Güncelleme Tarihi:
Ali Can ZERAY/EDİRNE, (DHA)- TRAKYA Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Abdullah Taş, önceki gün hayatını kaybeden, 10 yaşındaki İdil Duru Gür'ün şeker hastası olmadığını ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle beyin ölümü gerçekleşerek, yaşamını yitirdiğini açıkladı.
Çanakkale'nin Gelibolu ilçesindeki 26 Kasım İlkokulu'nun 4’üncü sınıf öğrencisi İdil Duru Gür, 20 Kasım akşamı Gazi Süleymanpaşa Mahallesi’ndeki evlerinin önünde aniden fenalaştı. Küçük kız, önce Gelibolu Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı, oradan da Çanakkale Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Kalbi duran küçük İdil, yapılan kalp masajıyla yaşama döndürüldükten sonra hayati tehlikesi nedeniyle Edirne'deki Trakya Üniversite Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Çocuk yoğun bakım ünitesine alınan Gür, 7 günlük tedavinin ardından hayatını kaybetti. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof.Dr. Abdullah Taş, Prof.Dr. Filiz Tütüncüler ve Yard.Doç. Dr. Nükhet Çiftdemir ile birlikte İdil'in ölümü nedeniyle bilgilendirme toplantısı düzenledi. Küçük kızın şeker hastası olmadığını belirten Taş, 'şeker koması'na girerek, öldüğü ifadelerinin doğru olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Taş, küçük İdil'in çoklu organ yetmezliği nedeniyle beyin ölümü gerçekleşerek, hayatını kaybettiğini açıkladı.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard.Doç.Dr. Çiftdemir de İdil Duru Gür'ün tedavi sürecini anlatarak, ölümün şeker hastalığına bağlı olmadığını dile getirdi. Çiftdemir, şunları söyledi:
"Hastamız, 22 Kasım tarihinde yaklaşık 18.00 sıralarında ablasıyla sokakta yürürken, aniden düşme yakınmasıyla getiriliyor. Öncesinde okuldan geldikten sonra annesine göğsünün ağrıdığı şikayetini dile getiriyor. Hastanın kalbinin durması üzerine Çanakkale'de canlandırma uygulanarak, 15 dakika süren canlandırma sonucunda kalp geri dönmüş halde bize sevk ediliyor. Hastayı 23 Kasım saat 04.00 sıralarında Çocuk Yoğun Bakım servisi hastayı kabul ettik. Hastanın spontan solunumu yok, mekanik vantilatöre bağlı, şuuru kapalı, kötü durumdaydı. Tetkiklerinde de tüm organlarının bu geçirmiş olduğu resüsitasyon (kalp masajı) sonucunda etkilendiğini, tüm vücudunun oksijensiz kaldığı bulgularını saptadık. Bunun sebebini aydınlatmaya yönelik tüm tetkikleri karaciğer batın, beyin görüntülemeleri yapıldı. Kalbi aritminal ve yapısal bozukluklar açısından değerlendirildi. Hasta geldiği andan itibaren organ yetmezlikleri gittikçe ilerleyerek, beyin ölümüyle kaybedildi. Bu dönemde hiçbir şekilde şeker hastalığı şüphemiz olmamıştır. Ölüm nedeni şeker hastalığına bağlı değildir, çoklu organ yetmezliğine girerek, hasta kaybedilmiştir. Hastamız, zaten şeker hastası değil; önceden de şeker hastalığı tanısıyla takip edilmiyor."
'DİYABETİK ÇOCUKLAR VE AİLELERİ ENDİŞE ETMESİN'
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tütüncüler ise 'Şeker komasına girerek, öldü' ifadesinin diyabet hastası çocuklar ile aileleri arasında endişe yarattığını; ancak küçük İdil'in şeker hastası olmadığı gibi bu durum nedeniyle hayatını kaybetmediğini söyledi. Tütüncüler, "Diyabetik çocuklar ve aileleri, sürekli bizi arayarak, 'Bizim çocuğumuzun başına da böyle bir şey gelebilir mi?' diye endişe içerisinde rahatsız oldu. Aslında vefat eden çocuğumuzun diyabetle ilgili yani şeker hastalığı ile ilgili ya da şeker komasıyla ilgili klinik ve laboratuvar bulgusu yoktu. Böyle bir tanı konmamıştı. Bunu özellikle belirtmek istiyoruz ki ailelerimiz, rahat etsinler. Tabi ki diyabet çok önemli, erken tanı konulmadığı takdirde çocuklar, karşımıza diyabetik ketoasidotik komayla gelebilirler; ama bu durum tedavi edilebilir, evet tedavi sırasında da risk faktörleri vardır. Beyin şişmesi gibi bu da sorunlara yol açabilir, yoğun bakımda iyi ellerde bu sorun düzeltilebilir. Sonrasında hayatlarında normal bir şekilde bu çocuklar sadece insülin kullanmak ve beslenmelerine dikkat etmekle normal hayatlarına devam edebilirler. Ailelerimiz, lütfen endişe etmesinler. Biz, özellikle vurgulamak istedik" diye konuştu.
FOTOĞRAFLI