Çocuk Hakları Çalıştayında her türlü medya araçlarının etkin bir şekilde kullanılması, medya araçlarının yaptığı yayınların çocukların lehine olması, bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak için çok yönlü eğitim, seminer ve projelerin yapılması sonucu ortaya çıktı.
Düzce Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından 21 Nisan’da bölge illerin çocuklarının da katıldığı Çocuk Hakları Çalıştayı gerçekleştirilmişti. Çalıştaya, Kocaeli, Sakarya ve Bolu İlleri Çocuk Hakları Komitelerine üye olan 20’şer çocuk, Yalova ilinden de 5 çocuk ve Düzce’den Çocuk Hakları Komitesinden de 25 çocuk çalıştaya katılmıştı.
Çalıştay, dört oturum halinde 4 farklı konu çerçevesinde, 20’şer çocuktan oluşan dört grupla gerçekleştirilmişti. Gruplar, “Çocuğa Karşı Uygulanan Şiddet ve İstismarla Mücadele”, “Çocuk Haklarında Bilinçlilik ve Farkındalık Düzeyinin Arttırılması”, “ Bağımlılık ve Zararlı Alışkanlıklar İle Mücadele” ve “Çocuk İşçiliği ile Mücadele” konularını işlemişti.
Gruplarda, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde ve bağlı kuruluşlarında görevli meslek elemanları ve idareciler, Düzce Üniversitesinde görevli akademisyenler, Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürü ve Yeşil Düzce Özel Eğitim ve Uygulama Okulu Müdürü görev almışlardı.
Çalıştay boyunca mevcut problemler ve problemlerin çözümü hususlarında çocukların fikirleri ve görüşleri alınmış olup tüm konuşulanlar raporlaştırılmıştır.
ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN BİREYLERE VE AİLELERE YÖNELİK EĞİTİMLER VERİLMELİ
Çalıştayda A grubunda “Çocuğa Karşı Uygulanan Şiddet ve İstismarla Mücadele” konusu konuşuldu. Katılımcı çocukların genel olarak şiddet, ihmal ve istismar konusunda bilgi sahibi olduğu. Hemen hemen her çocuğun gerek çevresinde gerekse medyada şiddet, ihmal ya da istismar vakalarına tanık olduğu, bu yönde örnekler de verdikleri. Çocukların şiddete, ihmal ya da istismara maruz kalması halinde hangi kuruma ya da birime başvuracaklarını bilmedikleri. Toplumda çocukların şiddete maruz kaldıkları, ihmal ya da istismar edildikleri, bunun nedeninin ise ebeveynlerin yeterince hassas olmadığı, yeterli bilgiye sahip olmadığı. Şiddet, ihmal ve istismarın nedenlerinden birinin tüm medya araçlarında şiddete çok yer verilmesi olduğu. Şiddet içeren her türlü yayının yasaklanması gerektiği.
Tüm medya araçlarının şiddeti, ihmali ve istismarı önlemek için pozitif bir şekilde yayın yapması gerektiği. Öncelikle Milli Eğitim ve Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri olmak üzere ilgili tüm kamu kurumlarının şiddeti, ihmali ve istismarı önlemek için bireylere ve ailelere yönelik eğitimler ve programlar düzenlenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
ÇOCUK HAKLARI
B grubu ise “Çocuk Haklarında Bilinçlilik ve Farkındalık Düzeyinin Arttırılması” konusunu ele alındı. Katılımcılar Ülkemizde Çocuk Haklarıyla ilgili farkındalığın yeterli düzeyde olmadığı, eğitim, barınma, dinlenme ve tatil gibi haklarının çocuklar tarafından kullanılırken, özel yaşama saygı, duygu düşünce özgürlüğü, oyun hakkı, sağlıklı yaşam hakkı, serbest dolaşım hakkı, kültürel ve sanatsal faaliyetlere erişim hakkı, gelişim hakkı gibi hakların yeterli düzeyde çocuklara sunulmadığı değerlendirildi. Ailelerin ve okulların çocuk haklarıyla ile ilgili farkındalık düzeyinin yeterli olmadığı bu yüzden çocuk haklarını bilmeyen çocuklar ilerde ebeveyn olduklarında bu sorunun devem edeceği, bu hakların eşit koşullarda herkese sağlanması için devlet politikası şeklinde bütün çocuklara öğretilmesi ve politikaların içine yerleştirilmesi gerekli olduğu belirtildi.
OKULLAR ÇOCUK HAKLARININ İHLAL EDİLDİĞİ YERLER
Okulların çocuk hakları konusunda farkındalık yaratması gerekirken, çocuk haklarının yüksek düzeyde ihlal edildiği ortamlar olduğu söylendi. Bu yüzden öğretmenlere çocuk haklarıyla ilgili kendilerini geliştirmeleri gereken eğitim ortamları sunulmalıdır ve okulların çocuk haklarının savunucusu ve öğreticisi olması sağlanmalıdır. Okullarda bir yetişkin bir de çocuktan oluşan çocuk hakları temsilcisinin olması ve bu temsilcilerin çocuk hakları komitesi ve il yetişkin temsilcisi ile koordineli şekilde çalışması, ayrıca eğitim müfredatlarında ve okul etkinliklerinde çocuk haklarına daha fazla yer verilmelidir.
BELEDİYELERDE ÇOCUK HAKLARI MASASI KURULMALI
Çocuk Hakları Komitelerinin her ilde bilinçlendirme etkinlikleri yapması, medyada çocuk hakları haftasında daha çok bilgilendirici içeriklerin yer alması, bütün kamu kurumlarında çocuk haklarıyla ilgili farkındalık yaratılması önerilmiştir. Ayrıca belediyelerde çocuk hakları masalarının kurulması bu masalarda çocukların aktif olarak görevlendirilmesi değerlendirilmiştir. Çocuk ve medya konusu çocuk hakları bağlamında tartışıldığında çocukların medyada ‘çocuk’ temsilinden rahatsız oldukları ve büyük orandan çocuk haklarının ihlal edildiği değerlendirilmiştir. Çocukların, sadece reklam kampanyalarında ya da dizilerde olumsuz temsillerde (sorun yaratan, şımarık, tüketici, ben merkezci) yer aldıklarını ve bunun toplumun çocuk algısını olumsuz yönde etkilediğini belirttiler. Aile planlamasının da çocuk haklarının korunmasında önemli olduğu tartışılmıştır. Özellikle çocuk işçiliği, çocuk ihmali ve istismarı, çocukların suça sürüklenmesi gibi konularda devletin ve ailelerin aile planlamasına gitmesi gerektiği, ailelerin bakamayacakları, güvenli ortam sunamayacakları, sağlıklı büyütemeyecekleri koşullarda çocuk sahibi olmaları hususunda bilinçlendirilmeleri gerektiği belirtilmiştir. Günümüzde önemli bir sorun olan Sığınmacı Çocukların Hakları tartışılmıştır ve katılımcılar çocukların temel hakkı olan barınma, eğitim, sağlıklı gelişim, kimlik, sosyal uyum gibi haklara yeterli düzeyde sahip olmadıkları çocuklar tarafından ifade edilmiştir. Özellikle eğitim konusunda gerekli eğitim ortamlarının sunulması gerektiği, ayrıca çocuklara psiko-sosyal desteğin de sağlanması gerektiği vurgulandı.
BAĞIMLILIK VE ZARARLI ALIŞKANLIKLAR
C Grubunda ise “Bağımlılık ve Zararlı Alışkanlıklarla Mücadele“ konusunu ele alındı.
Tüm Sosyal medya araçlarında madde bağımlılığı konusunda kamu spotları, uyarıcı mesajlar, videolar ve kısa filmler ekranda kolayca görülebilecek şekilde yer alması sağlanmalı. Her mahalle, her köy, her sitede konu ile ilgili birimler kurulmalı ve bu konuda seminerler verilmeli. Toplum bilinçlendirme merkezi oluşturulmalı. Kolluk kuvvetlerinin, alkol testinde olduğu gibi madde kullananlara yönelik de teknolojik imkanlar kullanılarak testler yapabilmeleri sağlanmalı ve gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır.
OKULLARDA BAĞIMLILIK DERSİ OLMALI
Çocuklara enerjilerini olumlu kullanmaları için yeterli alan ve aktivite sağlanmalıdır. Çocuklar mutlaka en az bir sosyal alanda iyi derecede eğitim almalıdır. Okullarda bağımlılığın anlatıldığı ve tartışıldığı bir ders olmalıdır. İnternet ve teknoloji bağımlılığını önlemek için teknolojinin yararlı kullanımı gösterilmeli, çocuklar teknoloji ile neler kazanabilecekleri konusunda eğitilmelidir. Bağımlılığı önlemek sadece polisin görevi değildir; sosyal kurumlar ve mahalleler düzeyinde önleyici çalışmalar yapılmalıdır. Bu çalışmalarda çocukların özdeşim kurabileceği sevilen bireyler rol modeli olarak görevlendirilmelidir. Genel olarak çocuklar internet, sigara ve alkol, diğer maddeler ile ilgili kısıtlama ve cezalanmaların yaptırımı yüksek olması gerektiği konusunda hemfikir oldular. Topluma hizmet veren mesleklerin bağımlılık konusunda özellikle bilgi sahibi olmaları gereken tanı ve tedavi için dikkatli olmak gerektiği vurgulandı. Bağımlı bireylerin tıbbi ve sosyal rehabilitasyon hizmeti alabileceği merkezlerin artırılması ve rehabilitasyonu tamamlanan bireylerin diğer bağımlı bireylere yardımcı olmasını sağlayan bir sistem kurulması önerildi. Bağımlılığı önlemede akran etkisi üzerinde çalışmaların başlatılması gerektiği değerlendirildi. Bağımlılığın önlenmesi konusunda
film, afiş, medyanın daha etkin kullanılması mesajları verildi. Kolluk kuvvetlerine madde bağımlılığı ve zararlarına ilişkin seminerler verilmeli.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ
D Grubunda ise “Çocuk İşçiliği ile Mücadele” konusu konuşuldu. Çocuğun tanımı, çocuk haklarının neler olduğu, çalışan çocuk kavramı, çalışan çocukların hangi alanlarda karşımıza çıktığı, çocuk işçiliği sorununun çocuk, aile ve toplum düzeyinde oluşturduğu olumsuz sonuçlar ve çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik atılabilecek adımların neler olduğu konuları çalıştaya katılan çocuklar tarafından tartışıldı. Yapılan çalışma sonucunda katılımcı çocuklar tarafından çocuk işçiliği sorununun ortadan kaldırılmasına yönelik ülkelerin uluslararası sözleşmeleri kabul etmesi ve alınan kararlara riayet etmesi, toplumların da bu konulara açık, duyarlı ve destekçi olması. İstihdamın artırılarak yoksulluğun azaltılması ve aile bütünlüğünü sağlamaya yönelik çalışmaların yapılması. Yapılacak Aile eğitimleri ile aile bireylerinin bilinçlendirilmesi ve bu konuda ailelerin farkındalık düzeylerinin artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması. Devlet tarafından yasal yaş sınırları çerçevesinde çalışmasına müsaade edilen çocukların çalıştığı yerlerin denetimlerinin arttırılması ve takibinin yapılması. Çocuklarla ilgili MEB, ASPB gibi kurumların çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik yaptıkları çalışmalarının artırılarak bu konudaki projelerin etkin olarak desteklenmesi. Sosyal, ekonomik, eğitim ve rehberlik destekleriyle ailelerin güçlendirilmesi. Çocuk işçiliği sorununa neden olan işsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik, göç, çarpık kentleşme, çocuğun toplum içindeki değeri ve toplumun çocuğa bakış açısı konularına makro boyutlarda çözümler üreterek sorunun tamamen ortadan kaldırılması. Çocuklarını zorla çalıştıran ailelere bilgilendirme yapılması, uymadığı takdirde yaptırımların uygulanması. Çocuk ve çocuklara yönelik etkinliklerin artırılması, onların zevklerine, ilgi alanlarına yönelik eğitim ortamlarının oluşturulması. Teknolojik imkanlar kullanılarak çalışan ya da dilendirilen çocukların tespit edilerek ailelerinin belirlenmesi. Çocuk işçilerinin çalıştırılması sonucunda elde edilen ürünlerin boykot edilmesi ya da fabrikalarda işlenmemesi. Düzce Çocuk Hakları Çalıştayının sürekli hale getirilmesi ve tüm illerde yaygınlaştırılması konularında görüş birliğine varıldı.