Güncelleme Tarihi:
Canan ALTINTAŞ-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR, (DHA)- DİYARBAKIR'da DİSİAD'ın ev sahipliğinde yapılan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun (TÜRKONFED) Girişim ve İş Dünyası Konseyi 39'uncu toplantısında Türkiye'nin önemli iş insanları ile 80 ilden işadamları bir araya geldi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik toplantıda yaptığı konuşmada, "Diyalogun çözümün mimarı olmasını sağlayacak koşulların oluşturulması gerekiyor" dedi.
TÜRKONFED 39'uncu Girişim ve İş Dünyası Konseyi Diyarbakır'da toplandı. DOGİNSİFED ve DİSİAD'ın ev sahipliğinde organize edilen konsey toplantısına Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, AK Partili ve CHP'li milletvekilleri, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Vali Hüseyin Aksoy ve 80 ilden iş dünyası temsilcisi katıldı.
Türk politika ve iş dünyasının önde gelen temsilcilerini Diyarbakır'da buluşturan toplantıda TÜRKONFED ve İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) işbirliği ile hazırlanan ve Türkiye'de kentler bağlamında gelişim dinamiklerini ortaya koyan, 'Kent Bölge: Yerel Kalkınmada Yeni Dinamikler-Türkiye'nin Kentlerinden Kentlerin Türkiyesi'ne' raporu da açıklandı. Rapor, TÜRKONFED ve İPM tarafından hayata geçirilen Yerel Demokrasi ve Yerel Yönetişim Forumu'nun ilk ürünü olması ve sürdürülebilir kalkınmanın bölgesel kalkınmadan başlayacağını kent-bölge ekonomisi çerçevesinde irdelemesi açısından da önemli tespitler içeriyor.
BAYSAL: BUZDOLABINDAKİ SÜRECİ ODA SICAKLIĞINA ÇIKARTMALIYIZ
Diyarbakır’ın ve bölgenin içinden geçtiği sıkıntılı dönemde şehre olan bağlılıklarının bir kat daha arttığını ifade eden DİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Burç Baysal, "Ülkemizdeki tüm siyasi aktörleri ve kurumları da Kürt sorununda, diyalog kanallarının tekrardan oluşması için üzerlerine düşeni yapmaya davet ediyoruz. Bu ülke hepimizin ve hepimiz bu topalaklarda eşit şekilde yaşamalıyız. Farklı dillerimiz, düşüncelerimiz, farklı kültürlerimiz olsa da, bir bütün olarak bu ülkenin sahipleri olduğumuzu unutmamalıyız. Bunun için de, siyasilerin tabiri ile buzdolabına konulan sureci vakit kaybetmeden tekrar oda sıcaklığına çıkartmalıyız" dedi.
BİLECİK: ÇÖZÜMÜ SAĞLAYACAK KOŞULLARIN OLUŞTURULMASI GEREKİYOR
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik toplantıda yaptığı konuşmada diyalogun çözümün mimarı olmasını sağlayacak koşulların oluşturulması gerektiğini söyledi. Bilecek Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan hakareti esefle kınadıklarını belirterek, "Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin ortak birleştirici, bizi biz yapan bir değerdir, atamıza yapılan hakaretleri şahsım ve TÜSİAD adına esefle kınadığımı tekrardan belirtmek isterim. Türkiye için toplumsal özgürlük, çoğulculuk ve dayanışma içinde ilerleme zamanı olduğunu kaydeden Bilecik, ' Ülkemizin önünde, Meclisin ve hükümetimizin odaklanmasını önerdiğimiz ve kararlılıkla destek olacağımız, bizim Demokrasi, Ekonomi ve Avrupa Birliği ile İlişkiler olarak üç başlık altında topladığımız somut bir reform gündemi bulunuyor. Başka ülkelerden daha yoğun olarak terörizm tehdidiyle yaşamak zorunda kaldığımızın idrakindeyiz. Bu mücadeleyi de sonuna kadar destekliyoruz. Ülke olarak şiddetin son bulması ve Kürt sorununun silahsız çözümü için defalarca girişimlerde bulunuldu. Her bir girişim, bölgedeki yurttaşlarımızın ve aslında tüm halkımızın çözüme ne denli önümüzdeki dönemde, silahlı mücadelenin bir daha geri dönülmemek üzere muhakkak terk edilmesini ve bunun koşullarının sağlanmasını arzu ediyoruz. Bunun için siyaset kanalının önünün açılması ve siyasetin, diyalogun çözümün mimarı olmasını sağlayacak koşulların oluşturulması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü inanıyoruz ki, Türkiye, mutlak özgürlükler, hukuk devleti ve demokrasi ve aynı zamanda vatandaşının güvenliğini, kusursuz sağlayabilen özgüvene ve güce sahiptir" diye konuştu.
KADOOĞLU: DİYARBAKIR KALKINMA HAMLESİNİN LOKOMOTİFİ OLABİLİR
Türkiye'nin orta gelir tuzağından kurtulmasını sağlayacak bir ekonomik ivmenin yakalanmasının, ülke refahının yükselmesi adına en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu savunan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu, bölgelerarası gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi ve rekabetçiliğin, yeni dinamiklerinin ortaya konulmasının sürdürülebilir kalkınma için önemli olduğunu söyledi. Bölgenin normalleşmesinin siyaset kanallarına şans tanıyarak tetikleneceğini belirten Kadooğlu, Diyarbakır'ın ekonomik ve sosyal hayatına yapılacak katkının, bölgedeki iklimi değiştireceğine inandıklarını ifade ederek, "Gelişmiş bir ekonomi ancak gelişmiş bir demokrasi kültürü ile var olur. Türkiye'nin küresel rekabetçilikte üst sıralara tırmanması, gelecekte dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alması bölgelerarası gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi kadar özgürlükçü bir demokrasi anlayışı ile gerçekleşebilir. Diyarbakır başta olmak üzere bölgeden başlayacak bir ekonomik gelişme, ülkemizin kalkınma hamlesinin de lokomotifi olabilir" şeklinde konuştu.
GÖÇÜN YARATTIĞI KAYIP 70 MİLYAR LİRA
Diyarbakır, Mardin ve Şırnak gibi bölgenin önemli illerinden 300 bin insanın göç etmesinin; kentlere, bölgeye ve dolayısıyla ülke ekonomisine önemli kayıplar yaşattığını anlatanKadooğlu, şöyle konuştu:
"TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre Türkiye nüfusunun yüzde 3,3'ü olan 2 milyon 550 bin kişi göç etmiş durumdadır. Yine araştırmalar, bir kişinin göç etmesinin kamuya maliyetinin ortalama 200 bin TL'yi bulduğunu ortaya koymaktadır. Bu rakamı TÜİK'in göç rakamlarıyla birleştirdiğinizde ortaya çıkan rakam 506 milyar TL'yi bulmaktadır. 300 bin kişinin Doğu ve Güneydoğu'dan göç etmesinin kamuya maliyeti ise ortalama 70 milyar TL yani yaklaşık 18 milyar Euro'luk bir kayıp yaratmaktadır. Bu korkunç bir rakamdır. Özellikle dış borçlanma, yani yabancı sermaye çekme zorunluluğu olan ekonomimizin, iç göçten kaynaklanan bu kayıpları daha verimli alanlara yönlendirmesi için planlı bir ekonomik ve sosyal politikalar uygulaması elzemdir. Bu parayı göç nedeniyle harcayacağımıza, Doğu ve Güneydoğu'da istihdama ve yatırıma harcamış olsak, inanın ne dış borç ne de cari açık sorunumuz kalırdı."
EKER: EN BÜYÜK SORUN, PKK'NIN KENDİSİDİR
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker de yaptığı konuşmada, "Çatışma olmasın diyoruz doğru, ama değerli kardeşlerim kediye kedidir demesini bilmemiz lazım. Bu terördür, bunu bilelim. Dünyanın hangi şehrinde birileri gelip o çözüm süreci dediğimiz süreçte, o tarihi şehrin altını mayınlayacak, silahlayacak, sonra gelecek diyecek, 'ki ben buraları işgal ettim, buraya hendek kuruyorum, barikat kuruyorum' diyecek ve siz ona sessiz kalacaksınız, böyle bir şey yok. Kürt sorunun şu anda önündeki en büyük sorun bu sorunu terörle şiddetle çözmeye kalkışan PKK'nın kendisidir. Cumhurbaşkanımız net ve açık bir şekilde söyledi, silah olduğu sürece, ortada silah bomba patlayıcı olduğu ve bu yöntemle terör estirildiği sürece bunlarla anlaşıldığı dilden mücadele edilecek. Hiç bunun başka bir yolu yok" dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci de toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bir yandan PKK, DEAŞ, FETÖ terör örgütleriyle mücadele ederken, diğer yandan da Türkiye'yi büyütmeye gayret gösterildiğini anlattı. Bakan Tüfenkci, "Diyarbakır'a 376 yatırımcı buraya yatırım yapmak için müracaat etti. İnşallah kısa zamanda Kalkınma Bakanlığı'mız kalkınma bankamız bunları neticelendirir ve bunlar yatırıma dönüştürülür. Eğer iki yıl içerisinde bunlar yatırıma dönüştüğünde Diyarbakır'a yaklaşık 38 bin yeni istihdam olanağına kavuşturmuş olacağız. Biz milletin iradesinin üzerine ipotek konmasını istemiyoruz. Eğer Diyarbakır'a birileri yön verecekse buna terör örgütleri değil, burada yaşayan insanlarımız milletimiz yön vermeli" ifadelerin kullandı.
İPM'DEN KENT BÖLGE RAPORU
TÜRKONFED ve İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) işbirliği ile hazırlanan, Kent Bölge: Yerel Kalkınmada Yeni Dinamikler-Türkiye'nin Kentlerinden Kentlerin Türkiye'sine raporu, kentler bağlamında Türkiye'nin iktisadi ve idari sorunları üzerinde çalışmak ve çözüm üretmek amacıyla kamuoyuna sunuldu. İki aşamalı bir çalışmanın ilk fazı olan rapor kapsamında Adana-Mersin, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Samsun ve Van şehirlerinde kent-bölge oluşumunun dinamikleri ve potansiyelleri incelendi. Söz konusu kentlerin küresel üretim, tüketim ve dolaşım ilişkilerinden nasıl etkilendiği analiz edildi ve kentlerin potansiyel imkanları ile kısıtları arasındaki makasın nasıl daralacağına ilişkin hipotezler sunuldu. Araştırmanın ikinci ayağı kapsamında bu 12 kentten, belirlenen 4 ya da 5'inde bir çözüm modeli ortaya konması hedefleniyor. Rapor ayrıca, TÜRKONFED ve İPM tarafından hayata geçirilen Yerel Demokrasi ve Yerel Yönetişim Forumu'nun ilk ürünü olma özelliğini taşıyor.
FOTOĞRAFLI