Güncelleme Tarihi:
SANIK ÖĞRETMEN: ŞERİATTAN KASTETTİĞİM ARABULUCUK
Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde, kız öğrencisine 'cinsel taciz' iddiasıyla tutuksuz yargılanan coğrafya öğretmeni A.B., DEAŞ sempatizanlığı ile uzaktan yakından alakası olmadığını söyledi. A.B., şöyle dedi:
"IŞİD'in bütün vahşiliklerini kabul etmeme rağmen, onlar hakkında söylenen her haberin doğru olmayabileceğine ihtimal verdiğimden dolayı bunu dile getirdim. IŞİD insanlık dışı vahşi bir terör örgütüdür. Hizbullah konusunun benim dosyamla alakası yok. 16 yaşında küçük bir çocukken, hakkımda atılan iftiralara binaen Hizbullah terör örgütü adına hapis yattım. O dönem yaşım itibarıyla olayların gerçek mahiyetini anlayamayacak bir dönemimdeydim. O dönem bazı güvenlik güçlerinin baskısı altında imzaladığım ifadelerimden dolayı, mahkeme 16 yaşımda iken örgüt üyeliği cezası verdi. Söz konusu sözde suçları 13-14 yaşımdayken işlediğim iddia edilmiştir. Hizbullah örgütü ile uzaktan yakından hiçbir ilgim alakam yoktur."
'KASTETTİĞİM ARABULUCUK'
Hakkındaki taciz iddialarını da kabul etmediğini belirten A.B., şöyle konuştu:
"Takdir mahkemenindir. Mahkeme beni suçlu bulursa gereken en ağır cezayı çekmeye seve seve razıyım. İddialar tamamen asılsızdır ve şantaj amaçlıdır. Bizim bölgemizde yerel ağızda kullandığımız, iki kişinin arasına arazi veya hayvan anlaşmazlığı gibi anlaşmazlıklar girdiğinde 'Şeriata gidelim' diyorlar. Bu imam olur, aşiret lideri olur, iş adamı olur 'Yanına gidelim, bizim hakkımızda hüküm versin, ona göre razı olalım' gibi ağız alışkanlığı ile dile getirilmiş, bir nevi resmi ismiyle arabuluculuk sistemini kastettim. Fakat karşı taraf köylü olduğu için onun anlayamama ihtimali ile şeriat kelimesini ağız alışkanlığı ve yerel anlamıyla söyledim. Kastettiğim ise arabuluculuk sistemidir. Karşı tarafın dindarlık kimliğinin ağır basmasından dolayı, bu dilden anlayabileceğini ihtimal vererek arabuluculuk sistemini, onun anlayabileceği sistemden kastettim. Hanefi, Şafii, Maliki mezhebine göre hüküm edelim gibi bir şey kastetmedim. Tağut devletten kastım; adam dindar biridir ve kendisini şeriatçı olarak tanıtıyor. Kendisi dindar olduğundan dolayı laiklik kelimesinin Arapçadaki karşılığı tağuttur. Tağut isyan eden değildir. Kastettiğim, söyleyeceğim şey şudur; şeriat mahkemeleri ve laiklik mahkemeleri, yani bizim laikliğin Arapçadaki, dindeki karşılığı 'tağut' kelimesidir. Bu adam dindar olduğu için onun anlayabileceği dilden laikliği kastettim. Laik mahkemelerde, bürokratik işlemler yani devletin resmi meşru mahkemelerinde bürokratik işlemler çok uzayacağı ve mağduriyetler yaşanacağından dolayı, bunu arabuluculuk sistemi ile bölgemizde yerel ağızla söylenen şeriat kelimesi ile meramımı anlatmaya çalıştım. Kastım herhangi bir din veya mezhebin hukuk kuralları değildir. Tağut lafını laikliğin Arapçası olarak kastettim ama anlamı dışına çıkarıldı. Kastettiğimin dışında bir anlam verilmiştir."