IHA
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 28, 2015 12:27
DÜZCE'YE GELEN TÜRSAB HEYETİ ATIL DURUMDA DURAN EFTENİA OTELİ GEZDİ.
TÜRSAB Genel Başkanı Başaran Ulusoy,”Düzce’nin kıymetini bilmiyorduk çünkü ihtiyacımız yoktu. Şu an ise burası bizim oksijen çadırımız. Bu oksijen çadırı İstanbul’a da, Ankara’ya da lazım” dedi.
TÜRSAB Genel Başkanı Başaran Ulusoy ve TÜRSAB Bölge sorumlularının oluşturduğu bir grup Düzce’ye hayran kaldı. Gelen heyet kentte kurum ziyaretlerinin ardından Konuralp, Gölyaka Kültür Park, Eftenia Otel ve Güzeldere Şelalesini gezdi.
Yayla kültürünün olması Düzce için bir kazanç olduğunu işaret eden TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, “Burası güzel bir sevgili. Renk cümbüşü olan ve ağaçların ve kuşların şarkı söylediği bir yerdeyiz. Buraya gelmekten çok mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Doğanın korunduğunu ve ne olursa olsun yapılan yeni yapıların ahşap olması doğayla uyumlu olması beni mutlu etmiştir. Yayla kültürünün olması bu yöre için bir kazançtır. Düzce’de artık yaylalar kentidir. Herkes Düzce’yi düz olarak kabul ediyor. Halbuki Düzce yaylardan oluşuyor. Bugün karşılaştığım kültür mirasında da çok hayretler içinde kaldım. Biz dahi bilmiyoruz. Bir Roma, Bizans döneminin kalıntılarının burada çıkması, demek ki aşağıda yaşam yukarda ise dinlenme yerleri vardı. Bu insanların genlerinde yayla kültürü var” dedi.
“DÜZCE, İSTANBUL’A ANKARA’YA LAZIM”
“Biz Düzce’nin kıymetini bilmiyorduk çünkü ihtiyacımız yoktu” diyen Ulusoy, “İstanbul 5- 6 milyon nüfusa sahipken Şile, Kemerburgaz, Kilyos yetiyordu. Şimdi 17 milyon nüfusu var. Çevre illerle beraber 25 milyon nüfus var. Bu bölgenin oksijen çadırındayız. Bu oksijen çadırı İstanbul’a da, Ankara’ya da lazım. Tanıtım olarak destek vereceğiz, info gezileri yapacağız. Ama benim için en önemlisi yerel halkın ve basının buraya verdiği kıymetin ifadesidir. Bize burayı tanıtmak için elimizden geleni yapacağız. Bugün birkaç yeri görmüş olduk. 10 Eylül’de tekrar geleceğiz. Ulusal basını da getirmeye çalışacağım. Aralık veya Ocak aylarında da buraya 81 vilayetin yönetim kurullarını idare eden arkadaşlarımızla toplantı yapacağız. Ben Düzce’den 70’e yakın geçtim ama sadece tabelasını gördüm. Artık bu yörelerin yaylaları turizm alanları televizyonlarda konuşulmaya başlandı. Sapanca artık doldu. Düzce’ye doğru geliyor. Kızılcıhamam’a kadar bu uzayacak. Dünya’da küresel ısınmanın getirdiği bela buraya geç gelecek. Şu anda Orta Doğu neden buraya geliyor. 60 derece sıcaklıktan kaçıp buraya geliyor. Bunun kıymetini bilmiyorsunuz. Sizde bol var ve siz bilmiyorsunuz biz biliyoruz” diye konuştu.
“EFTENİ OTEL MİLLİ SERVET KURTULMALI”
Düzce’nin Gölyaka ilçesinde bulunan ve kaplıca oteli olarak yaptırılan ve şu anda atıl vaziyette duran Eftenia Otel’i de inceleyen heyet buranın bir an onca kurtarılması gerettiğini söyledi.
Başaran Ulusoy otel ile ilgili olarak ise “Milli servet kurtulması lazım. Az bir miktar para harcandığında hayat bulur. Çünkü taşların dili olsa konuşur ama nefes alırlar. Oranın yaşaması için işlemesi lazım. İşlemezse çürür. Bu bir avataj Düzce için. İki arkadaşıma telefon açtım. Dosyaları bana verecekler bizzat alakadar olacağım. 220 kişilik bir otel. Orada çalışacak olan sayı 100 kişidir. 100 kişi dediğiniz zaman 500 kişiye iş vereceksiniz demektir. Ama etrafında bulunan diğer ürün satanlarla beraber 220 kişilik otelin kazandırdığı katma değer 2 bin kişiye denk gelir. Dolayısı ile canlılık olur. Bir otel de diğerini doğurur. Yaylalarda yatırım yapacaklar doğayı ve yaban hayatı öldürmeden yapması lazım. Buraya küçük yatırımcılar gelecek. 25-30 yataklı bungolov tipinde ahşap binalar iş yapar. Yoksa taş yığını Avrupa’da dolu. 50-60 katlar var. Burada ağaçlar içinde binalar görülmeyecek. Düzce merkeze kent otelin yapılması lazım. O tarihi binalar ve kültür varlıkları kültür turlarını arttırır. Burada Akçakoca’da yelken var, dalış var, 35 kilometre sahil var. Bana göre bir cennet. Mavi Bayram yapılmış tesis var. Ceneviz Kalesi var onarılması lazım. Yani Düzce’nin geleceğinden umutluyum” şeklinde konuştu.