IHA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 13, 2016 09:26
YRD DOÇ. DR UĞUR"SEVGİ VARLIK AMACIMIZDIR" DEDİ
Yrd. Doç. Dr. Latif Onur Uğur, “hayatın varlığı, oluşumu, içeriği ve amacı sevgidir” dedi.
Sevgi Dersi’nin ülkemizde ilk kez Düzce Üniversitesi müfredatında yer almasında ve dersin okutulmasında büyük emekleri olan Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Latif Onur Uğur, sevgi ve Sevgi Dersi üzerine açıklamalarda bulundu.
Sevgi kavramını tanımlamanın çok güç olduğunu belirten ve yapılan bütün tanımların ortak noktasında sevginin temelde bir duygu olarak yer aldığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Latif Onur Uğur, “Şahsi tanımım için sevginin temel öğeleri olan ilgi, sorumluluk, saygı ve bilgiyi kullanmak isterim. Bu olguların içerdiği öğrenme, gelişme, geliştirme ve birlikte büyüme aksiyonlarını hayata geçirmesi gereken etkin ilgiye sevgi denilebilir” dedi.
Teknolojinin yaşam biçimlerini ve insan ilişkilerini etkilemesiyle ilgili düşüncelerini paylaşan Yrd. Doç. Dr. Uğur teknolojiyi; insan hayatını kolaylaştıran, iletişimi artıran, yeni kimselere, yeni alanlara ve aktivitelere açılmayı sağlayan itici ve kullanışlı bir güç şeklinde açıklayarak, “Teknoloji, yanlışlara, olumsuzluklara, hatalara götürebilecek tehlikelere de açık bir güçtür. Şimdi bu gücü iyi, doğru, makul sınırlar içinde ve olumlu amaçlar için kullanırsak bize getirileri olacaktır. Fakat ahlaka, ananeye, örfe, yasalara, dine aykırı tutumlar için kullanırsak ciddi yıkıcı etkilere maruz kalmak işten bile değildir” şeklinde konuştu.
SUÇU TEKNOLOJİYE ATMAYIN
Boşanma oranlarının artışında teknolojinin de payı olduğunu söyleyen fakat suçu teknolojiye atmanın ucuz bir çözüm yolu olacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Latif Onur Uğur, hayatını ve varlığını doğru anlamlandıran, insan ilişkilerinde saygı, anlayış, çaba, özveri ve güvenin gerekliliğine inanan, karşısındakine güven veren ve güvenen kimseler ile yuvanın kutsiyetini kavramış bireylerin hata yapma ve ilişkilerini yıkma ihtimallerinin azalacağını vurguladı.
Sevgi Dersi’nin ilk kez Düzce Üniversitesinde okutulması sürecinden bahseden Yrd. Doç. Dr. Uğur, “Kendi öğrenciliğimde ailemden ayrı kalıp sevgi ihtiyacı duymamdan, bunu da yaşadığım şartların yeterince karşılayamamış olmasından doğan bir fikirdir bu sevgi dersi konusu” dedi.
Bu konuda bir uygulama yapılmasını sürekli beklediğini ifade eden Uğur, “Bir gün madem kimse girişmiyor, ben bir şeyler yapayım da genç insanlara faydalı olayım, onlar benim çektiğim sıkıntıların daha azını çeksinler istedim” diyerek açıklamalarına devam etti.
SEVGİ DERSİ
Sevgi Dersi sürecinde sürekli olarak üniversite öğrencilerinin nitelikleri, ihtiyaçları, algılamaları, hedefleri ve hayata bakışları orijininde bilimsel araştırmalar ve yayınlar yaptığını, böylelikle kendi kuşağı ile bir sonraki kuşak arasındaki farklılıkları daha doğru değerlendirme imkanı bulduğunu ifade eden Uğur, sevgi üzerine dünyada daha önce tek bir kurs verildiğini ifade ederek, bu kursun içeriğine de ulaşamadığını belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Latif Onur Uğur, “Yıllar boyunca yapılan özenli ve amaçlı okumaları, hayata, mutluluğa, sevgiye dair yaptığım araştırmaları, ancak 45 yaşını geçtikten sonra bir araya getirip de çıkarım yapabileceğim seviyeye gelebilmiştim. İşe bilimsel, felsefi ve teolojik olarak üç ana bakış açısı ile yaklaşmanın uygun olacağı sonucuna vardım. Dersin açılması, verilmesi, geliştirilmesi konusunda Üniversitemiz Yönetiminden ve tüm çalışma arkadaşlarımdan büyük destekler gördüm. Tahmin edilebileceği üzere Sevgi Dersi, tek kişinin yapabileceği bir şey değil; tüm Üniversitemizin benimsemesi ve desteği ile hayata geçirdiğimiz örnek bir çalışmaydı” ifadelerini kullandı.
Öğrencileriyle beraber oluşturdukları “Sevgiye Dair” isimli kitap çalışmasından da söz eden Yrd. Doç. Dr. Uğur, “Dersine girdiğim öğrencilerden sevgiye dair birer yazı yazmalarını rica ettim. Hatta ödev verdim. Bu ödevlerden büyük bir katılımla çok güzel dönüşler aldım. Öğrencilerimin böylesine içli ve olumlu üretimlerinden istifade etmek gerekiyordu. Öncelikle Düzce yerel gazetelerinden birisi ricamızı kabul etti ve tüm öğrencilerimizin yazılarını günlük köşe yazısı olarak yayınladı. Çevreden gelen olumlu dönüşler ve sağladığımız mali imkanların da yardımı ile bu yazıları toplayarak “Sevgiye Dair” isimli bir kitap haline getirdik” dedi.
Sevgi Dersi’nde öğrencilerine üç ayrı anket uyguladığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Uğur, ilk ankette öğrencilerine sevgi kavramının nasıl algılandığına, sevginin nasıl tanımlanabileceğine ve sevginin öğrenilip öğrenilemeyeceği ile bu dersten neler beklediklerine dair sorular sorduğunu ifade etti. Dönem ortasındaki ikinci ankette sevgi dolu ilişkilerin nasıl olabileceği, böyle ilişkileri geliştirebilecek faktörler ile zararlı olabilecek faktörlerin neler olduğu ile ilgili sorular sorduğunu belirten Uğur, dönem sonundaki son ankette ise dersin sonunda öğrencilerin umdukları ve buldukları arasındaki farkları, kazanımları, eleştirileri ve dersin daha iyi verilebilmesi için önerilerini sorduğunu sözlerine ekledi.
Anket sonuçlarının yer aldığı bir bilimsel bildiri hazırlayarak uluslararası bir sempozyumda sunmanın, uzman, eğitimci ve akademisyenlerin yer aldığı büyük bir topluluğunun alkışları ile bunu kabul ettirmenin mutluluğunu da yaşadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Uğur, “Anketlerin sonuç verilerine göre evlatlarımız bu dersi almakla; sevginin öğrenilebilir olduğunu, aşk ile sevgi arasındaki ilişkiyi, sevginin verildiğinde azalmadığını, sevginin ifade edilmesinin önemini, insanların sevilmeye ve sevmeye yaşamsal gereksinim duyduğunu öğrenmişlerdir. Öğrencilerimiz ayrıca zamanın bizi beklemediğini, kendini geliştirmek gerektiğini, sevginin vermedikçe alınamayacağını, selamlaşmanın ve merhabalaşmanın önemini, anne ve baba sevgilerinin farklarını, yaşam hakkında pek çok şeyi daha doğru anlamlandırmayı öğrendiklerini ifade ettiler. Anket sonuçlarına göre; Sevgi Dersi’nin diğer derslerden farklı olmasını bekleyen ve gerçekten farklı olduğunu da ifade eden öğrencilerimizin oranı %97,8 iken, sevgiye verilmesi gereken önemin öğrenilmesi beklentisi ile gerçekleşme oranı % 98,9 seviyesindedir” şeklinde konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Latif Onur Uğur, “Kaynağımız, yaratılma amacımız, varlığımız ve varacağımız hep sevgidir. Hammaddemiz, yapımız, varlık amacımız, nihayetimiz de sevgidir. Gayet derin, güzel, özel bir olgudur sevmek. Bizi doğruya, iyiye, güzele, kurtuluşa götürecek yol da muhakkak sevgi yoludur. İster bilimsel, ister felsefi, ister dini olarak bakalım hayatın varlığı, oluşumu, içeriği ve amacı sevgidir. Sevgisizlik yok oluştur. Sevgi yaşam, büyüme, olgunlaşma, hemdem olmadır. Tüm dostlarımıza, ailelerimize, evlatlarımıza sevgiler sunuyor; sevgi dolu yaşamlarında uzman olmalarını, sevgi sanatını en güzel şekilde icra edecek sevgi sanatçıları olmalarını diliyorum” sözleriyle açıklamalarına son verdi.