Güncelleme Tarihi:
"BUGÜN İTİBARİYLE TBMM BAŞKANINDAN HİÇ BİR FARKIMIZ YOKTUR"
Edirne Cezaevinde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, TBMM Başkanlığı ve Adalet Bakanlığına yazdığı yazılar HDP Genel Merkezi tarafından basın kuruluşları ile paylaşıldı. Demirtaş yazılarında, yasama dokunulmazlığı ve yasama sorumsuzluğu ilgili yasa, anayasa ve iç tüzükte yer alan maddelerden detaylar vererek, kendi durumunu yazdı. Demirtaş, yasama sorumsuzluğu kapsamında olan yasama çalışmaları sırasında ileri sürülen görüşlerinin parlamento dışında da dile getirilmesinden ibaret olan tüm açıklamalarım yine halen derdest olan ve tutuksuz yargılandığı 30 bağımsız dava dosyasına dönüştürüldüğünü savundu. Demirtaş, şöyle dedi:
"20.05.2016 tarihinde Anayasaya geçici bir madde eklenerek, yine 20.05.2016 tarihine kadar işlendiği iddia edilen suçlar yönünden dokunulmazlığımız kaldırılmıştır. 20.05.2016 tarihinden sonraki hukuki statümüzde bir değişiklik yapılmamış, bu gün itibariyle dahi, halen milletvekili görevlerini icra eden Parlamenterlerden ve hatta sizden bu yönüyle hiçbir farkımız bulunmamaktadır."
Demirtaş, bir milletvekili olarak cezaevinde bulunuyor olmasının kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlali olduğu kadar, yasama faaliyetlerine katılamıyor olması nedeniyle 6 milyon seçmenin oyuna almış bir Partinin Eş Genel Başkanı olarak seçme ve seçilme hakkının da ihlal edildiğini öne sürdü. Selahattin Demirtaş, yazısının devamında şöyle dedi:
"KELEPÇE UYGULAMASI İLE KARŞI KARŞIYA KALMAKTAYIM"
"Tutuklu bulunduğum dosyada 10 ayı aşkın süre geçmesine rağmen halen duruşmaya çıkmamış olsam da, halen devam eden 30 ayrı dava dosyam bulunmaktadır. Bu dosyalarda, SEGBİS ile ifade vermek istememem, bizzat duruşmalara katılma isteğim genellikle reddedilmekte; duruşmalara katılma isteğimin kabul edildiği dosyalarda ise ilgili mahkemeye sevkim sırasında kelepçe uygulaması ile karşı karşıya kalmaktayım. Keza anılan kelepçe dayatma uygulaması hastaneye sevkler sırasında da aynen yaşanmaktadır. Asla kabul edilemez bu uygulama nedeniyle adil yargılanma hakkımın, sağlık hakkımın, işkence ve kötü muamele yasağı hakkımın ihlal edildiğini; dokunulmazlığı düzenleyen 83. madde dolayısıyla da Anayasal ihlal olduğunu, konumunuz gereği en çok da, Siz bilmek durumundasınız. Kelepçe ile ilgili, 'Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğinin' yakalanan ve nakledilecek şahıslara uygulanacak tedbirler başlıklı 7. maddesindeki 'Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hâllerinde kelepçe takılabilir' hükmü dışında mevzuatımızda başkaca da bir düzenleme bulunmadığını hatırlatmak isterim. Bu hükmünde, nakledilecek kişinin 'kaçacağına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığına' şeklindeki şarta tabi olduğunu bilmek durumundasınız. Bunu biliyor ve buna rağmen bu uygulama devam etsin diyorsanız, Sizden, Kendime veya başkasına zarar vereceğim ve yahut kaçacağım konusundaki düşüncenizi şekillendiren ve ilgili hükümde varlığı gerekli sayılan 'belirtileri' tarafıma sunmanızı rica ederim."
"TBBB ÜYESİNİ KELEPÇELEYİN DİYEN YUKARIDAKİLER KİMDİR?
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kelepçeli naklin tali bir nakil olduğunu, aynı zamanda Anayasa Mahkemesi ve AİHM'in kararlarında da kişilerin kelepçeli naklinin temel insan haklarına aykırı olduğu, insan onurunu rencide ettiğine dair kararları bulunduğunu ifade ettiği yazıda, şöyle devam etti:
"1983 yılında yürürlüğe giren Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkilerine ilişkin yönetmeliğin konuya ilişkin hükmünün de bu gerekçelerle Danıştay Dava Dairesince iptal edildiğini, zorunlu olmadıkça kelepçe takılmasının suç olduğunu hatırlatmak ve bilmenizi isterim. Bulunduğum Cezaevinin dış güvenliğince, Jandarma yetkililerince, kelepçe takma uygulamasının kendi takdirleri olmadığı, bu emrin 'yukardan geldiği' dile getirilmektedir. Dokunulmazlığı devam eden bir TBMM üyesini kelepçeleyin! diye emir vererek suç işleyen 'yukarıdakilerin' kim/kimler olduğunu, ne amaçla bu emirleri verdiklerini bilmek ve işlenen bu suçu engellemek yükümlülüğünüzün olduğunu düşünüyorum.Başkanlığınızca, dile getirmiş olduğum bu sorunların giderimi için, gerekli girişimlerde bulunulmasını ve tarafıma yazılı olarak bilgi verilmesini talep ederim."