Edirne'de kuraklık ve hastalığa karşı dayanıklı yeni ayçiçeği türü geliştirildi

Güncelleme Tarihi:

Edirnede kuraklık ve hastalığa karşı dayanıklı yeni ayçiçeği türü geliştirildi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2024 10:03

Edirne'de kuraklık ve hastalığa karşı dayanıklı yeni ayçiçeği türü geliştirildi

Haberin Devamı

Olgay GÜLER-Umut IŞIK/EDİRNE, (DHA)-TÜRKİYE'nin tarımsal üretimde önemli tohum ıslah merkezlerinden biri olan Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü (TTAE) bünyesinde, son yıllarda artan kuraklığa ve hastalıklara yüksek ölçüde dayanıklı olduğu tespit edilen 1931 CL türü ayçiçeği geliştirildi.

Türkiye'nin yağlık ayçiçeğinde önemli üretim merkezlerinden Edirne'de ıslah faaliyetlerini sürdüren (TTAE), önemli bir çalışmaya imza attı. Müdürlük bünyesinde; kuraklık ile orobanş (canavar otu) ve mildiyö (köse) hastalıklarına karşı yüksek ölçüde dayanıklı 1931 CL türü ayçiçeği geliştirildi. TTAE Müdürü Adnan Tülek, yeni türün son yıllardaki iklim değişikliği kaynaklı kuraklık nedeniyle mağduriyet yaşayan üreticiye alternatif olmasının beklediklerini söyledi. Tülek, 1931 CL'nin verim potansiyelinin de yüksek olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

'280 KİLOGRAM CİVARINDA BİR VERİM POTANSİYELİ SÖZ KONUSU'

Bugüne kadar 50 çeşit ayçiçeği geliştirdiklerini söyleyen Tülek, "Ayçiçeği ıslah çalışmaları müdürlüğümüz bünyesinde 1970'li yıllarda başlamış olup, günümüze kadar 50 tane hibrit ayçiçeği geliştirilmiştir. Son zamanlarda yine yaygın olarak ekimi yapılan, bölgemizde üretimi yapılan çeşitlerden kısaca bahsedecek olursak; bunlar SUN 2259 CL, TR 2242 CL, YDM 2239 CL olmak üzere bunlara en son 2024 yılında tescil ettirilen, yeni geliştirilen 1931 CL çeşidimiz ilave edildi. 1931 CL hibrit yağlık ayçiçeği çeşidi, 2024 yılında tescil edildi. Tabii tescil öncesindeki dönemde de farklı bölgelerde de üretimleri yapıldı. Bu kapsamda bakıldığında çeşidimizi değerlendirdiğimizde; sulama yapılmayan alanlarda 280 kilogram civarında bir verim potansiyeli söz konusu. Yine sulama yapılarak yetiştiriciliğin yapıldığı yerlerde de 440 kilogram civarında ortalama verim değerleri elde edilmiştir. Tabii bizim buradaki ıslah çalışmalarındaki amacımız; verimli, verim potansiyeli yüksek olan çeşitleri geliştirmek, bunun yanında da verimi etkileyen hastalık ve zararlara karşı yüksek derecede toleranslı çeşitler geliştirmek" dedi.

Haberin Devamı

'BÜTÜN ÇEŞİTLER, CANAVAR OTUNA KARŞI TOLERANSLI OLMAK ZORUNDA'

Ayçiçeğinde verimi olumsuz etkileyen en önemli koşulların başında hastalık ve zararlıların geldiğini belirten Tülek, "Bölgemizde ve ülke genelinde bakıldığında; ayçiçeğinde verimi etkileyen en önemli zararlılardan bir tanesi, orobanş olarak tarif ettiğimiz tam parazit bir yabancı ot olup, verimi sınırlandıran önemli bir unsurdur. Bu kapsamda bütün materyalimizi ıslah süreci boyunca kontrollü sera koşullarında, sert yine tarla koşullarında, yine laboratuvar koşullarında çeşitlerimizi hastalık ve zararlılara karşı test ediyoruz. Bulunduğumuz serada kış boyunca ıslah materyalini başta orobanş olmak üzere çiftçi arasında 'canavar otu' olarak bilinir. Bu kapsamda her yıl yaklaşık 10 bin civarında ıslak materyalimizi test ediyoruz. Orobanş ya da canavar otu dediğimiz tam parazit, ayçiçeğinde verimi sınırlandıran, aynı zamanda bitkinin besin maddelerine ortak olarak bitkinin besin, su, mineralini tamamen ayçiçeğinden karşılamakta. Dolayısıyla ayçiçeğinde verimi bitiren önemli bir unsur. Islah programı kapsamında geliştirdiğimiz bütün çeşitler, bu bahsettiğimiz canavar otuna karşı toleranslı olmak zorunda" diye konuştu.

Haberin Devamı

MİLDİYÖYE KARŞI DA YÜKSEK TOLERANSLI

Verimi etkileyen bir diğer faktörün halk arasında 'köse hastalığı' olarak bilinen mildiyö olduğunu anlatan Tülek, "Mildiyö hastalığı erken dönemde, iki üç yapraklı dönemde enfeksiyon oluşturuyor. Biz de tabii kurak dönemlerde kaçınmak için ayçiçeği bitkisini olabildiği sürece erken dönemde ekmek zorundayız. Bu durumda da mart sonu geç ekimler yapıldığında eğer bu çeşitlere karşı da toleranslı değilse, çeşitlerde hastalık gelişimi söz konusu. Bilindiği üzere günümüzde hastalık ve zararlarla mücadelede en çevreci yöntem yine en ekonomik, en ucuz yöntem hastalık ve zararlılara karşı toleranslı çeşitlerin geliştirilmesidir. Bu kapsamda geliştirdiğimiz, biraz önce de bahsettiğimiz 1931 CL çeşidimiz gerek orobanş ya da canavar otuna karşı gerekse de mildiyö, çiftçi arasındaki tabiriyle köse hastalığına karşı da yüksek derecede toleranslı çeşitlerimiz" dedi.

Haberin Devamı

'KURAKLIKTAN ÇOK ETKİLENMEDİĞİ GÖRÜLMÜŞTÜR'

Adnan Tülek, "1931 CL çeşidimizin bugün yurt içinde sertifikalı tohum üretimi yapılmakta. 2024 yılı içerisinde çeşidin sertifikalı tohumluk üretimleri yetkilendirilmiş tohumluk firması tarafından yapılmıştır. 2025 yılında çiftçimizin ekim sezonunda hizmetine sunulması planlanıyor. 1931 CL çeşidimizin sertifikalı tohumluk üretimleri, 2024 yılında Trakya bölgesi başta olmak üzere birçok ilimizde denemesi yapıldı. Özellikle son yıllarda yaşanan kuraklığı da dikkate aldığımızda geliştirilen 1931 CL çeşidimizin kuraklıktan çok etkilenmediği görülmüştür. Bunun sebebini yine şu şekilde açıklayabiliriz; ıslah çalışmalarını doğal koşullarda yapıyoruz. Dolayısıyla burada seleksiyonlarda bunun da etkili olduğunu düşünüyoruz. Bunun da önemli bir kriter olduğunu düşünüyoruz. Yazlık ürünlerde özellikle ayçiçeği gibi ürünlerde de son yıllardaki iklim değişikliği olumsuz olarak etkiliyor. Bizler de tabii bu kapsamda da kurağa toleransın yüksek olmasıyla ilgili değişik Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz. Çeşitlerimizin de performansının bu anlamda bakıldığında olumlu olduğunu görüyoruz" diye konuştu. (DHA)

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!