkan ve Arap ülkelerindeki izciler tarafından da kamp için tercih ediliyor.
İzci andı ve türesine dayanan bir değer sistemi aracılığıyla gençlerin eğitimine katkıda bulunmak, insanların isteklerini gerçekleştirdikleri daha iyi bir dünyanın inşasına yardımcı olmak ve toplumda yapıcı bir rol oynamak amacıyla tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de 1900'lü yılların başında kurulan izcilik teşkilatı, 1992 yılından bu yana Türkiye İzcilik Federasyonu (TİF) adıyla faaliyetlerini sürdürüyor.
AA muhabirine, gerek federasyonun çalışmaları gerekse Türkiye'nin izcilikteki konumuyla ilgili açıklamada bulunan TİF Başkanı Hasan Dinçer Subaşı, ülke genelinde hazırladıkları programlarla izciliğe ilginin arttığını ve her yıl yaklaşık 20 bin çocuğa ücretsiz kamp imkanı sunduklarını söyledi.
Özellikle İstanbul ve Bolu gibi kentlerde bulunan izcilik kamplarının, teşkilatın gelişmesinde ve izciliğin tanınmasında önemli rol oynadığını anlatan Subaşı, bu kampların yanı sıra başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere çok sayıda belediyenin de kendilerine destek olduğunu ifade etti.
Subaşı, federasyon olarak düzenledikleri etkinliklerle gençlerde milli bilinç oluşturmaya çalıştıklarına dikkati çekerek, kamp alanlarına çadır kuran izcilerin, dedelerinin yaşam tarzını öğrendiğini ve bu yaşantıyı günümüz imkanlarıyla kıyaslama imkanına sahip olduğunu dile getirdi.
Ülke genelindeki izcilerin yanı sıra yurt dışından da kamplara büyük ilgi olduğuna işaret eden Subaşı, "Türkiye'deki kamp alanları, özellikle Lübnan, Libya, Beyrut, Filistin ve tüm Balkan ülkelerindeki izciler tarafından tercih ediliyor" dedi.
Subaşı, bu yıl Makedonya'dan 17 otobüsle gelen yaklaşık 800 izcinin Türkiye'de güzel bir kamp dönemi geçirdiğine değinerek, ülkelerin Türkiye'ye bakış açısının değiştiğini kaydetti.
İzcilik teşkilatındaki ilkelerin, Türkiye'nin örf ve adetleriyle birebir örtüştüğünü vurgulayan Subaşı, "İzcilik, örf ve adetlerimizle, geleneklerimizle birebir örtüşen bir eğitim sistemi. İzcilik, çocuklarımıza macerayı ve oyunu verirken, aynı zamanda yaşamayı, güzel ahlakı ve hayatta kalmayı öğreten bir sistem" diye konuştu.
-"Çanakkale'de 100 bin çocukla 57. Alayı yaşatmaya çalışacağız"
Subaşı, federasyonun, özellikle Çanakkale Savaşı'nın başlangıcı kabul edilen Anzak çıkarmasını durdurmak amacıyla harekete geçen 57. Alay üzerinde çalışma yaptığını bildirerek, şunları ifade etti:
"Önceki yıllarda 'Anzak Günü' diye bir gün vardı. Anzaklar dedelerini anmaya Çanakkale'ye gelirlerdi. Anzak Günü aşağı, Anzak Günü yukarı. Ama 10 yıl evvel biz bunu değiştirdik. Bu, '57. Alay Günü' haline geldi. Artık 10 binlerce genç, dedelerinin izinden 57. Alay'ın yaptığını yaparak yürüyor. Onlarla aynı yollarda yürüyerek, onları hatırladıklarını ve onların izinde olduklarını gösteriyorlar. Bu sene yine Çanakkale'de 100 bin çocukla 57. Alay'ı yaşatmaya çalışacağız. Bosna'dan tutun da Bakü'ye kadar her yerde dedeleri omuz omuza çarpışmış çocukları bir araya getirerek nasıl tek vücut olduklarını, nasıl bir millet olduklarını göstermeye çalışıyoruz."