Akşener: "Benim Vergimle Haksızlık Gidermeye Kimsenin Hakkı Yok"

Güncelleme Tarihi:

Akşener: Benim Vergimle Haksızlık Gidermeye Kimsenin Hakkı Yok
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2015 14:44

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANVEKİLİ VE MHP MİLLETVEKİLİ MERAL AKŞENER, ERZİNCAN’DA ULUSAL VE YEREL BASIN TEMSİLCİLERİ İLE KAHVALTIDA BİR ARAYA GELEREK GAZETECİLERİN SORULARINI CEVAPLADI.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili ve MHP Milletvekili Meral Akşener, Erzincan’da ulusal ve yerel basın temsilcileri ile kahvaltıda bir araya gelerek gazetecilerin sorularını cevapladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden Türkiye’ye çok yüklü tazminatlar geldiğini anlatan Akşener, "O tazminatları, o devrin tamamı ödemelidir. Yani benim vergimle sizin verginizle bu tazminatların ödenmesini sakıncalı buluyorum. Ya haksızlığı yapmayacaksın ya da yaptığın haksızlığı kendi cebinden öde arkadaşım.”
Erzincan İl Özel İdaresi Sosyal Tesislerinde yapılan toplantıya Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Meral Akşener, MHP İl Başkanı Bekir Aksun, Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili adayları Ümit Özker ve Mutlu Özdemir, Erzincan Ülkü Ocakları Başkanı Çağatay Mutlu, Milliyetçi Hareket Partisi Merkez İlçe Başkanı Salih Aksu ve teşkilat mensupları katıldı.
Akşener yapmış olduğu açıklamada; geçen akşam kalabalık bir toplantıya şahit olduklarını belirterek "Çok heyecanlandım ve çok mutlu oldum. Umuyorum ki Erzincan’dan Milliyetçi Hareket Partisi bu defa şeytanın ayağını kırıp, iyi bir sonuç alacak gibi gözüküyor. Meclis’te, Erzincan, Milliyetçi Hareket Partisi tarafından da temsil edilebilecek gibi bir gözlemim oldu" dedi.
Akşener, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hidayet Karaca ve polislerin dün akşam bırakılmaları konusunda çıkan kararı ve yaşanan süreç hakkında da şu açıklamada bulundu; “Bu tahliye kararını hepimiz gibi bende çok olumlu ve memnuniyetle karşıladım. Hukuki işi ayrı bir konu. Çünkü orada birçok garabet olduğu iddiaları var. Gerçekten böyle abuk sabuk Türkiye’de hukuk hataları oluyor o bir kenarda durmak üzere. Tutukluluk ne içindir? Tutukluluk o zanlının kaçmasına yöneliktir. Uzun zamandır Türkiye’de böyle bir şey yaşanıyor. Kendi kendine gelip ifade veren, kendi kendine gelip hukukun karşısına çıkan emniyete gidip ben buradayım diyen her türlü insanın bu mahkemeler tarafından tutuklanıyor olmasının bir manası yok. Ancak manası emniyet teşkilatı üzerinde polisler açısından baktığınız zaman emniyet teşkilatı üzerinde baskı oluşturmak. Sayın Karaca ile ilgili fasıldan baktığınız zamansa tutuklanma gerekçesi çok ilginç. Yayınlanan bir dizinin senaristi kendisi değil. Samanyolu grubunun başı olan yani idari görevi olan bir kişinin yayınlanan dizinin senaryosundan tutuklandığı Türkiye’de, Türkiye’de birçok şeye alışığız ama bizim için bile Türkiye için bile şaşırtıcı bir şey. Ben çok sevinmiştim, memnuniyet duymuştum ama bugün öğrendiğim başka bir mahkemenin itiraz ettiği. Dolayısıyla beraber bakacağız, göreceğiz. Umarım sağduyu ve hukukun üstünlüğü hakim olur."
Akşener, 17-25 Aralıkta yaşanan olaylara da değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz, siyasiler o zaman paralarla ilgili konuştuğumuz zaman bu paraları polisler koymuştu demişlerdi. Sonra aradan zaman geçti. Kanunlar değişti.17-25 Aralık sorgusunu yapan her türlü devlet görevlisi polisler tutuklandı. Savcılar görevlerinden gitti. Hakimler tayin oldu. Böyle bir tasfiye oldu. Sonra aradan bir zaman geçti. Öğrendik ki bulunan bu paraların sahiplerine faiziyle iade edildiği ifade edildi. Bu paraların kaynağını kimse açıklayamıyor. Polis konuldu denmişti. O yüzden polisler tutuklanmıştı. Sonra çıkan kanunlar bizim vergilerimizle birde üzerine faiz eklenerek verildi. Dolayısı ile bu 17-25 Aralık sonrasında gelişen gelişmeler Türkiye için bir yüz karasıdır. Türkiye’nin hukuk tarihi için bir yüz karasıdır. Türkiye’nin hukuki durumu açısından müthiş bir garabet durumdur.“
Polis kolejleri ve akademilerin kapatılması konusuna dikkat çeken Akşener; şunları söyledi: "Siz bir okula imtihanla çocuk alıyorsanız onları korumak sizin görevinizdir. O imtihanlarda şayet yanlışlık oluyorsa o sizin sorumluluğunuzdadır. Yani Türkiye’de sınava giren öğrenciler nereye giriyor ise o sınavlarda şayet şaibe varsa sorumlusu hükümettir. Buradan Türkiye’ye Avrupa insan hakları mahkemesinden çok yüklü tazminatlar gelir. O tazminatları Sayın Davutoğlu, Sayın Erdoğan ve o devrin tamamı ödemelidir. Yani benim vergimle sizin verginiz ile bu tazminatların ödenmesini çok sakıncalı buluyorum. Benim vergimle haksızlık gidermeye kimsenin hakkı yok. Ya haksızlığı yapmayacaksın, yaptığın haksızlığı kendi cebinden öde arkadaşım.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!