Ölenlerin vasiyeti üzerine çocuk yaşta gelin oldular

Güncelleme Tarihi:

Ölenlerin vasiyeti üzerine çocuk yaşta gelin oldular
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2014 11:37

- DİTAM'ın Güneydoğu'da erken yaşta evlilik yapanlarla ilgili araştırmasında, aile büyüklerinin kararı ile evlendirilen kız çocuklarından bazılarının "ölenlerin vasiyeti üzerine veya namuslarını korumak adına" çocuk yaşta gelin edildiği belirtildi - Araştırmada bu evliliklerde ara buluculuk yaptığı için pişmanlık duyan kişilerin, "izdivaç yerine çocuk yaşta evliliklerin önlenmesine yönelik programlara ve televizyonlarda bilinç artırıcı reklamlara yer verilmesi, düğün salonlarında kimlik kontrolü yapılması gibi önlemlerin alınması" önerisi yer aldı - Siirt'te erken yaşta evlendirilen Hayriye: "Halamın vasiyeti vardı. Halam ölünce babam halamın oğlu ile beni evlendirdi. 'Günaha girmeyelim' diye günahımıza girdiler" - DÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan: "Bölgedeki evliliklerde ailenin büyüklerinin memnuniyeti önemli. Kişi öldükten sonra vasiyeti yerde kalmasın düşüncesiyle çocuk yaştakilerin evlendirilmesi başvurulan bir yol"

Haberin Devamı

DİYARBAKIR (AA) - SEMA KAPLAN - Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) tarafından yapılan erken yaşta evliliklere ilişkin araştırmada, bölgede aile büyüklerinin kararı ile evlendirilen kız çocuklarından bazılarının ölenlerin vasiyeti üzerine, bazılarının da namuslarını korumak adına küçük yaşta gelin edildikleri belirtildi.

İsveç İstanbul Başkonsolosluğu, Açık Toplum Vakfı, Kadın Merkezi (KAMER) ve Eczacılar Odası'nca desteklenen, Diyarbakır, Siirt ve Şanlıurfa'da erken evliliklerin toplumsal meşruiyetinin nedenlerinin araştırıldığı çalışmada çocuk yaşta evlendirilen 184 kadın ve bu evliliklere ara buluculuk eden 19'u erkek 41 kişi ile görüşüldü.

Çalışmada erken evlilik yapanların yaşadıklarını anlattığı görüşme sonunda akraba evliliklerinde özellikle vasiyet söz konusu ise bunun kesinlikle yerine getirilmesi gerektiği, "ölülerin memnuniyetinin kız çocuklarının çocukluk haklarından bedensel ve ruhsal dokunulmazlığından önce geldiği" tespitine varıldı.

Haberin Devamı

- "Sanki kurbanlık bir koyun gibiydim"

Araştırmada, küçük yaşta evlendirilen kadınların anlatımlarına da yer verildi. Şanlıurfa'da yaşayan Emel, görüşmede, düğününde başkasının düğününde gibi hissettiğini belirterek, "Sanki kurbanlık bir koyun gibiydim" ifadesini kullandı.

Siirt'ten Aynur, hiç evlenmek istemediğini anlatarak, şunları dile getirdi:

"Sen evlenmek istemediğinde, 'Yoksa senin hayatında başka bir sevdiğin mi var?' diyorlar. Bir şey diyemiyorsun. Vallahi zordur. Düşün bir ömür hiç sevmediğin biriyle hayat geçireceksin. Yaşadığım hayat çok zor. Arkadaşlarıma bakıyorum öğrenciler, okuyorlar."

- "Günaha girmeyelim diye günahımıza girdiler"

Siirt'ten Hayriye ise halasının isteği üzerine halasının oğlu ve kızı ile kendisinin ve abisinin küçük yaşta berdel yapıldığına dikkati çekerek, "Halamın vasiyeti vardı. Halam ölünce babam kız kardeşine söz verdiği için halamın oğlu ile beni evlendirdi. 'Günaha girmeyelim' diye günahımıza girdiler" diye konuştu.

Bu evliliklerin gerçekleşmesinde ara buluculuk yapanların anlatımlarından bazılarının erken evlilikleri sorgulamaya ve yadırgamaya başladığı, bazılarının da kız çocuklarının erken evlendirilmesini yanlış bulduğu ve bu yanlışa ortak olduğu için pişmanlık duyduğu görüldü.

Haberin Devamı

Erken yaşta evliliğin gerçekleşmesine ara buluculuk edenler, "izdivaç yerine çocuk yaşta evliliklerin önlenmesine yönelik programlara ve televizyonlarda bilinç artırıcı reklamlara yer verilmesi, düğün salonlarında kimlik kontrolü yapılması gibi önlemlerin alınması" önerisinde bulundu.

- "Çocuk ile gelin kavramını bir araya getirmek doğru değil"

Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rüstem Erkan, AA muhabirine, kamuoyunda erken evliliklerin yasaklara ve tüm duyarlı kesimlere rağmen toplumsal bir meşruiyetinin olduğunun görüldüğünü söyledi.

"Çocuk ile gelin kavramını bir araya getirmek doğru değil" diyen Erkan, gelinin yüceltilen bir kavram ve meşruiyeti sağlayan bir durum olduğunu vurguladı.

Haberin Devamı

Erkan, kamuoyunda giderek çocuk gelin kavramı yerine zorla evlendirilmiş çocuk kavramının hem akademik hem de basın dili ile kullanılmasının toplumdaki meşruiyeti büyük ölçüde zayıflatacağını dile getirdi.

- Vasiyetle evlilik

Ataerkil toplumlarda insanların daha çok geleneklere bağlı olduğunu, geleneksel ailede de ait olunan grubun mutluluğunun ön plana çıktığını anlatan Erkan, "Bölgedeki evliliklerde de annenin babanın veya ailenin diğer büyüklerinin memnuniyeti önemli. Burada ölmüş olanların vasiyeti de işin içine girmiş oluyor. Kişi öldükten sonra vasiyeti yerde kalmasın düşüncesiyle çocuk yaştakilerin evlendirilmesi başvurulan bir yol" şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

- "Din adamları dinin gerekçe gösterilmesinden rahatsız"

Erkan, araştırma kapsamında kanaat önderleri ile İstanbul ve Diyarbakır'da çalıştaylar yapıldığına işaret ederek, şöyle dedi:

"Toplantıya katılan din adamları halkta olan bir eğilimin kendileri üzerinden meşrulaştırılmaya çalışıldığını belirtiyor. Evliliğe karar veren aileler din veya diğer gerekçelerle kendi kararlarını meşrulaştırmak istiyor. Din adamları dinin gerekçe gösterilmesinden rahatsız. Bir din adamı kızlar için ideal evlilik yaşının 22 olduğunu ifade etti. Din adamlarının bakış açısı bölgenin geleneksel yapısının bakış açısından çok ileri."

- Namus kavramı

Geleneksel yapının olduğu yörelerde namus kavramının genelde kadın üzerinde tanımlandığını ifade eden Erkan, kızın evde kaldığı süre arttıkça namus riskinin de ortaya çıkmış gibi görüldüğüne işaret etti.

Haberin Devamı

Erkan, her an adının çıkacağı veya arkadaşının olacağı gibi endişelerle ailenin namusuna halel geleceği yaklaşımı olduğuna dikkati çekerek, bu nedenle kız çocuklarının bir an önce evlendirilmek istendiğini söyledi.

İlkokulu bitiren bir kızın evde 20 yaşına kadar beklemesinin sorunlu görüldüğüne değinen Erkan, şunları kaydetti:

"Bu çocukların bu dönemi okul veya meslek eğitimi ile geçirebileceği bir politikanın olması gerek. Sosyolojik tedbir budur. Gerek devletin gerek sivil toplum politikalarının en azından kız çocuklarının lise eğitimini tamamlayacağı süreye kadar eğitim sürecinde yer alması şeklinde düzenlenmesi gerekir. Trakya'da 100 kadından 30'a yakını ücretli bir işte çalışırken bölgede bu oran yüzde 2 veya 3'e düşüyor. Tüm sorunların altında bu yatıyor. Politikalar biraz bunun üzerine de yoğunlaşmalı."

- Düğünün resmi nikah şartına bağlanması

Çalıştayda düğün salonlarında kimlik kontrolü yapılmasının öne çıkan bir öneri olduğunu ancak bunun ciddi bir fayda sağlayacağına inanmadığını kaydeden Erkan, bunun yerine düğün süreci başlamadan nikah şartının aranabileceğini belirtti.

Erkan, salonda nikahın yapılma şartı ile düğünlere izin verilebilmesinin de doğru bir yöntem olabileceğini aktararak, düğünlerde polisiye önlem alınmasının fayda getireceğini düşünmediğini söyledi.

- "Kişi ölmeseydi belki de bu evlilik gerçekleşmeyecekti"

Projenin yürütücüsü olan DÜ Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Naciye Yıldız da toplumun tam bir geçiş aşaması yaşadığını ifade ederek, bir yandan kültürel açıdan geleneksellik egemen iken diğer yandan ekonomide modern topluma geçişin söz konusu olduğunu kaydetti.

Yıldız, kültürel bir gecikme yaşandığına işaret ederek, şöyle konuştu:

"Aile büyüklerine verilen sözün yerine getirilmesi geleneksel ilişkilere verilen önemi gösteriyor. Ancak akrabasına kızını gelin verenler akrabaları ile bir zaman sonra düşman olduğunu belirtiyor. Siirt'ten Hayriye'nin anlattığı örneğe bakıldığında, bu kişi ölmeseydi belki de bu evlilik gerçekleşmeyecekti. Ancak geleneksel yapı hala çözülmediği için etkisini sürdürüyor."

Yıldız, bazı ailelerin yaşlandıklarında kendilerine bakacak bir güç aradığını, bu nedenle rahat edecekleri düşüncesiyle çocuklarını akrabaları ile evlendirdiğini vurgulayarak, akraba ile yapılan evliliklerde de geri dönüşün zor olduğunu, ekonomik yoksunluk nedeniyle bu dayanışma bağlarının yerine geçecek bir mekanizmanın henüz bulunamadığını söyledi.

- "Bu çocuklar eğitilmeli"

"Çocuk yaşta evlendirilen kız çocuklarının sömürüsü söz konusu" diyen Yıldız, şöyle dedi:

"Burada, 'Kızı serbest bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya varır' düşüncesinin olduğunu görüyoruz. 'Kız zaten küçük olduğu için kiminle evleneceğine karar veremez' diye düşünülürken bir yandan da o küçük çocuktan evlilik gibi önemli bir sorumluluğu üstlenmesi isteniyor. 18 yaşına kadar herkesin çocuk olduğu gerçeği unutulmamalı."

Yıldız, "Kız çocukları, 'Ailelerimizin yerine önce bizi eğitin' diyorlar. Kız çocuklarına haklarını öğretmek önemli. Bu çocukların evlenme gerekçelerini meşrulaştıran nedenleri karşılayan toplumsal ve ekonomik bir yapılanma yoksa aileler tarafından bu yine tercih edilecektir" şeklinde konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!