Güncelleme Tarihi:
EDİRNE (AA) - Diyanet İşler Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Demokrasi götürüyoruz denilen her yere sadece zulüm, şiddet, vahşet taşındı. Bunlar, yok sayılarak, bu sebepler yok sayılarak, bütün bunların neticelerini ve bu neticelerde yaşanan şiddeti Müslümanlara mal etmek, İslam'a yapılabilecek en büyük haksızlık olur" dedi.
Görmez, Margi Otel’de düzenlenen 30. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nda, yıllarca dünyadaki çeşitli coğrafyalara "medeniyet götüreceğiz" denilerek hiçbir şey götürülmediğini söyledi.
Bugün Türkiye'nin Afrika'daki Müslümanlarla ilişkilerinin geliştiğini ifade eden Görmez, "Sömürgelere maruz kalan bütün Afrika'yı görüyoruz ve biliyoruz ancak medeniyet adına bu topraklara hiçbir şeyin taşınmadığını görmenin hüznünü yaşıyoruz" diye konuştu.
Görmez, Afrika'nın birçok yerindeki insanların karnını doyuracak ekmek bulamadığını anımsattı. Yeryüzünde gelişmiş en büyük silahların insanların elinde olmaya devam ettiğini ifade eden Görmez, şöyle devam etti:
"Biz Somali'yi Türkiye olarak Sayın Başbakanın ilk ziyaretinde Türkiye'den bir uçak dolusu insanlar olarak ziyaret ettik. Somali'de acı acı şunu müşahede ettik. İnsanların sahip olduğu silahlar, araçlar, insanları korumak için yani güvenliği sağlamak için kullanılsaydı hiç kimse ne aç kalır, orada ne açlık olur ne sefalet olur. Üzülerek ifade edeyim, medeniyet götürüyoruz denilen hiçbir yere medeniyet götürülmedi. Arkasından demokrasi götürüyoruz denilen her yere sadece zulüm, sadece şiddet, sadece vahşet taşındı. Bunlar, yok sayılarak, bu sebepler yok sayılarak, bütün bunların neticelerini ve bu neticelerde yaşanan şiddeti Müslümanlara mal etmek İslam'a yapılabilecek en büyük haksızlık olur."
-"Dinler arası diyalog başlığı altında olmaz"
Görmez, Papa'nın Türkiye ziyaretinde bazı konuların ele alındığını, özellikle diyalog kelimesinin görüşmelerde de ifade edildiğini belirtti.
Diyalog kelimesinin kirlenen bir kelime olduğunu ifade eden Görmez, şöyle devam etti:
"Yeni bir iletişim biçimi geliştirilmek isteniyorsa, bu kilisenin kendisinin ilan ettiği dinler arası diyalog başlığı altında olmaz, olamaz dedim. Çünkü Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında, Müslümanlarla Yahudiler arasında, Müslümanlarla herhangi bir din mensupları arasında hakka ve adalete dayalı olarak insani ve sosyal her türlü ilişki olur. Ancak tevhid ve teslis arasında diyalog olmaz. Bunu toplumlar, topluluklar birbirlerini kandırmasınlar diye söylüyorum ancak hakka ve adalete dayalı yeni ilişkilerin kriterleri konuşulabilir. Benim önerim şu oldu, Kudüs bugün üzülerek belirteyim bir çatışmanın merkezi olarak dile geliyor. Kudüs her üç dinin de mukaddes kabul ettiği bir mekandır. Öyleyse 'Kudüs kriterleri' başlığı altında birlikte yaşama ahlakının kriterlerini konuşalım. Birlikte yaşama hukukunun kriterlerini konuşalım. İnanın son 40 yılda 1960'lı yıllardan bugüne kadar 'dinler arası diyalog' başlığı altında yapılan hiçbir toplantı insanlığa hiçbir şey katmamıştır."
- "Hakka ve adalete dayalı birlikte yaşama"
Görmez, kilisenin ilan ettiği başlıkla yol almanın mümkün olmayacağını vurguladı.
Göreve geldiği yıldan bu yana herkesin hakikatten ve doğruluktan yana olması gerektiğini ifade ettiğini belirten Görmez, şunları kaydetti:
"Dinler arasında diyalog olmaz. Hele hele bazı yerlerde diyalog merkezleri kuruldu. Bu merkezlerde dinlerin ortak yönleri bir araya getirilmek suretiyle adeta melez bir din üretilme çabalarına da şahit olduk. Bu hiçbir Müslümanın kabul edebileceği bir şey değildir. Eğer kendi inancına saygı duyuyorsa herhangi bir Hıristiyan'ın da kabul edebileceği bir şey değildir. Tekrar ediyorum tevhid ile teslis arasında diyalog olmaz ama Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında Müslümanlarla gayrimüslümler arasında hakka ve adalete dayalı birlikte yaşamanın ahlakı, birlikte yaşamanın hukuku ve bunun kriterleri olur. Bunu da dünyaya armağan eden dinin mensuplarıyız biz."
(Bitti)