DHA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2016 15:26
Yrd. Doç. Dr. Nasıroğlu: Cinsel istismarları gizlersek daha da artar
Ramazan YAVUZ- Serdar SUNAR/DİYARBAKIR (DHA)- ÇOCUK ve Ergen Psikiyatristi Yrd.Doç.Dr. Serhat Nasıroğlu, cinsel istismarın ve cinsel istismarcının her yerde, her şekilde ve her meslek grubunda da olabileceğini, rehber öğretmenler ve okul idarelerinin bu tür vakaları gizlememesi ve savcılıklara bildirmesi gerektiğini belirterek, "Bu tür vakaları gizlersek daha da artar" dedi.
Merkez Bağlar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Rehberlik Araştırma Merkezi tarafından merkez ilçelerdeki ilk ve ortadereceli okullarda görev yapan öğretmenlere 'zorunlu öğrenim çağındaki çocukların cinsel gelişimi' sempozyumu verildi. Sempozyuma İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Bayram Duman, Bağlar İlçe Milli Eğitim Müdürü Fikret Elaltuntaş, Bağlar Rehberlik Araştırma Merkezi Müdürü Mehmet Çelik ile yaklaşık 450 rehber öğretmen katıldı. Sempozyumda Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri Kliniğinden Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Yrd.Doç.Dr. Serhat Nasıroğlu, rehber öğretmenlere okullarda veya aile içinde cinsel istismara uğrayan çocuklarla ilk görüşmede nasıl bir teknik izleneceği, çocuğun tedavisinde nasıl bir yol izleneceği ve hukuki sürecin nasıl başlatılacağıyla ilgili bilgiler verdi.
Cinsel istismarların olduğu bazı okullarda bunun okul idaresi ve öğretmenler tarafından 'okul damgalanır' gerekçesiyle gizlendiğine değinen Yrd.Doç.Dr Serhat Nasıroğlu, "Bazı okullarda yaşanan bu tür vakalarla ilgili öğretmenler korktukları için savcılığa bildirimde bulunmayabiliyor. Mesela bir toplantıda bir çocuk babasının cinsel istismarına uğrarsa rehber öğretmen ne yapmalı? diye sordum. Bir öğretmen 'çocuk yurda verileceğine babasının evinde kalsın' diye görüş belirtti. Bu 'çocuk tecavüze uğrasın ama babasının evinde kalsın' anlamına geliyor. Böyle bir yaklaşım tarzı olamaz" dedi.
ÇOCUKLAR UYUR NUMARASI YAPIYOR
Aile içi veya hayatın her alanında cinsel istismara uğrayan çocukların niçin bağırıp yardım istemediğiyle ilgili soruların çok sık gündeme geldiğine dikkati çeken Yrd. Doç.Dr. Serhat Nasıroğlu, "Cinsel istismara uğrayan çocuk o anda şok oluyor. Bu çocuğa 'cinsel istismara maruz kalırken niye bağırmadın' diye sorulamaz. Aile içinde baba, amca, dayı veya kuzenin cinsel istismarına uğrayan çocuk onları görünce şok halini yaşıyor. Çocukların yüzde 90'ı ise sessiz kalıyor, uyur numarası yapıyor. Babasının cinsel istismarına maruz kalan bazı çocuklar ise babasının kendisini çok sevdiğini sanıyor ve bunu bir oyun gibi görüyor. Çocuk yıllarca bu olayı saklıyor. Sonra tetikleyici bir faktür devreye giriyor. Bu faktör ise babanın bu kez çocuğuna şiddet uygulaması. Şiddet gören çocuk önce annesine gidiyor ancak annesi inanmadığı için onu bu kez doktora götürüyor ve doktora kocasını bir melek gibi, dünyanın en iyi insanı gibi gösterip kızının yalan söylediğini aktarıyor. Yani anne kesinlikle inanmıyor buna. Cinsel istismara uğrayan çocuk hiç bir zaman artık eski çocuk değildir. Cinsel istismara uğrayan çocuğa terapi yaptım, tedavi ettim demek yetmiyor. Bu çocuklar korkuyu ve tehlikeyi daha iyi hissediyor. Travma böyle bir şeydir. Aşiret bağlarının güçlü olduğu yerlerde ise cinsel istismar vakaları gizli tutulmaya çalışılıyor. Çocuğun öldürülebileceği korkusuyla bu vakalar gizleniyor" dedi.
CİNSEL İSTİSMARLARI GİZLERSENİZ DAHA DA ARTAR
Bazı okullarda cinsel istismara uğrayan çocukların başlarına geleni öğretmenler veya okul idarelerine anlatmalarına rağmen özellikle okul idarelerinin 'okulumuz damga yer' endişesiyle gizlendiğini ve savcılığa bildirilmediğini ve bunun da suç olduğunu belirten Yrd. Doç.Dr. Serhat Nasıroğlu, "Bu sadece rehber öğretmenlerle ilgili değil, herkesle ilgili bir sorun bu. Bazı rehber öğretmenler bu tür vakalarla ilgili bildirimde bulunmaktan çekiniyor. Bildirimde bulunmamak ise suçtur. Size çocuk başından geçenleri aktardığında direkt savcılığa bildirimde bulunacaksınız ve takip edeceksiniz. Çünkü o çocuk sizin sorumluluğunuzdadır. Bazı yerlerdeki bazı okullarda 'Bizim okulumuzda cinsel istismar olursa okulumuz damgalanır' düşüncesiyle gizleniyor. Cinsel istismar her evde, her şehirde her dini mezhepte, her meslek grubunda da olabilir. Doktorlar, öğretmenler, islami muhafazakar kesimler, ateistlerde de olabilir. Bizim okulumuzda, bizim evimizde, bizim mesleğimizden çıkmaz dersek bunu arttırmış oluruz. Her meslek grubundan cinsel istismarcı çıkıyor. O nedenle bunu gizlememek ve suçluların ortaya çıkarılıp cezalandırılması için bildirimde bulunmalıyız" dedi.
Rehber öğretmenlerin de bu tür vakalarla karşılmaştıklarında ne yaptıkları ve yapmaları gerektiğiyle ilgili görüşlerini de dile getirdiği sempozyumda Yrd. Doç.Dr. Serhat Nasıroğlu, çocuk istismarında özellikle ilk görüşmenin oldukça önemli olduğunu belirterek, bu konuda öğretmenlere detaylı bilgiler verdi.
FOTOĞRAFLI