Güncelleme Tarihi:
Hümeyra PARDELİ/ERZURUM, (DHA) - ERZURUM 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde FETÖ/PDY'nin 'mahrem yapılanması'na yönelik açılan davada yargılanan üsteğmen M.B.I., itirafçı oldu. Hava subaylık lise sınavını kazanıp, mülakata girdiğini anlatan M.B.I., "E.E., önce beni Sakarya'daki kendi evine götürdü. Benden denizde bronzlaşmamı, entel görünmek için gümüş bileklik takmamı istedi" dedi.
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ/PDY'nin 'mahrem yapılanması'na yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, örgüt üyesi askeri personel ile kendilerinden sorumlu 'sivil imam'ların deşifre olmamak için kontörlü telefonla iletişim kurdukları belirlendi. İtirafçı olan 'mahrem asker ve imam'ların ifadeleri üzerine Erzurum'daki bir markette kontörlü telefon olarak kullanılan sabit hattın HTS kayıtları Sulh Ceza Hakimliği kararıyla temin edildi. HTS kayıtları üzerinde yapılan analizde, çok sayıda 'imam' ve askeri personel deşifre oldu. 6 Ağustos 2012 ile 27 Ağustos 2013 tarihleri arasında M.B.I.'nın, bu kontörlü hat üzerinden diğer sanıklarla art arda arandığı tespit edildi. 'Mahrem imam'lar tarafından toplam 34 defa arandığı belirlenen M.B.I., 18 Kasım 2017'de gözaltına alındı. Etkin pişmanlık kapsamında ifadeler veren M.B.I., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 15 yıla kadar hapsi istenen ve verilecek cezada indirim yapılması talep edilen M.B.I. hakkında hazırlanan iddianame, 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. 2000 yılında ortaokul öğrencisiyken, 'abi evleri'ne götürüldüğünü ve örgütle bağının o zaman başladığını anlatan M.B.I., 'cemaat abi'lerinin isteği ile dershane kaydını sildirdiğini söyledi. Örgüttekilerin yönlendirmesi ile askeri lise sınavlarına başvurduğunu aktaran M.B.I., iddianamedeki ifadesinde şunları anlattı:
"Ben ve B.Y. isimli arkadaşım hava subaylık sınavına başvurduk. O yıl sınavı ÖSYM yaptı, ben 75 puan alarak kazandım. Aynı grupla 'abi evleri'ne gitmeye devam ediyordum. Bizden sorumlu E.E., TSK içerisinde menfi insanların çok bulunduğunu, bizim gibi dinine bağlı müspet kişilerin çoğalması gerektiğini, bu sebeple askeri liselere gitmemiz gerektiğini, gizliliğe yani tedbire önem vermemiz gerektiğini belirtiyordu. Hava subaylık mülakat sınavından önce beni E.E., Sakarya'da kendi evine götürdü. Bana denizde bronzlaşmamı, entel görünmek için gümüş bileklik takmamı, hangi dershaneye gittiğimi sorarlarsa okul kursuna gittiğimi söylememi istedi. Hatırladığım kadarıyla diğer arkadaşlarımı da denize girmeleri için getirmişti. 1 gün evinde kalıp ertesi gün trenle İstanbul Hava Harp Okulu'na gittik. Mülakat sınavında bana, ablamın hangi okula gittiğini sordular. İmam hatip lisesine gittiğini söyledim. Birkaç soru daha sordular, çıktım. Devamında mülakatta elendim. E.E.'yi ankesörlü telefondan arayarak durumu bildirdim. Sakarya'dan gelerek beni aldı. İzmir'e döndük, Kara Subaylık Lisesi'ne de müracaat etmiştim. E.E., ailemin yanına giderek, annem ile görüştü; ablamın imam hatip lisesinden kaydını sildirmemizi, açık liseye kaydetmemizi istedi. Annem dediklerini yaptı. Annem bu şahısları örgütsel olarak bilmiyordu, ileride iş sahibi olabilmem için bu kararı verdi. Ablam kaydını sildirerek, açık liseye kayıt yaptırdı. 2 ay kadar sonra kara subaylığını kazandım."