Güncelleme Tarihi:
EDİRNE,(DHA)- TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin uluslararası ödüllü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sadık Kakaç, Trakya Üniversitesi'nden gerçekleştirilen Uluslararası Katılımlı 4'üncü Anadolu Enerji Sempozyumu'nda 3 Nisan'da temeli atılan Akkuyu Nükleer Santrali'nin geç atılmış bir adım olduğunu belirterek, "Bugün dünyada muhtelif şehirlerde 440'ın üzerinde nükleer santral vardır. Komşularımızda da var. Bir tane Türkiye'de olsun ne fark eder?" dedi.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nin uluslararası ödüllü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sadık Kakaç ve Nevada Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Yunus Ali Çengel Edirne'de başlayan Uluslararası Katılımlı 4'üncü Anadolu Enerji Sempozyumu'nda Türkiye'de de temeli atılan nükleer santralle ilgili açıklamalarda bulundu. Akkuyu Nükleer Santrali'yle ülke gündemine gelen nükleer enerjiyle ilgili konuşan TOBB Ekonomi ve Teknoloki Üniversitesi'nden Prof.Dr. Sadık Kakaç, dünyada çeşitli ülkelerde 440'ın üzerinde nükleer santral olduğunu belirtti. Gerekli önlemlerin alınması halinde nükleerle ilgili sorun olmayacağını dile getiren Prof.Dr. Kakaç, "Biliyorsunuz 3 Nisan'da sayın Cumhurbaşkanı Beştepe'de merasimle uzaktan temelini attılar. Bu Akkuyu'da kurulacak 4 üniteden birisi. Diğer 4 ünitede Sinop'ta kurulacak. İlk santralin temeli şimdi atıldı. Bu santral 1200 megawat gücünde bir santral ve 7 yıl sonra biter. Çünkü nükleer santrallerin kurulması biraz uzun sürer. Dolayısıyla şimdiye kadar hep kömür santrallerinden ve karbondioksitten şikayet ediliyordu. Nükleer santrallerin en büyük avantajlarından birisi de karbondioksit salınımları yoktur. Hatta temiz enerji grubuna dahildir" dedi.
Zararı olmayan hiçbir enerji üretiminin olmadığını söyleyen Kakaç, "Nükleer santrallerde de evet problemler vardır ama teknik bakımdan bu problemler halledilmiştir. Bugün Dünya'da muhtelif şehirlerde 440'ın üzerinde nükleer santral vardır. Komşularımızda da var. Bir tane Türkiye'de olsun ne farkeder. Dolayısıyla nükleer santralin sorunları teknik bakımdan çözülmüştür. Bu adım biraz da geç kalınmıştır. Çünkü Akkuyu'nun seçimi ve lisansı 1976 yılında alınmıştır. Çünkü yerin seçimi önemlidir. Deprem olmayacak, kalabalık bölgelerin yanında olmayacak, deniz kenarında olacak. Yani bütün şartları yerine getiren Akkuyu için hiçbir sorun yok. Zaten Dünya'da mevcut kriterler var. O kriterleri gerçekleştirmeden kurmak mümkün değildir. O şartları gerçekleştirdiğiniz takdirde içinde bulunduğumuz kampüse bile santral kurabilirsiniz" ifadelerini kullandı.
'NÜKLEERDEN ÇEKİNMEK İÇİN BİR SEBEP YOK'
Nevada Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Yunus Ali Çengel ise nükleer enerjinin bir dünya gerçeği olduğunu belirterek, "Şu anda çok sayıda ülkede nükleer santraller kuruluyor, eskiler devirden alınıyor, yeni teknolojiler de geliştiriliyor. O yüzden nükleer enerji kalıcı bir şey. Maliyet, risklerin azaltılması ve konum olarak doğru modellendiği sürece nükleer enerjiden çekinmek için bir sebep yok. Bunun bir şekilde enerji karışımının bir parçası olması lazım. Bunda da bir sıkıntı yok" dedi.
Her enerjide olduğu gibi nükleerde de güvenlik açısından sıkıntıların olabileceğini dile getiren Prof.Dr. Çengel, "Kömür santrallerini düşünün, madenler de kaç kişi ölüyor. Güneşe bakın, güneş radyasyonundan dolayı her yıl binlerce kişi kanser oluyor. Ama bu demek değildir ki onlar kötü enerji. Sadece tedbirlerinin alınması lazım. Şu anda da bütün dünya tedbirlerini alıyor. O nedenle nükleer enerjiye olumlu bakmak lazım. Nükleer enerji yatırımlarına da ekonomik olarak bakmak lazım. Ekonomik olarak olumlu olduğu sürece enerji karışımının parçası olması gayet mantıklı. Zaten bütün dünya bunu yapıyor. Şu anda nükleer enerji kötü bir şey değil. Amerika'da çok daha güvenli ve verimli teknolojiler de geliştiriliyor. O yüzden bir rönesans yaşanması dahi mümkün. Yani olumlu ve temkinli yaklaşmak lazım. Akıl ve bilim bunu gerektirir" şeklinde konuştu.