Güncelleme Tarihi:
Felat BOZARSLAN/DİYARBAKIR, (DHA)- DİYARBAKIR'da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) hizmet veren taşeron şirkette çalışırken, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından güvenlik gerekçesiyle işten çıkarılan İlhan Sain'in İş Mahkemesi'nde açtığı 'işe iade' dava reddedildi. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi'ne yaptığı başvurusu da reddedilen Sain, son olarak Yargıtay'a gitti. Yargıtay 9'uncu Hukuk Dairesi, araştırma yapılmadan iş davasının reddine karar verilmesine ilişkin her iki mahkemenin kararını bozdu. Yargıtay'ın gerekçesinde; terörle mücadele birimlerinden soruşturma evrakları, BTK'dan davacı ile ilgili bilgi ve belge ile Bank Asya'ya açılmış hesap, hesap hareketleri ve bankacılığa ilişkin işlemler olup olmadığı sorulmadan, davanın reddedilmesinin hatalı olduğu ve bozmayı gerektirdiği kaydedildi.
BTK Diyarbakır Bölge Müdürlüğü'ne hizmet veren taşeron şirkette 7 yıl büro elemanı olarak çalışan İlhan Sain, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) 15 Temmuz darbe girişiminin ardından güvenlik gerekçesiyle işten çıkarıldı. Sain'in avukatı Siracettin Irmak, müvekkilinin sürekli ve kesintisiz çalıştığını, işten çıkarılma gerekçesinin soyut olduğunu, müvekkili hakkında 7 yıldır herhangi bir disiplin soruşturması açılmadığını belirterek, Diyarbakır 2'nci İş Mahkemesi'ne işe iade davası açtı.
196 BTK PERSONELİNİN İŞİNE SON VERİLDİ
Mahkemeye BTK tarafından gönderilen cevap dilekçesinde ise yüklenici firma ile hizmet sözleşmesi imzalandığı belirtilerek, şöyle denildi:
"Davacı, yüklenici firma ile sözleşme imzalamış ve kurumda büro elemanı olarak istihdam edilmiştir. BTK, 15 Temmuz 2016 günü ülkemizde yaşanan talihsiz kalkışma sonrası, haberleşme sektörünün düzenleyici ve denetleyici otoritesi olan kurum projelerinde ekteki listede yer alan personelin güvenlik tedbirleri nedeniyle çalışmasının uygun bulunmadığını yüklenici firmaya bildirmiştir. Firma personeli olan davacının iş sözleşmesi doğrudan BTK tarafından değil, yüklenici firma tarafından sona erdirilmiştir. Anayasal düzeni tehdit eden FETÖ yapılanmasına aidiyeti, irtibatı ve iltisakı bulunan, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen kişilerin, ülkemizi uğrattığı zararlar ve halen tehdit unsuru olmaları nedeniyle ciddi önlemler alınması zarureti hasıl olduğundan, zorunluluk kapsamında davacının BTK projelerinde çalıştırılmaması gerektiği belirtilmiştir. Davacı ile kurum arasında yapılmış bir iş akdi yoktur. KHK ile 657 sayılı Kanun'a tabi çalışan 196 BTK personelinin kamu görevine son verilmiştir. FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan, kurum personeli olmasa da kurumda istihdam edilen 24 kişinin güvenlik tedbirleri nedeniyle çalışmasının uygun bulunmadığı bildirilmiştir. Davacı kurumda çalıştırılması güvenlik açısından tehdit oluşturduğu için davanın reddi gerekmektedir."
YÜKLENİCİ ŞİRKET: BTK İŞTEN ÇIKARDI
Yüklenici firma avukatı Mesut Yıldız ise mahkemeye gönderdiği dilekçede Sain'in görevine kendilerinin son vermediğini belirterek, "Davacının işine son verilmesi BTK tarafından gerçekleştirilmiştir. Yüklenici şirket, kurumun emir ve talimatlarına uymak zorundadır. Davada asıl işveren - alt şveren ilişkisi olmadığından, reddi gerekmektedir" dedi.
ZORLA BAĞIŞ TOPLANDI
İlhan Sain yargılama sırasında alınan ifadesinde 2012 yılında kurumda çalışırken FETÖ'nün Sızıntı dergisine üye yapıldığını, 2015 yılında yapılan teftişte kurum memurları hakkında zorla bağış adı altında para toplandığı şeklinde suç duyurusunda bulunulduğunu, bu kapsamda bütün çalışanların yazılı ifade verdiğini, kendisinin de Sızıntı dergisine zorla üye yapıldığını ifadesinde belirttiğini, ancak kendisine buna ilişkin bir dönüş olmadığını söyledi.
MAHKEMELERİN RET KARARI YARGITAY'DAN DÖNDÜ
Tarafların yazılı savunmalarının ardından 10 Ocak 2017 günü davayı karara bağlayan Diyarbakır 2'nci İş Mahkemesi, toplanan kanıtlara dayanılarak davanın reddine karar verdi.
Bunun üzerine İlhan Sain'in avukatı Siracettin Irmak, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi'ne istinaf başvurusu yaptı. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9'uncu Hukuk Dairesi de yerel mahkemenin kararının yasaya uygun olduğunu belirterek, istinaf başvurusunun reddine karar verdi. Davanın her iki mahkemece reddedilmesi üzerine Sain'in avukatı Yargıtay'a başvuru yaptı. Dosyayı inceleyen Yargıtay 22'nci Hukuk Dairesi, İstinaf Mahkemesi ve Diyarbakır 2'nci İş Mahkemesi'nin davanın reddi kararlarının bozulmasına hükmederek, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemeye gönderilmesine hükmetti.
'İŞVEREN FESHİN SEBEBİNİ İSPATLA YÜKÜMLÜDÜR'
Yargıtay kararında, işçinin davranışının işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde işten çıkarılması için geçerli bir neden olabileceği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu iş yerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. İşçinin iyi niyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucu iş ilişkisine devam etmek işveren için çekilmez hale gelmişse, güven temeli çökmüşse, işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. İşçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, iş yerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa fesih hakkı doğar. Feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, iddiasını ispatla yükümlüdür."
YARGITAY: ARAŞTIRMA YAPILMADAN RET, HATALI
İş Mahkemesi'nde verilen ara kararda, davacı ile ilgili güvenlik tutanağının sunulması ve soruşturma sonucu ile ilgili evrakların mahkemeye sunulması talebinin davanın esasına etki etmeyeceği gerekçesiyle reddine karar verildiğini belirten Yargıtay, yargılama sonucunda da davanın reddine dair hüküm kurulduğunu kaydetti. Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Davacı tarafın talepleri reddedilerek, taleplerine yönelik araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin dosyanın kapsamına uygun düşmediği görüldüğünden, davacı taraf taleplerine yönelik araştırma yapılmalıdır. Ayrıca, davacı hakkında mevcut ise adli ya da idari soruşturma evrakları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele ile ilgili birimlerden ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'ndan varsa davacı ile ilgili bilgi ve belgeler ile yine Bank Asya'ya açılmış mevduat hesapları, hesap hareketleri ve bankacılığa ilişkin işlemler olup olmadığı sorulmalı, tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, davanın reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir."