Güncelleme Tarihi:
Turgay İPEK/ERZURUM, (DHA) - ERZURUM Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Hastalıkları Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Onur Burak Dursun, kentlerde mahalle yapısının kaybolmasıyla birlikte çocuklara yönelik istismarın arttığına dikkat çekti. Doç. Dr. Dursun, "Bir çocuk kayboldu mu, annesinden önce mahalle teyzeleri harekete geçirdi. O yüzden bizim mahalle olgusunu kaybetmememiz önemli. Literatürde de böyle. Mahalle ortamının kaybı istismar açısından bütün dünyada risk faktörü. O yüzden teyzelere kızmayacağız" dedi.
Atatürk Ãœniversitesi Türk Tıp Öğrencileri BirliÄŸi tarafından 'Çocuk Ä°hmali ve Ä°stismarı' konulu panel düzenlendi. Fakültenin konferans salonunda gerçekleÅŸtirilen panele Tıp Fakültesi öğrencileri yoÄŸun ilgi gösterdi. Erzurum Türk Tıp Öğrencileri BirliÄŸi hakkında bilgi veren Azerbaycanlı BaÅŸkan Shahmal Mamishov, yaptıkları etkinlikleri anlattı.Â
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Hastalıkları Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Onur Burak Dursun konuşmasına, çocuk istismarı konusunda yapılan bir araştırmanın sonuçlarını değerlendirerek başladı.
'ÇOCUK İSTİSMARINDA GÖRÜNEN BUZDAĞININ KÜÇÜK BİR KISMI'
Doç. Dr. Onur Burak Dursun, aralarında Erzurum'un da olduğu 6 şehirde 1886 çocuk üzerinde araştırma yapıldığını belirtti. Çocuklara önce istismarın tanımlandığını daha sonra maruz kalıp kalmadıklarının sorulduğunu dile getiren Doç. Dr. Dursun şöyle konuştu:
"Çocukların yüzde 40 duygusal istismara tanık olduklarını, yüzde 56'sı fiziksel, yüzde 10'u da cinsel istismara tanık olduklarını söylemiÅŸler. Erzurum'da 130 bin çocuk 'Ben istismara tanık oldum' demiÅŸ. Tanık olanların bir kısmı da aynı zamanda istismara maruz kalmış olabilir. Erzurum rakamlarına bakarsak çocuklar bir ÅŸekilde fiziksel istismara tanık olmuÅŸ. Cinsel istismar da azımsanacak kadar deÄŸil. Çocukların yüzde 51 duygusal istismar, Yüzde 43'ü fiziksel istismara maruz kaldığını söylemiÅŸ. Yüzde 3'ü ise cinsel istismara maruz kaldığını ifade etmiÅŸ. Bu Erzurum'da 7 bin çocuk demek. Peki biz bunların kaçını görüyoruz? Belki senede 100- 200 tanesini. Geri kalan bize ulaÅŸamıyor, ulaÅŸanlar da sistemde birçok zorluk yaşıyorlar. Yani biz bu buzdağının sadece küçük bir kısmıyla muhatap oluyoruz."Â
'ENGELLİ ÇOCUKLAR RİSK ALTINDA'
Konuşmasında doktor adaylarına istismar ve dikkat edilmesi gereken hususları anlatan Doç. Dr. Dursun, engelli çocukların da risk altında olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Onur Burak Dursun, "Bizim gördüğümüz vakalar var. Çocuk konuşamıyor. Bu çocuğa defalarca cinsel istismarda bulunmuşlar. Bir takım bulgular çıkıyorsa tespit edilebiliyor. Zor mizaçlı çocuklar, inatlaşan çocuklar da istismara açık" dedi.
SÃœREKLÄ° PENCEREDE DURAN TEYZELER
İstismar konusunda çevrenin önemine de dikkat çeken Dursun, mahalle yapısının kaybolmasıyla istismar açısından büyük bir risk faktörü olduğunu anlattı. Geçtiğimiz yıllarda televizyonda yayınlanan 'Bir Demet Tiyatro' dizisinden örnek veren Dursun, şunları söyledi:
"Orada bir tane sürekli pencerede duran teyze vardı. Mahalleye kim gelmiş, kim gitmiş onları izliyordu. İşte bu mahalle teyzeleri istismar açısından koruyucu kişilerdi. Mesela bizim zamanımızda mahalle ortamı vardı, şimdi apartman ortamı var. Biz hangi teyze neye hassas bunu bilirdik. Bizim bildiğimiz gibi dışarıdan gelen de biliyordu. Bir çocuk kayboldu mu, annesinden önce mahalle teyzeleri harekete geçerdi. O yüzden bizim mahalle olgusunu kaybetmemiz önemli. Literatürde de böyle. Mahalle ortamının kaybı istismar açısından bütün dünyada risk faktörü. O yüzden teyzelere kızmayacağız."
Ä°STÄ°SMARCILAR AÄ°LEYE YAKIN KİŞİLERÂ
Tıp fakültesi öğrencilerine istismarcı tipleri de tarif eden Doç. Dr. Onur Burak Dursun, "Köşede böyle uzun paltosuyla duran, elleri cepte, saç sakalı birbirine karışmış böyle bir tip yok. Aileyi bilen, ailenin içinde, aileye yakın çocuğun da itiraz etmediği insanlar oluyor" diye konuştu.
FOTOÄžRAFLI