IHA
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2015 13:40
AYAKKABI TAMİRCİLİĞİNDE ARTIK ÇIRAK BİLE YETİŞMEDİĞİNİ İFADE EDEN MEHMET KARATAŞ, HER GEÇEN GÜN İŞLERİNİNDE DÜŞTÜĞÜNÜ SÖYLEDİ
Bir zamanlar çok kişinin geçim kaynağı olan ayakkabı tamirciliği, gelişen teknoloji ve değişen tüketim alışkanlığı ile tarihe karışıyor.
Her geçen gün artan teknoloji, imitasyon malların sektöre etkisi ve vatandaşın spor ayakkabı giymesi, ayakkabı tamirciliğini sekteye uğratıyor. Bu durumdan en çok etkilenen ayakkabı tamirciliği yapan Elazığ esnafı, Türkiye’de ucuz ve sağlıksız olarak nitelendirilen ayakkabıların satışlarının armasından dolayı ayakkabı tamirciliğinin de yok olma aşamasına gelmesinden şikayetçi olduklarını dile getirdi. 26 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan Mehmet Karataş, eskiden alım günün olmadığını insanların bir ayakkabıyı 10 defa tamir ettirip, giydiğini belirterek, “Artık insanımız ayakkabısı tamir etmek yerine yeni ucuz ayakkabı alıyor. Şimdi o yok bir kenarı söküldüğü zaman insanlar artık dikiş görünür çirkin olur deyip giymiyorlar, atıyorlar ayakkabılarını yaptırmıyorlar. O kadar yoksul insanlar var ki hani giyecek ayakkabı bulamayıp da terlik giyenler var. İnsanımız onu düşünmüyor. Bizim meslekte tabi gün geçtikçe düşmeye başladı. İnsanlarımız artık daha lüks peşinde ve işlerimiz her geçen gün daha da düşüyor” dedi.
“BİZ SON NESİLİZ ARTIK ÇIRAK YETİŞMİYOR”
Mesleğin yok olmaya yüz tutmasıyla beraber yetiştirecek çırakta bulamadıklarını vurgulayan Karataş, şunları kaydetti:
“Biz son nesillerin son örnekleriyiz artık. Kimse çocuğunu ezmiyor, ezdirmek istemiyor. Herkes çocuğum okusun diyor da herkesin çocuğu okursa, herkes okursa bu işleri kim yapacak. Bizim işimiz sade ayakkabıyla kalmadı. Önceden sade ayakkabı tamiratı yapardık şimdi deri mont tamirine girdik, boyasına girdik, valiz tamirine girdik, çanta tamirine girdik. Öyle oluyor ki insanlar artık getiriyorlar saatlerinin kordonlarını yaptırıyorlar. Artık iş yapabilmek için aklınıza gelebilecek her işi artık yapmaya başladık. Ayakkabı imalatı artık yapmıyoruz. Uzun zaman oldu bırakalı. Elazığ insanı olarak artık daha imalat ayakkabı giymiyorlar. Sürekli hazıra dönüyorlar, hazır giyiyorlar. Daha ucuza mahal olduğu için, daha ucuza aldıkları için. El yapımı bir ayakkabının yapımı, iyi bir ayakkabının yapımı 6 gün sürer. Kalıpta kalması lazım, kuruması lazım ki ayakkabının şekli bozulmasın. İnsanlarımız hem o kadar sabır edemiyor hem verilen emeğin karşılığını alamayınca artık imalat yapmıyoruz.”
“SUNİ DERİ AYAKKABILAR AYAK SAĞLIĞINI BOZUYOR”
Sağlıklı bir ayakkabının deri olması gerektiğine de dikkat çeken Karataş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlıklı bir ayakkabının püf noktası, iç astarının da dış yüzeyinin deri olmasıdır. Şuan cin malı ayakkabı zaten Türkiye’de üretiliyor. Yüzde 90 suni deri ayakkabılar Türkiye’de üretiliyor. İlla Çin’den gelmesi şart değil. Oda zaten ayakta hastalık yapar. Deri ayakkabıda ayağın hava alış verişi olur. Ayağın terini çeker. Suni deri ayakkabı öyle değildir. İçi dışı naylon olduğu için ayakta sürekli terleme koku yapar. Oda zamanla mantara dönüşür. Bunlarda zaten artık hastalığın başlangıcıdır. Eskiye göre yapılan ayakkabılar vardı. Mesela, Elazığ’ın Pocikli yemenisi meşhurdur. Elazığ’dan başka hiçbir yerde yapılmazdı. Onun dibi köseli olmak şartıyla iç astarına kadar kösede yapılırdı. Buda insanların sağlıklı, uzun ömürlü yaşamasına sebep olurdu. Artık onlar bile yapılmıyor.”