Elazığ’da ’Kadın Ve Şiddet’ Paneli

Güncelleme Tarihi:

Elazığ’da ’Kadın Ve Şiddet’ Paneli
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2016 16:46

ELAZIĞ'DA 'KADIN VE ŞİDDET' PANELİ DÜZENLENDİ

Elazığ’da Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ile Elazığ Valiliği tarafından “Kadın ve Şiddet” paneli düzenlendi.
Bir otelin konferans salonunda düzenlenen panele, Vali Murat Zorluoğlu, AK Parti Elazığ Milletvekilleri Ömer Serdar, Ejder Açıkkapı, Emniyet Müdürü Nihat İşlek, Fırat Üniversitesi Rektörü Kutbeddin Demirdağ, KADEM Kurucusu Melek Çakıroğlu, KADEM Elazığ Temsilcisi Esra Soylu, KADEM üyeleri, kurum müdürleri ve çok sayıda davetli katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Soylu, “İlimizde şiddetle mücadele hakkında yapılanların ve verileri ortaya koymanın yanında şiddetin sadece adli ve asayiş sorunu olmadığını herkese karşı her türlü şiddete son verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şiddetle mücadelenin devletten bireye toplumun tüm isimleri tarafından toplumsal huzuru bozan asli bir mesele olarak görülmesi suretiyle ortak sorumluluğumuz olduğunu vurgulamak istiyoruz” dedi.
Bu tür organizasyonların çok önemli olduğunu belirten AK Parti Elazığ Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlık Divanı Üyesi Ömer Serdar ise, "Bu tür sosyal ve kültürel etkinliklerle toplumun karar süreçlerine dahilini sağlamak ve toplumun bazı şeyleri tartışmasını sağlamak açısından bu tip organizasyonların önemi inananlardanım. Bu açıdan özellikle u panelin çok kapsamlı ele alınacağını düşünüyorum. Bunun çok önemli fayda getireceğine inanıyorum. Bu konu AK Parti hükümetleri olarak bizimde önemsediğimiz bir kondur. Özellikle mensubu bulunduğumuz dinin ve kültürümüzün yaklaşımları dikkate alındığında bugün gelinen noktanın çok iyi bir nokta olduğunu düşünüyorum. Bu konuda yasal düzenlemeleri sadece kifayet edeceği düşünülmesin. Bu tip organizasyonlarla toplumun bilinçlendirilmesi önemli bir durumdur. Bu açıdan da bu panel önem arz etmektedir” diye konuştu.
“TOPLUMUN BİLİNÇLENDİRİLMESİ GEREKİYOR”
Kadın haklarından ve yasaları hakkında bilgi veren Serdar, "Kadının mevcut vizyonundan hareketle mağdur olduğu ve olumsuzluklara ilişkin Birleşmiş Milletler sözleşmesi 1981 yılında düzenlendi. Türkiye’de ise 1985 yılında bu sözleşmeyi imzaladı. Bu sözleşmeden hareketle ondan sonraki süreçte yasalarımızın bu sözleşmenin çerçevesine uyarlama konusunda çeşitli adımlar atıldı. Özellikle AK Parti hükümetleri döneminde biz bu konuyu çok geniş kapsamlı ele aldık. Kadın ve Ailelerden Sorumlu Bakanlık ile bunu çeşitli alanlarda tartıştık. Kadının fizyonimisinden hareketle negatif durumda olması nedeniyle bu negatifliğinin yasal düzenlemelerle pozitif ayrımcılık ile bunu gidermeye çalıştık. Ama bu yeterli değil. Tedbirleri sadece cezaların niteliği artırarak ya da infaz rejimini değiştirerek sonuç alınması diye bil olgu yok. Bu konuda özelikle erkek egemenliğini baskın olduğu yörelerde çeşitli eğitim seminerleriyle, sosyolojide dikkate alınarak çeşitli kültürel ve eğitsel çalışmalarla toplumun bilinçlendirilmesi gerekmektedir” ifadelerinde bulundu.
“TÜRKİYE’DE KANAYAN BİR YARA”
Temel bir insan hakkı ihlali olan kadına yönelik şiddetin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok önemli toplumsal sorunlardan bir tanesi olduğunu söyleyen Elazığ Valisi Murat Zorluoğlu, şu ifadelerde bulundu:
“İster toplumsal, isterse özel yaşamda meydana gelsin, kadına yönelik şiddet kadının fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik açıdan zarar görmesine ve acı çekmesine yol açan, kadının temel hak ve özgürlükleri ile onurunu zedeleyen haksız, hukuksuz bir eylemdir. Kadına yönelik şiddeti mazur gösterebilecek, ne insani ne de İslami manada hiçbir gerekçe bulunmamaktadır. Kadına yönelik şiddet olaylarına, ailede, işyerinde, sokakta, okulda, genel anlamda sosyal hayatın her aşamasında rastlanmaktadır. Ama ne yazık ki kadınlarımızın, en iyi korundukları yer olarak düşündüğümüz aile içinde daha fazla ve yaygın bir şekilde şiddete maruz kaldıkları görülmektedir” diye ifade etti.
Toplumların gelişmişlik, demokratikleşme ve uygarlık seviyeleri kadın hakları konusundaki hassasiyetleri ile ölçülmekte olduğunu vurgulayan Zorluoğlu, “Bunun bilincinde olarak son yıllarda genel olarak insan hakları ve özel olarak da kadın hakları konularında gerek yasal düzenlemeler ve gerekse uygulamalar anlamında önemli ilerlemeler kaydettiğimizi memnuniyetle ifade ediyorum. Kadın-erkek eşitliği, kadının insan haklarının korunması, kadının birey kimliğinin güçlendirilmesi gibi konularda önemli yasal değişiklikler, ilerlemeler sağlandı. Bunlara ilaveten, Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kanayan bir yara olan, kadınların hayatına mal olan, olmasa bile sakat bırakabilen, korku içinde yaşamalarına yol açan, aileleri parçalayan, toplumsal kaynakların israfına yol açan ve birçok toplumsal soruna kaynaklık eden aile içi şiddet ve töre cinayetlerinin sona erdirilmesi için de önemli adımlar atıldı” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Ulusal Program Koordinatörü Meltem Ağduk’un kadına yönelik şiddeti dünyadan ve Türkiye’den örneklerini gösteren sunum yaptı. Program farklı meslek gruplarından panelistlerin sunumu ile sona erdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!